Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/24 E. 2021/4 K. 15.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2021/24 Esas
KARAR NO : 2021/4

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2021
KARAR TARİHİ : 15/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Dairesi tarafından … esas sayılı takip dosyasında alacaklısı … borçlusu … alacağı Türk parasıyla tutarı 2.823.321,92TL, senet ve tarihi 2.5000.000,00 TL miktarlı 27.02.2019 tanzim tarihli 05.09.2019 vade tarihli senet olarak düzenlenmiş olan 17.06.2020 tarihli kambiyo senetlerine (çek, poliçe ve emre muharrer senet) özgü haciz yolu yapılacak takipte ödeme emri lehtarı … borçlusu … nakden ahzolunduğunu ve “okudum” kaydı bilgisayarda yazılı olarak oluşturulan bir bono fotokopisi davacı …’a 18.06.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının davalıya … Dairesinin … esas sayılı 2.823.321,92 TL ve fer’ileri talepli takip dosyası takibe konu 27.02.2019 tanzim 05.09.2019 vade tarihli 2.5000.000,00 TL miktarlı senet ve/veya başka hiç bir nedenle borcu olmadığını, takip konusu senet ve/veya senetteki imza davalı tarafından bertakrip (hukuka aykırı olarak) elde edilmediğini, hukuki netice elde edilecek şekilde bono olarak doldurulduğunu ve bankaya tahsile verilmeden doğrudan icraya takibe konulduğunu belirterek davacı …’ın davalı …’a … Dairesinin … esas sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tesbitine ve icra takibinin iptaline, Kötü niyetli davalının takip borç toplamının %40’ndan aşağı olmamak üzere tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; bonoya dayalı takip nedeniyle menfi tespit ve kötü niyet tazminatı talebine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa 7155 sayılı kanunla eklenen 5/A maddesinde ”Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (…)” düzenlenmesi 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa 7155 sayılı kanunla eklenen 18/A maddesinde ise ”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokuluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir (…)” düzenlemesi bulunmaktadır.
Menfi tespit davasında davacının borçlu olup olmadığının tespiti ile birlikte davalının da alacaklı olup olmadığının tespiti yapılacağından ve keza istirdat davasına dönüşme ihtimali bulunduğundan menfi tespit davasının bu niteliğe göre dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olduğu açık olup 7155 sayılı Yasa’nın 20. maddesi ile TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesi kapsamında menfi tespit davasında da arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğu mahkememizce kabul edilmiş dava dilekçesi ekinde arabuluculuk son tutanağı sunulmadığı, davacı vekilinin 14.01.2020 tarihli dilekçesinde davalarında arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığını beyan ettiğinden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmamış olduğu anlaşılmakla Ankara BAM 22. Hukuk Dairesinin 2020/959 esas 2020/1483 karar sayılı 26.11.2020 tarihli, 2020/940 esas 2020/1484 karar sayılı 26.11.2020 tarihli, 2020/758 esas 2020/1353 karar sayılı 06.11.2020 tarihli emsal kararları da nazara alınarak işbu davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşadığıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6102 sayılı TTK 5/A-1 maddesi ile 6325 sayılı yasanın 18/A-2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 48.215,29 TL harçtan mahsubu ile 48.155,99 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Gerekçeli karar tebliği sayılmamak ve yasa süreleri etkilememek kaydıyla HMK 27/1, 2-a maddesi kapsamında hüküm özünün derhal taraflara tebliğine,
Dair gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile karar verildi.
Gerekçeli kararın yazıldığı tarih: 15.01.2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …