Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/233 E. 2022/553 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/233 Esas – 2022/553
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/233 Esas
KARAR NO : 2022/553

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/09/2019
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/08/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun 233 sayılı KHK uyarınca kurulmuş bir kamu iktisadi teşebbüsü olup bina eklentilerinin güvenliğinin sağlanmasının ihale yöntemiyle özel güvenlik şirketlerinden satın alınmakta olduğunu, özel güvenlik hizmetinde ihale edilen her bir yüklenici firmanın ihale konusu hizmeti yürütmek üzere çalıştıracağı işçileri kendileri belirlemekte ve söz konusu firmalarla yapılan sözleşmeler gereği işe alma ve işten çıkarma yetkileri ile bundan doğacak sorumluluğun bu firmalara ait olduğunu, zaten işin doğası gereği de; ihale makamı olan müvekkili kurumun hizmet alımı için ihaleye çıkarak söz konusu güvenlik işini ihale usulü gereği en uygun teklifi veren firmaya bırakmakta ve bu firma da kendi çalıştırdığı işçileri ile bu hizmeti vermekte olduğunu, kendi işçileri açısından doğacak sorumlulukların da bu firma tarafından yerine getirilmesi gerektiği, davalıların son olarak 01/11/2016-31/08/2017 tarihlerini kapayan döneme ilişkin güvenlik işini müvekkili kurumdan ihale ile almış olduklarını, dava dışı … adlı özel güvenlik işçisi de müvekkili kurumun özel güvenlik işlerini üstlenen davalı şirketlerin bünyesinde 25/04/2017 tarihine kadar çalıştığını, iş akdine son verilen … tarafından … 2. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile müvekkili kurum aleyhine işe iade davası açıldığını ve mahkemece işe iadesine karar verildiğini, kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini, işe iade davası sonucu verilen işe iade kararının davalı taşeron firmaları tarafından yerine getirilmemiş ve sonucunda da müvekkili kurum aleyhine başlatılan … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davacı tarafa vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden dolayı 30/10/2018 tarihinde 3.048,21 TL, … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile de davacı tarafa işe başlatmama ve boşta geçen sürelere ilişkin ücret ödemelerinden dolayı da 04/12/2018 tarihinde 19.446,93 TL olmak üzere toplam 22.695,14 TL davacı tarafa müvekkili kurum tarafından ödeme yapıldığını, 4875 sayılı İş Kanunun 2/6 maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 162-168 maddeleri uyarınca müvekkili kurum tarafından …’a ödenen bedelin davalı şirketler tarafından müvekkili kuruma ödenmesi gerektiğini, yasal zorunluluk gereği arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu ancak her iki davalının da arabuluculuk görüşmelerine katılmadıklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla müvekkili kurum tarafından …’a ödenen 3.048,21 TL’nin 30/10/2018 tarihinden, 19.646,93 TL’nin de 04/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde, taraflar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer mahkemesi olarak Ankara Mahkemeleri’nin belirlendiğini belirterek yetki yönünden davanın reddini istemiş, esas yönünden ise İş Kanunu gereğince müteselsil sorumluluğun esas olduğunu, davacı tarafından yapılan ödemeye dair bildirimde bulunulmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede asıl işverenin rücu edebileceğine dair bir hüküm olmadığını, ihale yapılırken de kıdem tazminatı vs. ödemesi yapılmadığını, davacının kusuruna dayanan davalarda rücu imkanının olmadığını, kusur incelemesi yapılmasının gerektiğini, talebin zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücu alacağının tahsili istemine ilişkin olup … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/684 Esas 2020/164 Karar sayılı yetkisizlik kararına istinaden Gaziantep BAM 11. HD.’nin 03/02/2021 tarih ve 2020-1200/171 sayılı ilamı üzerine mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Taraf delilleri toplanmış, eldeki davaya konu alacağın dayanağı olan … 2. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası ve onunla bağlantılı … 3. İcra Dairesi’nin … ve 2018/24561 sayılı takip dosyası suretleri, ödeme dekontları, SGK kayıtları, taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri dosyaya kazandırılmış; davalı şirketlerin sorumluluk miktarlarının belirlenmesi yönünden bilirkişiden rapor alınmış, tüm sorumluluğum davalı şirketlerde olduğunun kabulü halinde davalı şirketlerin toplam sorumluluk miktarının 22.695,14 TL olduğunu belirleyen bilirkişi raporu denetime elverişli, yerleşik Yargıtay içtihatlarında öngörülen ilkelere ve somut olaya uygun olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Somut olayda; taraflar arasında imzalanan Hizmet Alımına İlişkin Sözleşme’nin 8.2 maddesine göre ihale dökümanları arasında çelişki veya farklılık olması halinde Hizmet İşleri Genel Şartnamesi hükümlerinin 1. sırada uygulanmasının gerektiği belirtilmiştir. Taraflar arasında imzalanan Hizmet İşleri Genel Şartnamesine göre, yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin gündelikçi, haftalıkçı veya aylıkçı olarak işyerinde çalıştırdığı işçi, personel ve teknik elemanların tamamı da yüklenicinin elemanları hükmünde olup bunların ücretlerinin ödenmesinden doğrudan doğruya yüklenicinin sorumlu olacağının kararlaştırıldığı, sözleşmede işçi hak ve alacakları nedeniyle açıkça yüklenicinin (alt işveren davalıların) sorumlu olacağı belirtilmiş olup, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümleri tarafları bağlayacaktır (Emsal: Yargıtay 6 HD.’nin 11/10/2021 tarih ve 5092/747 sayılı ilamı). Bu bağlamda davacı işverenin, hükme esas alınmasına karar verilen bilirkişi raporunda hesaplanan 22.695,14 TL’nin tamamını, davacı işverene karşı adi ortaklık olarak sorumluluk altına giren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Temerrüt tarihi bakımından ise … 2. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından yapılan yargılamada davalıların da taraf olduğu ve böylece davacının zararından haberdar olukları nazara alınarak hükmolunan alacağın 30/10/2018 ve 04/12/2018 ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 22.695,14 TL’nin; 3.048,21 TL’sinin 30/10/2018 ödeme tarihinden, 19.646,93 TL’sinin 04/12/2018 ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 1.550,30 TL harçtan peşin alınan 387,58 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.162,72 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 387,58 TL peşin harç olmak üzere toplam 431,98‬ TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 253,75‬ TL tebligat ve müzekkere, 1.000,00 TL bilirkişi ücretinin toplam 1.253,75 TL giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
28/06/2022