Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS SAYISI : 2021/223
KARAR SAYISI : 2021/290
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 12/04/2021
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Menfi tespit davalarında Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 13/02/2020 tarihli örnek kararı gereğince arabuluculuk yoluna dava açılmazdan önce gidilmesinin zorunlu bulunmadığını ve dava şartı olarak aranmaması gerektiğini, davalı firmanın 242.000,00 TL ‘lik ihtiyati haciz kararı aldığını, öğrenmiş olduklarından öncelikle müvekkili yönünden başlatılacak icra takiplerinin durdurulmasına karar verilmesini davacı dayanaklarının ve ihtiyati haciz isteğine dayanak belgelerin hile ve muvazaa ile elde edildiği olgusunun değerlendirmesini bu anlamda 242.000,00 TL ‘lik bedelin … üzerine devrinin yapılması sırasında para gelmediğinden bahisle tapunun tesliminden vazgeçildiğinin, davalı firma yetkilisi … tarafından 242.000,00 TL’nin müvekkili firma yetkilisi … ‘nın şahsi hesabına gönderdiğini, tapu devri konusunda … ile anlaşma yapılmak üzere … ile bir araya gelindiğini, … ‘in avukat olup hakkında soruşturma dosyaları ve dava dosyalarının bulunduğunu, sonradan öğrenildiğini, 378.000,00 TL ‘yi içeren banka dekontundaki bilgilerin … …Ltd. Şti ve firmanın ortağı Av. … tarafından tek taraflı beyan ile müvekkilini aldatma kastıyla düzenlenmiş olduğunu, zira müvekkili açısından bu belgenin bağlayıcı olamayacağını ve muvazaa saikiyle düzenlenen belge olup aldatma eylemi içerisine girildiğini, yaşanan bir kısım olayların müvekkili firma ve yetkilisinin çektiği karşı ihtarnameler ve ihtilaflı hale geldiğini, … Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası üzerinden 26/03/2021 tarihli ihtiyati haciz kararı alınıp, … müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında haciz için müvekkiline gelindiğinde durumun öğrenildiğini ve maddi ve manevi zararın olduğunu, buna bağlı olarak 242.000,00 TL gibi bir oldukça yüklü bir parayı haksız suretle yatırmak zorunda kaldığını, halen de 378.000,00 TL’lik alınan ihtiyati haciz kararına istinaden haciz tehdidinin başladığını, bu nedenle bu yönde başlatılacak takibin gerçekleşmemesi için durdurma yönünde tedbir talep ettiklerini, davalı firmanın çelişkili davranma yasağına aykırı hareket ettiğini, şüpheliler hakkında (… , …, …) hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı firmanın 3 taşınmaz bedelinin 378.000,00 TL ‘den çok fazla edeceğini ve dekontlarda yapmış olduğu aldatma kastının açığa çıktığının anlayarak taşınmaz değerlerinin 600.000,00 TL ettiği iddiasıyla aynı konuda yeni bir ihtarname çektiğini, davalı firmanın muvazaasının bu şekilde ortaya çıktığını bildirmiş öncelikle 378.000,00 TL yönünden müvekkili aleyhine başlatılacak tüm icra takiplerinin durdurulmasını ve ihtiyati tedbir kararı verildikten sonra davalı firmaya borçlu olmadıkları yönünde menfi tespit taleplerinin kabulüne ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
GEREKÇE:
Dava; menfi tespit ve kötüniyet tazminatı talebine ilişkindir.
Tarafların işbu dava öncesinde arabuluculuk yöntemine başvurmadıkları davacı vekilinin dava dilekçesindeki beyanı ile sabittir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa 7155 sayılı kanunla eklenen 5/A maddesinde ”Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (…)” düzenlenmesi 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa 7155 sayılı kanunla eklenen 18/A maddesinde ise ” (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokuluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir (…)” düzenlemesi bulunmaktadır.
Menfi tespit davasında davacının borçlu olup olmadığının tespiti ile birlikte davalının da alacaklı olup olmadığının tespiti yapılacağından ve keza istirdat davasına dönüşme ihtimali bulunduğundan menfi tespit davasının bu niteliğe göre dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olduğu açık olup 7155 sayılı Yasa’nın 20. maddesi ile TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesi kapsamında menfi tespit davasında da arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğu mahkememizce kabul edilmiş dava dilekçesi ekinde arabuluculuk son tutanağı sunulmadığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde davalarında arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığını beyan ettiğinden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmamış olduğu anlaşılmakla Ankara BAM 22. Hukuk Dairesinin 2020/959 esas 2020/1483 karar sayılı 26.11.2020 tarihli, 2020/940 esas 2020/1484 karar sayılı 26.11.2020 tarihli, 2020/758 esas 2020/1353 karar sayılı 06.11.2020 tarihli emsal kararları da nazara alınarak işbu davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşadığıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
6102 sayılı TTK 5/A-1 maddesi ile 6325 sayılı yasanın 18/A-2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 6.455,30 TL harçtan mahsubu ile 6.396,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Sarf edilmeyen avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.15/04/2021
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı