Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/202 E. 2021/703 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/202 Esas
KARAR NO : 2021/703

DAVA : Alacak (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hem davalı arsa sahibinin hem de davalı yüklenicinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak “sprink ve yangın tesisatı” işi yaptığını, yapmış olduğu emeğinin karşılığını alamadığını, taraflar arasında sözleşme olmadığının ile müvekkilinin yaptığı sözleşme dışı imalatların arsa sahibi ve yüklenici yararına olduğunun sabit olduğunu, müvekkilinin yaptığı iş yönünden davalı yüklenici ve davalı arsa sahibinin vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, müvekkilinin vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca sözleşme dışı yaptığı imalatların bedellerinin yapıldığı yıl olan 2019 ekim ayı piyasa fiyatlarına göre hesaplatılarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesi maksadıyla fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00TL bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … İnşaat Taah. Petrol Ürün. Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti. Cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığın bir sözleşme olmadığından alacak davası olduğu, bu nedenle mahkememizin davaya bakmaya yetkili olmadığını belirterek, yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle zamanaşımı ve hak düşürücü süre ile husumet itirazı sebebiyle usulden, aksi görüşte ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, … bloklarda … tarafından yapılan sprink yangın tesisatı işlerinden kaynaklanan alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile alacağa uygulanacak ticari faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2021 tarih, 2020/518 Esas, 2021/96 Karar sayılı, davalı yanın HMK 116/1 maddesi uyarınca yetki ilk itirazının kabulü ile, HMK 17 maddesi uyarınca davaya bakmakla yetkili mahkeme Ankara Mahkemeleri olduğundan mahkemenin yetkisizliğine dair kararının taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmadığından kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmakla dosya incelenmiştir.
Mahkemenin görevli olması Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 114/1-c maddeye göre dava şartıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK 1. md.) “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” (HMK 115. md.).
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
Diğer taraftan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Öte yandan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için asliye hukuk mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık, Kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, asliye hukuk mahkemesinin ticari olmayan bir davayı asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır (Emsal: Yargıtay 15. HD., 18/09/2018 tarih ve 2018/3264 K. sayılı kararı).
Somut olayda; uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve mahkemenin uyuşmazlığı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla çözmesi için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Davalıların tacir sıfatını haiz olduğu konusunda şüphe bulunmamakta olup davacının tacir sıfatını haiz olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir (Emsal: Yargıtay İBGK., 12/11/2021 tarih ve 2020/20 K. sayılı kararı). Ankara Ticaret Odası’nın 22/12/2020 tarihli yazısında ise davacının tacir kaydının bulunmadığının bildirildiği; Dışkapı Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 25.12.2020 tarihli yazısında davalının 01.07.2014 tarihinde bina ve diğer inşaat projelerinde su ve kanalizasyon tesisatı ve onarımı açıklamasıyla 432203 koduyla faaliyete başladığı, işletme esasına göre defter tuttuğu, 2014-2020 dönemlerinde gelir bildirilmediği, dönem içi zarar olarak 663,13 TL bildirildiği anlaşılmakla; davacının tacir sıfatını haiz olmadığı, gelirinin esnaf sınırını aşmadığı, uyuşmazlık konusu işleri esnaf işletmesiyle ilgili olarak yaptığı anlaşılmıştır (Emsal: Ankara BAM 22. HD., 04/11/2021 tarih ve 2021/1776 K. sayılı kararı).
Sonuç olarak; davanın her iki tarafı da tacir niteliğini haiz olmadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün görülmediğinden, davanın görev yönünden usulden reddi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı