Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/200 E. 2023/411 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/200 Esas
KARAR NO : 2023/411

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2021
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 15/08/2019 tarihinde imzalanan eser sözleşmesi ile davalı tarafından 10/02/2018 tarihli sözleşmeden kalan eksik ve kusurlu işlerin giderilmesi ile … ili … ilçesi … Ada … parselde bulunan inşaatın yeni sistem ısı camlı tüm balkon işlerinin yapılması konulu bir sözleşme imzalandığını, 10/02/2018 tarihli sözleşmenin 3. maddesi kapsamında 30/10/2017 tarihli 100.000,00 TL, 30/…/2017 tarihli 100.000,00 TL, 30/12/2017 tarihli 100.000,00 TL, 30/01/2018 tarihli 100.000,00 TL, 28/02/2018 tarihli 100.000,00 TL, 31/03/2018 tarihli 110.000,00 TL bedelli ve toplamda 610.000,00 TL bedelli çeklerin davalı tarafa teslim edildiğini, davalı tarafından edimlerin yerine getirilmemesi üzerine müvekkili şirketin iyi niyetli tutumu çerçevesinde çekleri geri alarak 15/08/2019 tarihli sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşmede ise ödemenin barter usulü yapılacağının kararlaştırıldığını, bu nedenle 15/08/2019 tarihli sözleşmenin 4.3.1 maddesi kapsamında davaya konu taşınmazda bulunan …. kat …numaralı bağımsız bölüm tapusunun davalıya verildiğini, ancak davalı tarafından işe başlanmadığını, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu hususta davalıya 26/08/2019, 29/08/2018 ve 13/09/2019 tarihli ihtarnameler gönderilse de cevap alınamadığını, takiben … . sayılı dosyası üzerinden keşif yaptırıldığını, yapılan keşif sonucu düzenlenen 15/04/2020 tarihli tespit raporunda eksik ve kusurlu imalatların giderim bedelinin 368.261,30 TL, nefaset bedelinin ise 31.838,00 TL olmak üzere 400.599,30 TL olduğu yönünde kanaat bildirildiğini, yine 15/08/2019 tarihli sözleşmenin 18.1. maddesi ile 10/02/2018 tarihli sözleşmenin 16. maddesi gereği günlük günlük 1.500,00TL gecikme cezasının kararlaştırıldığı bildirilerek, davanın kabulü ile, günlük 1.500,00 TL gecikme cezasının hesaplanarak ticari alacaklara işleyen en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 10/02/2018 ve 15/08/2019 tarihli sözleşmeler gereği eksik ve kusurlu imalatların hesaplanarak imalat bedellerinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında 10/02/2018 tarihinde bir kısım imalatın 610.000,00 TL karşılığı yapılması konusunda anlaşma sağlandığını, bu işler karşılığında da 6 adet çek verilmesinin öngörüldüğünü, müvekkilinin tüm işleri eksiksiz yaptığını, bu bağlamda hiçbir gecikme olmadığını, ancak davacının çekleri ödeyemeyeceğini bildirerek verdiği çekleri de aldığını, dolayısıyla yapılan iş bedelinin ödenmediğini, müvekkilinin yaptığı işler dolayısıyla 610.000,00 TL alacağının olduğunu, davacının yaptırdığı tespitin ise işin yapılmasından 2 sene sonra yapıldığını, bir kısım bozulma, kırılma ve yıpranmaların müvekkilinden kaynaklanmadığını, 15/08/2019 tarihli sözleşmenin ise henüz kurulmadan ortadan kalktığını, davacının çekleri alırken …. numaraları bağımsız bölümü devredeceğini vaad ettiğini, bunun için ek bazı işlerin de yapılmasının öngörüldüğünü, müvekkilinin alacağını alabilmek adına karmaşık bu sözleşmeyi imzaladığını, ilgili sözleşmede iş bedelinin dahi yazılı olmadığını, davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu, akdin teminatı olarak verilen keşidecisi … olan 150.000,00 TL’lik bononun dahi anlaşmaya aykırı doldurularak 09/10/2019 tarihinde … sayılı dosyasından takibe konulduğunu, bu nedenle ikame edilen …. sayılı davasının da müvekkili lehine sonuçlandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri, yazışmalar, tapu kayıtları, ticaret sicil kayıtları, …. sayılı dosyaları celp edilerek incelenmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir, inşaat mühendisi ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişilerden oluşan üç kişilik heyet tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; “davacının iş bedelini ödediğine ve/veya taahhüt edilen …nolu bağımsız bölümün davalıya teslim edildiğine ilişkin bir delilin dosyada görülemediği, 10/02/2018 tarihli sözleşme kapsamında davalının eksik ve kusurlu iş bedelinin 136.099,30 TL (KDV dahil) olduğu, davalının 10/02/2018 tarihli sözleşmeden kaynaklanan 610.000,00 TL -136.099,30 TL (eksik ve kusurlu olduğu tespit edilen miktar)-473.900,70 TL alacağının bulunduğunu, davalı tarafından 15/08/2019 tarihli sözleşme kapsamında taahhüt edilen 264.000,00 TL’lık (KDV dahil) işin yapılmadığı, sözleşmenin yorumunun takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere cezai şartın talep edilebileceğine karar verilmesi halinde cezai şartın 39.000,00 TL olabileceği” yönünde kanaat bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi üzerine yasal süresi içerisinde davalı tarafından itiraz dilekçesi sunulmamış, davacı tarafından itiraz edilmiş ise de dosya kapsamına göre davacı itirazlarının teknik değerlendirmeyi gerektirdirmediği değerlendirilmekle usul ekonomisi de gözetilerek ek rapor alınmasına gerek duyulmamıştır.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik/ayıplı işler bedeli ile ifaya ekli cezai şart istemlerine ilişkin olup davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.
Taraflar arasındaki 10/02/2018 tarihli sözleşme kapsamında yapılması gerekip eksik/kusurlu kalan işler ile yeni sistem ısı camlı balkon işlerinin yapılmasına dair 15/08/2019 tarihli eser sözleşmesi kapsamında davacı iş sahibi, davalı yükleniciye, sözleşmenin 4.3. maddesi gereği işin bitimini müteakip … ili, … ilçesi, … Ada, … parselde bulunan …. kat, …. nolu bağımsız bölümünü devretmeyi üstlendiği anlaşılmakla beraber, davacı iş sahibi tarafından sonradan sunulan ıslah dilekçesi ile iddianın ileri sürülüş şekline göre, sözleşmenin ilgili hükmünün sehven hatalı düzenlendiğini, aslında … numaralı bağımsız bölümün çok önceden peşinat olarak, davalının talimatı ile davalı şirket yetkilisi …’a devir suretiyle davalıya verildiğini, ancak davalı tarafından yüklenilen işlerin yapılmadığını iddia etmiş, davalı yüklenici tarafından ise bu iddia, ıslaha cevap dilekçesinde açık bir şekilde reddedilmiş, ödeme yapılmadığı savunulmuştur.
Davacı vekili tarafından iddianın ileri sürülüş şekline göre 15/08/2019 tarihli sözleşmenin 4.3. madde hükmünün taraflar arasında uygulanmayıp iş bedeli olarak …. numaralı bir bağımsız bölümün teslimden önce peşinen verildiğinden bahisle eldeki davada eksik/ayıplı işlerin bedelinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla eldeki davada taraflar arasında iş bedelinin ne şekilde kararlaştırıldığının artık, davacının mezkur iddiası kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde dosyaya mübrez kayıt ve belgeler ile tarafların ticari defterlerinin tetkikinden davacı tarafından davalıya iş bedeli olarak yapılmış bir ödemeye rastlanmadığı görülmüştür. Her ne kadar davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi ekinde iş bedeli olarak …. numaralı bağımsız bölümün davalının talimatı ile şirket yetkilisine devredildiğinin ispatı amacıyla “satış talimatı” başlıklı adi yazılı bir belge sunulmuş ise de, bu belgenin davacı ile dava dışı arsa sahibi … arasında düzenlendiği ve davalının katılımının olmadığı görülmüş, tek yanlı olarak her zaman düzenlenmesi mümkün ve davalı tarafından kabul edilmeyen bu belgeye itibar edilmesi uygun bulunmamıştır. Mahkememizce celp olunan …. numaralı bağımsız bölümün tapu kayıtlarının incelenmesinden; ilgili bağımsız bölümün 28/08/2018 tarihinde …’a devredildiği anlaşılmış, 28/08/2018 tarihli resmi senet içeriğinde ise davacının iddiasına veya …’ın davalı şirket adına hareket ettiğine dair bir kaydın yer almadığı görülmüştür. Davacı tarafından …. numaralı bağımsız bölümün 15/08/2019 tarihli sözleşme kapsamında üstlenilen işler gereği davalının talimatıyla davalı şirket yetkilisi …’a devredildiğine dair başkaca bir yazılı delil sunulmamıştır. Bu nedenle, mahkememizce davacıya yemin delilinin hatırlatılması gerekmiş, ancak 14/04/2023 tarihli celsede verilen iki haftalık kesin sürede davacı tarafından yemin deliline dayanılmamıştır. Davacı vekilince yemine dair ara karardan dönülerek davalı şirket yetkilisine isticvap davetiyesi gönderilmesi talep edilmiş ise de davacı vekilinin delil listesinde isticvap deliline dayanmadığı, davalının da davacının iddiasını açık bir şekilde reddettiği ve dosya kapsamına göre isticvabı gerektirir bir hususun bulunmadığı anlaşılmakla ara karardan dönülmesine yer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bilindiği üzere, kötü ödeyen, bir daha öder ve kötü ödemesine dayalı talepte bulunamaz (… sayılı ilamı). Somut olayda; eldeki davada eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelini talep eden davacı iş sahibi, iş bedeli olarak sözleşmede yazılı olmayan …. numaralı bir bağımsız bölümü davalı yüklenicinin talimatıyla davalı şirket yetkilisi …’a peşinat olarak devrettiğini iddia ederken, bu iddia kapsamında davalı yükleniciye ödeme yaptığını sunmuş olduğu deliller kapsamında kanıtlayamamıştır. Bu bağlamda davalı yükleniciye iş bedeli karşılığı herhangi bir ödeme yapmayan davacı iş sahibine eksik/ayıplı işler nedeniyle iadesi gereken bir bedel olmadığı, davacının davalıdan eksik/ayıplı işlerin giderim bedelini talep edemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmış, haklılığı kanıtlanamayan bu talepler bakımından davanın reddi gerekmiştir.
Davacı tarafından, 15/08/2019 tarihli sözleşmenin 18.1 maddesi ile 10/02/2018 tarihli sözleşmenin 16. maddesi kapsamında, ifaya ekli cezai şart isteminde de bulunulmuştur. 15/08/2019 tarihli sözleşme ile 10/02/2018 sözleşmeden kalan işlerin giderimi ile teslim süresi vb. hükümler yeniden kararlaştırılmış olduğundan davacının cezai şart isteminin 15/08/2019 tarihli sözleşme kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Sözü edilen 18.1. maddede, iş sahibinin, yüklenicinin işi süresinde teslim etmemesi, iş programına uygun davranmaması halinde her gün için 1.500,00 TL gecikme cezası uygulama yetkisini haiz olduğu, 18.5. maddede dönme halinde dahi cezai şartın talep edilebileceği, 18.2. maddede ise gecikme cezalarının öncelikle yükleniciye ödenecek hakedişten kesilmek suretiyle tahsil edileceği, kesinti sonrası bakiye kalması halinde yüklenicinin ilk talepte ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, eksik ve ayıplı işler düşüldüğünde davalı yüklenicinin davacı iş sahibinden 10/02/2018 tarihli sözleşme kapsamında yapılan işler karşılığı iş bedeli alacağının 473.900,70 TL olduğu, 15/08/2019 tarihli sözleşmede öngörülen 264.000,00 TL miktarlı işlerin ise yapılmadığı yönünde görüş bildirilmiş, davacı iş sahibi tarafından ise dava ve ıslah dilekçesi ile birlikte 39.000,00 TL cezai şart talep etmiştir.
Belirtmek gerekir ki; gecikme cezasının istenebilmesi için öncelikle edim yerine getirilmesi alacaklıya bırakılmış ise TBK’nın 97 maddesi hükmüne göre öncelikli edimini ifa etmeyen karşı tarafın ediminin ifasını isteyemeyeceğinden gecikme cezasını da isteyemeyecektir (Bu hususta: …. sayılı ilamı). Davacı tarafından, taraflarca … numaralı bir bağımsız bölümün iş bedeli olarak teslimden önceki tarihte davalıya verilmesinin kabul edildiği, bu nedenle davalının onayıyla ilgili bağımsız bölümün davalı şirket yetkilisine devredildiği iddia edilmektedir. Dolayısıyla davacı tarafından iddianın ileri sürülüş şekline göre, öncelikli edimin ifasının davacı iş sahibine bırakıldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki yukarıda da açıklandığı üzere, davacı tarafından ne 15/08/2019 tarihli sözleşme kapsamında peşinat olarak verildiği öne sürülen …. numaralı bağımsız bölümün davalıya devredildiği ne de bu sözleşmenin de konusu oluşturan 10/02/2018 tarihli sözleşme kapsamında tamamlanan işler karşılığında bir ödeme yapıldığı usulüne uygun delillerle kanıtlanamamıştır. Mevcut hukuki durum karşısında, öncelikli edimini ifa ettiğini kanıtlayamayan davacının, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında talep edilen ifaya ekli cezai şart isteminin de yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış, bu talep yönünden de davanın reddi gerekmiş, son tahlilde davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın 170,78 TL peşin harç 7.328,00 TL ıslah harcının toplamı olan 7.498,78 TL harçtan mahsubu ile 7.318,88‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 63.073,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Talep halinde davacının ve davalının artan avansının iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 06/06/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸