Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/193 E. 2021/393 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/193
KARAR NO : 2021/393

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/03/2021
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davada adli yardımın yerinde bulunduğu, tarafları tacir olan davacı ve davalı arasındaki sistem kullanım / dağıtım bedelinin davalıya ait tarifelerde belirlendiği ve davalı tarafından üretici ve lisanssız üretici şeklinde bir ayrım yapıldığı müvekkilinden 21,1497 kuruş alınırken aynı hizmet için diğer üreticilerden 2,7220 kuruş sistem kullanım bedeli alındığını ekli tarife ve cetvellerdeki sistem kullanım – dağıtım bedellerinden derleme yapılarak sunulan karşılaştırma tablosundan da anlaşılacağı üzere 2016 yılı sonuna kadar üreticiler arasında her hangi bir ayrım yapılmadığını lisansli lisanssız ayrımı yapılmaksızın 1-31 Aralık dönemi için bu bedelin 0,7596 kuruş olarak icra edildiğini buna göre müvekkilinden ürettiği her bir kilovat saat elektrik enerjisi başına 10 kat oranında bedel artırılıp haksız yere yapılan 400.000,00 TL civarında tahsilat yapıldığının tespit edildiğini anayasa mahkemesinin bu konudaki örnek ve atıf yapılan kararların EPDK’nın eşit muamele ilkesi uyarınca keyfi ve rekabete aykırı muameleden kaynaklı başkaca her hangi bir teknik sebep yok iken genel işlem koşulları ve dürüstlük ilkelerine aykırı haksız rekabet yaratıcı nitelikte tahsilat yapılmasının hukuka aykırı bulunduğu bildirilerek yapılacak yargılama sonucunda miktarı belirlenecek belirsiz alacak davalarından şimdilik 1.000,00 davalıdan tahsiline ve her bir faturada fazla ödenen tutarlara ilişkin miktarın ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek en yüksek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın çözümünde idare yargının görevli bulunduğu EPDK’nın geçici 20.nci maddesine göre kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilen dağıtım… v.s. bedelleri için dava ve başvuruları hakkında 17. Madde hükmünün uygulanacağı ve 17/4 maddesinde ise ilgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar hükmü ve buna ilişkin yönetmelik birlikte değerlendirildiğinde ve müvekkilinin EPDK’nın düzenleyici işlemi olan kararları hakkında müdahalesi olamayacağı için lisanssız üretici olan davacı yönünden farklı bir uygulamanın söz konusu olamayacağı bu düzenleyici işleme aykırı iş ve işlemler nedeni ile açılacak davalarda adli yardımın denetimi mümkün olmayıp idari yargıda davanın görülmesi gerektiğini bildirmiş kaldı ki alacağın zaman aşımına uğradığı belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün bulunmadığını müvekkilinin EPDK’nın kararlarına eşitlik ilkesine ve davacının tanımlanan üretici sıfatına göre yapılan hesaplarının ve tahsillerinde bir hukuka aykırılık olmadığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, lisanssız üretici sıfatıyla davacı aleyhine sistem kullanım bedelinin hesaplanmasında hukuka aykırılık iddiasına dayalı fazla hesaplanan ve tahsile konu edilen miktarın fazla haklar saklı istirdatı isteğine ilişkindir.
02.12.2020 tarih ve 31322 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7257 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Dair Kanunun 33. maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere eklenmesine ve sonraki bentlerin buna göre teselsül ettirilmesine karar verilen bendin “d) iletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak.” şeklinde düzenlendiği, yine 7257 sayılı Kanunu 39. maddesi ile 6446 sayılı Kanuna eklenmesi ön görülen ek madde de “EK MADDE 3 – (1) 8. maddenin 2. fıkrasının (d) bendinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” düzenlemesi yapıldığı anlaşılmakla uyuşmazlığın idari yargı yolunda ele alınarak incelenmesi gerektiği şeklinde hüküm tesis edilmiştir.   
Davacı yanın davada tarafların sıfatına nazaran bu hesaplamanın davalı özel hukuk tüzel kişisi olmakla işin adli yargı yerinde görülmesi gerektiği şeklindeki itirazına değer verilmek gerekmiş ise de, EPDK’nın düzenleyici işlemi olan karar ve tarifelerin uygulanmasında işlem temelinin düzenleyici işlemin yorumlanmasından kaynaklı olmakla İdari Yargı yerinin uyuşmazlıkta görevli bulunduğu değerlendirilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Dava idari yargının görev alanında bulunmakla HMK 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartının ortadan kalkması nedeniyle davanın usulden reddine,
Bu karar nedeniyle alınması gereken 59,30 harcın peşin alınan harca mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 1.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Sarfedilmeyen avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı HMK’nun 345.m. gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstinaf başvuru yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/06/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı