Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/190 E. 2022/870 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/190 Esas – 2022/870

T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2021/190 Esas
KARAR NO : 2022/870
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.01.2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’ın 2004 yılında özelleştirme kapsamına alınarak 20 dağıtım bölgesine ayrıldığını, bu bölgelerin her birinin dağıtım lisansına sahip anonim şirket olarak yapılandırıldığını, Danıştay 1. Daire tarafından …’ın dağıtım bölgelerinin mülkiyetin devri dışında işletme hakkının devri suretiyle özelleştirilebileceği yönünde görüş verildiğini, … Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin 29.12.2010 tarihinde özelleştirildiğini ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalı şirkete devredilen malvarlığının ancak elektrik dağıtım faaliyetiyle sınırlı biçimde kullanılabileceğini, ancak davalı şirketin sözleşmeyle ve dağıtım lisansıyla belirlenen faaliyet sınırlarını aşarak bu taşınmazları kiralayıp kira ve reklam geliri elde ettiğini, taşınmazların mülkiyeti …’a ait olduğundan … Genel Müdürlüğü Tesis ve Basılı Evraktan Reklam Amacıyla Yararlanma Esasları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre …’ın rızası olmadan kiraya verilemeyeceğini, bu hususların dağıtım şirketlerine bildirildiğini ancak muhatap şirketlerin hukuka aykırı biçimde gelir elde etmeye devam ettiklerini beyanla, reklam bedellerinden, baz istasyonu, telsiz ve TV aktarıcısı vb. kurulumuna ilişkin bedellerden ve taşınmazların kiraya verilmesinden elde edilen bedellerden şimdilik 1.000,00TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin özel hukuka tabi bir sözleşme olduğunu, bu sözleşmeyle yalnızca mülkiyeti …’a ait dağıtım tesislerinin işletme amacıyla kullanılmasına imkan verildiğini, dağıtım faaliyetinin sözleşmeye değil EPDK’dan alınan dağıtım lisansına istinaden yürütüldüğünü, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa göre EPDK’nın dağıtım faaliyetiyle birlikte yürütülmesi verimlilik artışı sağlayacak piyasa dışı bir faaliyetin yürütülmesine izin verebileceğini, buna dayanılarak yayınlanan tali mevzuat ile dağıtım şirketlerinin reklam ve kira geliri elde etmelerine izin verildiğini, davacının işletme hakkı devredilen taşınmazların yalnızca çıplak mülkiyetine sahip olduğunu, kullanma ve yararlanma haklarının davalı şirkete devredildiğini, davalı şirket tarafından elde edilen reklam ve kira gelirlerinin dağıtım tarifesi belirlenirken dikkate alındığını ve bu gelirler sayesinde dağıtım faaliyetinin daha düşük ücretlendirildiğini, bunun da 6446 sayılı Kanun ile amaçlanan elektriğin tüketicilere düşük maliyetle sunulması amacına hizmet ettiğini, dolayısıyla kanuna, kamu yararına ve özelleştirmeden beklenen faydaya uygun olduğunu, tüm bu nedenlerle reklam ve kira gelirlerinin davalı şirketten talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizce talimat yolu ile alınan bilirkişi raporda özetle; “Tüm dosya ve ekleri ile Davalı Defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme, değerlendirme ve gerekçeler ışığında, her türlü hukuki tavsif ve nihai kararın takdiri yüce mahkemeye ait olmak üzere; Davalının incelenen 2011-2020 arası ticari defterlerinin süresi içinde tasdik edildiği ve usulüne uygun tutulduğu, Davalının ticari defterlerine göre 2011-2020 arasında 3.601.906,97 TL. Kira Geliri elde ettiği” şeklinde görüş bildirmiştir.
Mahkememizce bilirkişi heyetinden alınan 24/05/2022 tarihli raporda özetle; “Davalı şirketin, davacı şirketten devraldığı malvarlığı üzerinden elde ettiği reklam gelirlerinin, baz istasyonu, telsiz ve TV aktarıcısı vb. kurulumuna ilişkin gelirlerin ve taşınmazların kiraya verilmesinden elde edilen gelirlerin taraflar arasındaki İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin kapsamında kaldığı, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinde dava konusu gelirlerin davacı şirkete ödeneceğine ilişkin bir hüküm bulunmaması ve bu gelirlerin tarifelerde dikkate alınmak suretiyle kamuya iade edilmiş olması sebebiyle davacı şirketin eldeki dava kapsamında davalı şirketten alacaklı olmadığı” şeklinde görüş bildirmiştir.
Dava hizmet sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Davacı davasında; davalının taraflar arasında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi akdedildiğini, davalı tarafından sözleşmeye aykırı olarak mülkiyeti davacı kuruma ait olan taşınmaz ve tesislerde reklam bedeli, baz istasyonu, telsiz ve TV aktarıcısı kurulumuna ve taşınmazların kiraya verilmesinden elde edilen bedellerin davacıya ödenmeksizin haksız olarak tahsil edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmede mülkiyet hakkının davacıda kalarak devrin yapıldığını, dava konusu edinilen bedellerin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceğini, sözleşme kapsamındaki işletme ve varlıkların mülkiyetinin davacıda olduğunu ve davalı ile sadece 36 KV ve altı gerilim seviyesindeki elektirik enerjisinin hatlar üzerinde nakli amacıya devrin yapıldığını, sözleşmede işletme hakkı devredilen varlıkların dağıtım şirketlerince dağıtım faliyeti dışında kullanılabileceğine dair hüküm olmadığını, tesis ve basılı evraktan reklam amacıyla yararlanma esaslarını düzenleyen yönetmeliğin halen yürürlükte olduğunu beyanla, davacıya ait olan taşınmaz ve tesislere ilişkin davalı şirket tarafından İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve mevzuata aykırı bir şekilde tahsil olunan reklam bedellerinden, baz istasyonu, telsiz be YTV aktarıcısı vb kurulumuna ilişkin bedellerden ve taşınmazın kiraya verilmesiyle elde edilen gelirlerden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmakla şimdilik 1.000,00 TL’nin tahsili talep edilmiş,
Davalı cevabında; alacağın zamanaşımına uğradığını, İşletme Hakkının Devri Sözleşmesi’nin özelleştirme işleminin bir aşaması olarak elektrik enerjisi dağıtım işletmesi varlıklarının işletme hakkının devri amacını taşıdığını, davacıya ait dağıtım tesislerinin işletme amacıyla kullanılmasının söz konusu olduğunu, davacının dağıtım faaliyetini yürütme anlamında bir işletme hakkını devretmediğini, dağıtım faaliyetlerinin yürütülmesi anlamında işletme hakkının EPDK tarafından verilen Dağıtım Lisansı kapsamında 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu tarafından verildiğini, sözleşmenin dağıtım faliyeti yapma hak ve yetkisinin devrini içermediğini yansızca gerekli olan dağıtım varlıklarının davalı tarafından kullanılabilmesi, işletilebilmesi hakkının devri amacını taşıdığını, davacının sırf çıplak mülkiyet hakkına sahip olmasının reklam ve kira bedelini talep etme imkanı vermeyeceği özetinde davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşme ile Amasya, Çorum, Ordu Samsun, ve Sinop İllerinden oluşan elektirik dağıtım bölgesinde yer alan ve davacı uhdesinde bışımam dağıtım sisteminin dağıtım tesislerinin işletilebilmesi için varlığı zorunlu diğer taşınır ve taşınmazların mülkiyet hakkı saklı kalmak koşuluyla davalıya işletme hakkının devredilmesi ile dağıtım tesislerinin ve gerekli diğer unsurların iyileştirilmesi, güçlendirilmesi ve yeni dağıtım tesisi yapımının esaslarının belirlendiği, sözleşmenin süresinin davalının dağıtım lisansının sonuna kadar olarak belirlendiği anlaşılmış olup, sözleşmenin 5.1. Maddesinde “… Devir, Dağıtım Bölgesi’nde yer alan, mülkiyeti ve/veya kullanma hakkı …’a ait olan Dağıtım Tesisleri ve Dağıtım Sistemi ile bunların üzerinde yer aldığı mülkiyetindeki ve/veya kullanımındaki taşınmazlar, bu taşınmazlar üzerindeki kullanım hakları, Dağıtım Tesisleri’nin gereği gibi işletilebilmesi için varlığı zorunluluk arz eden taşınmaz, tesis, araç-gereç, iş makinaları, telsiz cihazları ve bunların mütemmim cüzlerinin mülkiyet hakları saklı kalmak kaydıyla işletme haklarının halihazır fiili ve hukuki durumu ile Şirket’e devredilmesidir…” şeklindedir. Taraflar arasındaki ihtilaf, iş bu sözleşme kapsamında çıplak mülkiyeti davacıya ait olan tesislerden elde edilen reklam ve kira gelirinin davalıdan tahsil edilip edilemeyeceğine yöneliktir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un Özelleştirme Yöntemleri, Değer Tespiti, İhale Yöntemleri’nin düzenlendiği 18/A maddesinde; “…Özelleştirme yöntemleri; Özelleştirme programına alınan kuruluşlar aşağıda belirtilen yöntemlerden birinin veya birkaçının birlikte uygulanması suretiyle özelleştirilir… b) Kiralama; kuruluşların aktiflerindeki varlıklarının kısmen veya tamamen bedel karşılığında ve belli bir süre ile kullanma hakkının verilmesidir. c) İşletme hakkının verilmesi; Kuruluşların bir bütün olarak veya aktiflerindeki mal ve hizmet üretim birimlerinin mülkiyet hakkı saklı kalmak kaydıyla bedel karşılığında belli süre ve şartlarla işletilmesi hakkının verilmesidir…” olarak düzenlenmiş olup, taraflar arasındaki sözleşmenin devir hususunu düzenleyen 5.1. Maddesinde dağıtım bölgesinde yer alan ve mülkiyeti davacıya ait olan taşınmazların kullanım haklarının davalıya devredileceğinin düzenlendiği, 4046 sayılı yasanın özelleştirme yöntemlerini düzenleyen 18. Maddesinde kiralama yönteminin ayrı bir özelleştirme yöntemi olarak öngörülmesine rağmen bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere 6446 sayılı Elektirik Piyasası Kanunu ve tali mevzuat hükümlerinin incelenmesinde dağıtım şirketi olan davalının işlettiği mal varlığı üzerinden kira ve reklam geliri elde ederek işletme gelirini arttırma imkanı verirken, diğer yandan ücret tarifelerinin hazırlanmasında bu gelirlerin göz önünde bulundurularak ücretleri minimize etme yükümlülüğü getirdiği, dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşmede dava konusu edinilen gelirlerin davalıdan ayrıca tahsil edileceğine dair bir hükmün bulunmadığı, kaldı ki bu gelirlerinde EPDK yazı cevabından anlaşılacağı üzere kamuya iade edildiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 2,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve e-duruşma sistemi üzerinden davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 09/12/2022