Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/159 E. 2022/13 K. 14.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/159 Esas
KARAR NO : 2022/13

DAVA : İtirazın İptali (Cari Hesap Alacağından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 14/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Cari Hesap Alacağından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası le davalı aleyhine genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu, takibe konu borcun taraflar arasındaki ticari ilişkiden ve davacı şirket tarafından keşide edilen faturadan kaynaklandığını, fatura bedelinin bakiyesi olan 12.115,80 TL alacaklı olduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli itiraz olduğunu, dava öncesi arabuluculuğa başvurulduğunu anlaşma sağlanamadığını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı yana usulüne uygun yapılan tebligata rağmen, davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizce mali müşavir bilirkişiden alınan 08/11/2021 tarihli raporda özetle; “Davacının defter ve kayıtları ile kayıtlara dayanak teşkil eden fatura ve diğer ilişkili belgelerinin usul ve esaslara uygun kaydedildikleri, kayıt dayanağı belgelerinin mevcut olduğu, süresinde gerekli tasdik ve onay işlemlerinin yapılmış olduğu, bu haliyle davacının 2020 yılı defterlerinin delil vasfının bulunduğu, taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşme bulunmadığı, davacının düzenlediği faturadan, davacı ile davalı arasında kafes tel uygulaması hizmetine dayalı bir ticari ilişki olduğu, davalının davacı faturalarına itirazına konu bir belge sunmadığı, davaya cevap vermediği, defter ve belge ibraz etmediği, davalının takibe itirazında, herhangi bir borcunun olmadığını, davacı ile aralarında hukuki ilişki olmadığını, takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına, borca, ferilerine açıkça itiraz ettiğini, aralarında gerçekleşmiş bir işin olmadığını, beyan ettiği, davacının takipte toplam 12.115,80 TL bakiye alacak bedeli üzerinden takibe geçmiş olduğu, davalının davacıya borç tutarının, davacı defter kayıtlarına göre, 28.10.2020 tarihinde 27.623,80 TL olduğu, davacının takipte ve davada talep ettiği 12.115,80 TL veya defter kayıtlarına esas tespitini yaptığımız 27.623,80 TL alacak tutarının hangisinin ödeneceği konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu” şeklinde görüş bildirmiştir.
Dava taraflar arasındaki kafes tel uygulamasına ililşkin cari hesap alacağından kaynaklanan faturaya dayalı takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Dosya kapsamının incelenmesinde; davalı aleyhine Ankara … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında 12.115,80 TL 27.10.2020 tarihli bakiye fatura alacağının tahsiline ilişkin takip yapıldığı, davalı tarafından takibe süresinde itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamış, yine davalıya ticari defter ve kayıtların sunulması için verilen kesin sürenin tebliğ edilmesine rağmen defter ve kayıtların sunulmadığı anlaşılmıştır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2017/938 Esas, 2018/1567 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “… Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 1086 sayılı HUMK’nın 326. maddesine göre (6100 sayılı HMK’nın m. 219) her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 83/2. maddesindeki (6100 sayılı HMK’nın m. 222/5.) özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HUMK’nın 330 ve ardından gelen maddelerindeki (HMK’nın m. 220.) konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir. HUMK’nın 332. maddesi (HMK’nın m. 220.), bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HUMK’nın 332. maddesindeki (HMK’nın m. 220.) bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HUMK’nın 330 ve sonraki maddeleri (HMK’nın m. 220.) anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen 6762 sayılı TTK’nın 82. maddesindeki (HMK’nın m. 222.) hüküm, “I -Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir….” davalıya verilen kesin mühlet içerisinde ticari defterlerin sunulmaması, alınan bilirkişi raporuna ise itiraz edilmemesi nazara alındığında davacının usulüne uygun ticari defterleri vasıtasıyla dava konusu alacağı ispatladığı kabul edilmiş, yine alacağın likit olduğunun kabulü ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmolunmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 12.115,80 TL asıl alacak yönünden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile devamına,
2-Asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İİT tazminatı olan 2.423,16 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 827,64 TL harçtan peşin alınan 146,33 TL’nin mahsubu ile bakiye 681,31 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 146,33 TL peşin harç olmak üzere toplam 205,63 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 80,50 TL tebligat ve müzekkeri, 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 830,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT madde 13/2 uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 14/01/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.