Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/142 E. 2022/192 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/142 Esas
KARAR NO : 2022/192

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosya ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, takibe konu 08/10/2020 tanzim, 08/10/2020 vade tarihli 4.500,00 TL bedelli bono üzerinde atılı imzaların davacı müvekkiline ait olmadığını, takibin kesinleşmesi üzerine 12/02/2021 tarihinde müvekkiline ait iş yerine haciz ve muhafaza işlemi için gelindiğinde, davacı aleyhine başlatılan icra takibinden haber olduğunu, neticesinde davacının haciz baskısı altında 4.000,00-TL ödeme yapmak zorunda kaldığını bildirerek, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasına konu bonodan ve icra dosyasından dolayı davacının herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine, icra takibinin davacı yönünden iptaline ve davacıdan haciz ve muhafaza baskısı altında tahsil edilen şimdilik 4.000,00 TL’nin (fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydıyla) dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA: Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının taraflar arasında imzalanan 14/10/2020 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davalıya ait … plakalı, … ….marka aracı kiraladığını, takibe konu senedin de araç kiralama sözleşmesi kapsamında davacından alındığını, imzaya itirazının yerine olmadığını, 26/10/2020 tarihli kazaya ilişkin kaza tespit tutanağından da görüleceği üzere davacının bu araç ile trafik kazasına karıştığını, davacının davalıya ait araç ile yapmış olduğu kazada davalının aracını ciddi derecede hasara uğrattığını ve pert vaziyette satmak zorunda kaldığını, aracın satış yapılana kadar da kullanılamadığını, bu nedenle kazanç kaybına da uğradığını, davalının bu bakımdan teslim almış olduğu senede ilişkin olarak icra takibi başlattığını, davacı tarafından da icra dosyasına herhangi bir itirazda bulunulmadığını ve takipte haklı olduklarını bildirerek asıl davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karşı davanın kabulü ile fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere kazanç kaybına ilişkin olarak 100-TL, aracın kaza nedeniyle satılması sonucu oluşan davacı zararına yönelik olarak 10.000-TL olmak üzere şimdilik toplam 10.100,00-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP: Davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; araç kiralama sözleşmesinde ve kaza raporunda atılı imzanın davacıya ait olmadığını, karşı davanın haksız fiile dayandığını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, süresinde açılmayan karşı davanın tefrikinin gerektiği, icra hukuk mahkemesinde imzaya itirazda bulunulmamasının borcun ikrarı anlamına gelmeyeceği hususlarını bildirerek asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava bonodan dolayı başlatılan icra takibine dayalı menfi tespit, karşı dava araç kiralama sözleşmesine dayalı maddi tazminat istemlerine ilişkindir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda “Sulh Hukuk Mahkemesi” görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Somut olayda davalı-karşı davacı asıl davaya konu bononun araç kiralama sözleşmesi sebebiyle verildiğini, davacı-karşı davalının kiraladığı araç ile kaza yapması sebebiyle oluşan zararları teminen bononun takibe konulduğunu savunduğu ve karşı davada kira sözleşmesine dayalı olarak maddi tazminat isteminde bulunduğu, davacı-karşı davalının ise araç kiralama sözleşmesinde, bonoda ve kaza tespit tutanağında yer alan imzaları inkar ettiği ve menfi tespit ile istirdat istemlerinde bulunduğu anlaşılmıştır. Bu bakımdan tarafların iddia ve savunmalarına göre taraflar arasında kira ilişkisinin varlığına, takibe konu bononun kira sözleşmesi ile ilişkilendirilip ilişkilendirilemeyeceğine, davalı-karşı davacının kira sözleşmesine dayalı olarak maddi tazminat talep edip edemeyeceği ile davacı-karşı davalının menfi tespit ve istirdat istemlerine yönelik delillerin tartışılması ile uyuşmazlığı çözmeye 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılarak (Emsal: Ankara BAM 15. Hukuk Dairesi’nin 12/01/2021 tarih ve 24/30 sayılı ilamı), HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartı olduğundan HMK 115/2 maddesi kapsamında davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır