Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/140 Esas
KARAR NO : 2021/604
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2017
KARAR TARİHİ : 17/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin mali müşavirliğini yapan … ismindeki şahsın hiç bir yetkisi vekaletnamesi olmadan şirket adına sahte talimat ve evrak düzenleyerek şirket hesaplarından kendi hesabına ve şirketle ilgili olmayan 3. Şahıslar adına para transferleri yaptığını ve yine kullanılan bu krediyi farkıl hesaplara aktardığını, …’un bu kapsamda; 18.10.2015 tarihinde hazırladığı sahte talimatla şirket hesabında ki 50.000 TL’yi borçlu olduğu … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına, 30.12.2015 tarihinde şirket hesabında ki 4.000 TL’yi kendi hesabına, 08.01.2016 tarihinde 5.000 TL’yi kendi hesabına, 05.02.2016 tarihinde sahte evrakla 50.000 TL’yi BCH kredi kullanımı yaptığını ve bahse konu kredi kullanım miktarını aynı gün borçlu olduğu icra dosyasına, 19.02.2016 tarihinde sahte evrakla 2.000 TL’yi kendi hesabına haale etmek suretiyle sahte evrakla müvekkili şirket hesabından toplam 111.000 TL’yi kendi hesabına ve üçüncü hşahısların hesaplarına aktardığını, bahse konu şahıs tarafından bu işlemler yapılırken davalı banka uhdelerinde bulunan şirket dosyasındaki imza sirküleri ve diğer evrakları incelemeksizin ve bu denli büyük miktarlardaki para transferi yapılmasına rağmen şirketi temsile yetkili şahıslardan bir teyit dahi almaksızın bu işlemleri gerçekleştirmiş ve müvekkili şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini belirterek fazlaya ve faize dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL’nin temerrüt tarihi olan 31.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu belirli olduğu halde belirsiz veya kısmi dava açılamayacağını, dava dilekçesi içeriğinde müvekkili bankanın 111.000 TL’yi tazmin etmesi gerektiği iddia edildiğini ancak 5.000 TL’li kısmi dava açıldığını, HMK 107. ve 109. Maddeleri dikkate alındığında, kanuna aykırı şekilde kısmi dava açılmasına itiraz ettiklerini, müddeabihin bilahare arttırılmasına da aslı muvafakatleri olmadığını, müvekkili banka yönünden davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddini talep ettiklerini, esasa ilişkin olarak; teftiş inceleme raporunda detaylı olarak davaya konu iddialar kapsamında tüm işlemler ve belgeler incelendiğini, personellerin dinlendiğini, sonuçta sebepleriyle birlikte müvekkili bankanın kusurlu olmadığının tespit edildiğini, tekrara sebebiyet vermemek için mezkur raporun ve eklerinin davaya cevap ve itirazlarımız kapsamında değerlendirilmesini ve dikkate alınmasını talep ettiklerini, müvekkili banka personelinin gerekli özeni gösterdiğini, uygulanan prosedürün davacı ile banka arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olduğu, asli fail dava dışı mali müşavir …’un tam kusurlu iken bunun yerine müvekkili bankaya dava açılma yoluna gidildiğinin aşikar olduğunu, sahte evrak konusunda ölçü banka personelinin ilk başıkta anlayabileceği şekilde olup olmaması olduğunu, olayda sahte talimat olduğu iddia edilen beglelerin şirketin antetli kağıdına, şirket yetkilisinin ismi, şirket kaşesi üzerine Hasan Yiğit’in imzası sahteliği kriminal inceleme yapılmaksızın anlaşılamayacak şekilde taklit edlimek suretiyle gerçekleştirildiğini, bu evrakların şirket tarafından gönderildiğini belirterek davacının haksız ve hukuka aykırı davasının öncelikle usulden aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; şirketin mali müşaviri olan dava dışı şahsın davalı bankanın gerekli özeni göstermemesi yüzünden yetkisi ve vekaletnamesi olmadan sahte belgelerle bankadan para transferleri yapıp kredi kullanarak şirkete zarar vermesi nedeniyle bnun tahsili talebine ilişkindir.
Davacı vekili; şirketin mali müşavirliği yapan …’un hiç bir yetkisi ve vekaletnamesi olmadan şirket adına sahte talimat ve evrak düzenleyerek şirket hesaplarından kendi hesabına ve üçüncü şahıslar adına para transferleri yaptığını,firma adına sahte evrak düzenleyip kredi kullandığı ve bu kredinin farklı hesaplara aktarıldığını, davalı bankanın talimat asıllarını görmeden ve teyit almadan özen yükümlülüğüne aykırı davranarak bu şahsın borçlu olduğu icra dosyasına yapılan transferleri bile sorgulamayıp ağır kusurlu olduğunu, Ankara … Ceza Mahkemesinin … sayılı dosyasında ilgili şahsın bankayı aracı kılmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve sahte belge düzenlemekten ceza aldığını ileri sürerek zararın tazmini için eldeki davayı açmıştır. Davalı vekili, kısmi dava açılamayacağını, zarara sebep olanın dava dışı şirketin mali müşaviri … olduğunu, husumetin ona yöneltilmesi gerektiğini, davacı şirketin hesaplarını uzun süre kontrol etmeyerek bilgileri güncellemeyerek zarara sebep olduğunu , davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Ankara … Ceza Mahkemesinin … esas-320 sayılı kararı ile … ‘un mali müşavir ve muhasebe işlerini yürüttüğü ,borçlu olduğu … Müdürlüğünün … sayılı dosyasına para aktarmak için davacı şirketin sahibi ve yetkilisi olan Hasan Yiğit’in imzasını taklit edip talimat belgesi oluşturduğu, aynı şekilde sahte belge ile kredi kullanıp para transferleri yaptığı,zincirleme olarak bankayı aracı kılmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu ile şirket yetkilisinin imzasını taklit etmek suretiyle sahte özel belge düzenleyip kullandığı bu nedenle hüküm giydiği kararın kesinleştiği görülmüştür. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış; tanık beyanları alınmış, davalı bankanın yasal defterleri, hesap ekstraları, masraf dekontları incelenmiş; toplamda 110.000,00 TL tutarındaki paranın dava dışı … ‘un gerek şahsi hesaplarına gerek borçlu olduğu icra dosyalarına havale yapmak suretiyle şirket hesaplarından çekildiği, TTK 20. Maddesi uyarınca bankanın basiretli tacirden beklenen özeni göstermesi gerekirken göstermediği,… ‘un firmayı temsil ve ilzam yetkisinin olmadığı,kendisinden onay ve teyit alınmasının uygun olmadığı, bankaya şirketi temsil ve ilzama yetkili şahsın değişimi halinde bildirilmesinin gerektiği,davalı bankanın gerekli özeni göstermediği, Kurumsal Bankacılık Sözleşmesi 14. Maddesi uyarınca Faksla iletilen talimatın orijinal nüshasının teyit için derhal bankaya gönderileceği, 17. Maddesinde banka ve personelin tüm işlemlerde gerekli dikkat ve ihtimamı göstermesi gerektiği , bankanın talimatta teyit almadığı notunun olduğu, davacı defterlerinde açılış kapanış onaylarının yapıldığı, yapılan işlemlerin defterlerde kaydının olduğu, ancak ilgili şahsın Muhasebe ve Finansman sorumlusu olması nedeniyle kayıtların bu kişi tarafından tutulduğu tespit edilmiştir. Usulsüz işlemle çekilen para doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup mevduat sahibinin bankaya karşı alacağının devam edeceği, TBK 115/3 ve 116/3 maddesi ve TTK 20/2 maddesi uyarınca da tarafların basiretli davranma yükümlülüğünün olduğu görülmüştür. Mali müşavirin sahte belgeler düzenleyerek bankadan para çekip havaleler yaptığı ve kredi kullandığı sabittir. Davalı banka personelinin gerekli önlemleri almadığı , talimatları teyit etmediği, belgelerin gerçekliğini şirket yetkilisine sormadığı bu nedenle kusurlu olduğu sabittir. Ancak davacı şirket yetkilisinin defterlerde tüm işlemlerin kayıtlı olmasına rağmen kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediği, banka işlemleri ile ilgili kontrol ve takip işlemlerini davacı şirket yetkilisinin basiretli tacir gibi kontrol etmeyip gerekli özeni göstermediği, defterlerde yapılan tüm işlemlerin kayıtlı olduğu, kontrol edilmesi halinde durumun tespit edilebileceği kanaati hasıl olmuştur. TBK 112. Maddesi uyarınca davacının da olayda müterafik kusurunun olduğu,davacının defterleri kontrol etmediği, uzun süre banka işlemlerinin ne şekilde yapıldığına ilişkin bir sorgulamasının olmadığı, davalının ise banka işlemlerinde yetkisi olmayan mali müşavirin düzenlediği belgeleri sorgulamadan talimat onayı almadan işlem yapması nedeniyle zarar oluşmasına neden olduğu, ancak müterafik kusurun bulunduğu, bu nedenle zararın tümünün bankadan karşılanmasının doğru olmayacağı, tarafların olaydaki kusurlarının yarı yarıya olduğu kanaati hasıl olduğundan aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş ise de; taraf vekillerinin istinafı sonucu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11.2.2021 gün, 2019/1060 Esas- 2021/161 sayılı kararı ile özetle ” alacak kalemleri içinde faizin bulunmadığı belirtilerek hüküm kurulmuş ise de dava dilekçesinde ikinci sayfa 5 nolu bentte açıkça BCH kredisi olarak sahte evrakla kullanılan kredinin dönem faizlerinin de zarar kalemleri arasında bulunduğu açıkça belitilmiş olduğundan her bir alacak kalemi gözetilerek ıslah edilen davadaki her bir talep üzerinden hüküm kurulması gereğine değinilerek karar kaldırılmış olup, yeniden yapılan yargılamada alacak kalemleri ve müterafik kusur oranı yeniden değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davanın kısmen kabulüne, müterafik kusurun yeniden değerlendirilerek banka kusurunun bu kez yapılan incelemede %80 olduğu kanaati hasıl olduğundan 133.244,20 TL’nin %80’i yönünden davanın kabulüne, 106.595,36 TL’nin 08.04.2016 temerrüt tarihinden ticari faiz ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Dosya içeriğinde henüz ödenmemiş 50.000 TL’lik BCH kredisinin mevcudiyeti bulunmadığından bu konudaki talebin reddine,
Alınması gereken 7.281,52 TL harçtan peşin alınan 3.130,39 TL harcın düşümü ile eksik kalan 4.151,13 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan toplam 3.161,79 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 14.076,56 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan kabule göre hesaplanan taktiren 1.698,24 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan redde göre hesaplanan 31,90 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Talep halinde artan avansın iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen tefhim kılındı. 17/11/2021
Katip …
Hakim …