Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/123 E. 2021/394 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/123
KARAR NO : 2021/394

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2021
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı ile aralarında anahtar teslimi götürü bedel ile Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi 405 adet konut 1’er cami Ticaret Merkezi ve 24 derslik İlköğretim Okulu İnşaat ve alt yapı ve çevre düzenlemesi işine ait sözleşmenin 28/04/2016 tarihinde düzenlendiğini, müvekkilinin 4.496.640,00 TL kesin teminat verdiğini, işyeri teslimi yapılıp müvekkilinin inşaata başladığını, ancak davalının ağır kusuru nedeniyle bir takım sorunların başgösterdiğini, hafriyat taşınması işinin durdurulduğunu, TOKİ’nin hesapladığı işin maliyetinde olağanüstü iş artışı yaşanmasına neden olarak “Jeolojik Durumu Uygun Olmayan Alanlarda Yapılaşma Yasağı” ndan kaynaklı ruhsat verilmesi işinin askıya alındığını, bu nedenle müvekkilinin imalat, alt ve üstyapı inşaat malzemeleri, işçilik harcamaları, işçi maaşları, tazminat v.s pek çok gider kalemlerinde zarara uğradığını, zararın telafisi için beklenildiğini, karşı yana bildirime rağmen ve arabuluculuk girişimine rağmen sonuç alınamayan zararın tazmininde iş bu davanın açılmak zorunda kalındığını bildirmiş ve şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı yüklenici firmanın 06/05/2016 tarihinde yer teslimi ile aldığı işte yapı ruhsatı alımı sırasında gecikmenin yaşandığını, işin süresinin 26/12/2017 tarihinde dolduğunu, davalıya olur ile ek süre tanındığını, ruhsat alımı ve inşaata başlamada zorunlu durum ve olgular dikkate alınarak idarece işin stratejik planlama komisyon kararının alınmasını takiben Tasfiye Mutabakat Metni hazırlanarak karşılıklı yükümlülüklerin hüküm altına alındığını, hesapların yapılıp ödemelerin gerçekleştirildiğini, itirazı kayıt konulmadan hakedişlerin imzalandığını, idarenin tacir olmadığını, avans faizi de talep edilemeyeceğini bildirip davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde yer alan eser sözleşmesinde iş sahibinin temerrüdünden kaynaklı zarar ve ziyanın tespiti ile tahsili isteklerine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Somut olay değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlık için özel bir düzenleme bulunmadığından davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için tarafların tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerekir. Davacı şirket olup tacirdir. Davalı idarenin tacir sayılıp sayılmadığı konusuna gelindiğinde; Toplu Konut İdaresi (TOKİ) 5018 sayılı Kamu Yönetimi Mali Kontrol Kanunu’nda I sayılı listede üçüncü sırada genel bütçe kapsamında kamu idareleri arasında gösterilen Başbakanlığa bağlı bir kuruluştur. 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu ek 1. maddede de TOKİ’nin Başbakanlığa bağlı ve kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olduğu belirtilmiştir.
Bu kanunda TOKİ’nin görevleri, gelir ve giderleri gösterilmiş olup, sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsü olduğuna dair düzenlemeye de yer verilmediği gibi ek 3. maddede Toplu Konut İdaresi personelinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu Hükümlerine tabi olduğu düzenlenmiştir. 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ek listede kamu iktisadi teşebbüsleri sayılmış olup bunlar arasında TOKİ bulunmamaktadır.
Bu kurallar karşısında kamu idaresi olan Başbakanlığa bağlı, kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olarak faaliyet gösteren TOKİ’nin iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulmuş olmadığı ve tacir sıfatı bulunmadığı açıktır.
2985 sayılı Kanun’un ek 1. maddenin e bendi ile konut sektörüyle ilgili şirketler kurmak veya kurulmuş şirketlere ve finans kurumlarına ortak olmak TOKİ’nin görevleri arasında sayılmış ise de bu hüküm TOKİ’nin tacir sayılmasını gerektirmemektedir.
6102 sayılı TTK’nın tüzel kişiler başlıklı 16. maddesine göre ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.Bu maddeden de anlaşıldığı üzere TOKİ’nin kurduğu veya ortak olduğu şirketler yönünden tacir sıfatı, kurulan veya ortak olunan ve ayrı tüzel kişiliği bulunan şirkete ait olup bunları kuran veya ortak olan TOKİ’ye ait değildir.
Bu durumda davalı tacir olmadığından davaya bakmaya mahkememiz görevli olmayıp asliye hukuk mahkemesi görevli olduğu değerlendirilerek mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
HMK 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince görevsizlik nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde ve 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli ANKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Gerekçeli karar tebliği sayılmamak ve yasal süreleri etkilememek kaydıyla HMK 27/2-a maddesi kapsamında hüküm özünün derhal taraflara bildirilmesine,
Dair , davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okundu.29/06/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı