Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/120 E. 2022/519 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/120 Esas
KARAR NO : 2022/519

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 26/02/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacının yanıltılarak davalı şirketin %30 hissedarı yapıldığını, davacının davalı şirkete hissedar olduğunu dahi bilmediğini, şirket kurulurken iyi niyetinden faydalanılarak belgeler imzalatıldığını, şirket kurulmadan önce dava dışı … ve …’un kuracağı şirket için iş yeri kiralanacağı, kiraya verenin devlet memuru bir kefil istediği, bunun üzerine davacının 11/09/2019 tarihli kira sözleşmesine kefil sıfatıyla imza attığını, kira sözleşmesindeki “6- Devir Men-i” başlığı altındaki “… ile …’un birlikte ortak olduğu, kurduğu, kuracağı şirketler kullanımı için kiralanmıştır” şerhinden anlaşıldığı üzere kiralanan adreste faaliyet göstereceği söylenen şirketin aslında … ve … ortaklığında kurulacak şirket olduğunu, aradan 1 ay geçtikten sonra …’un davacıyı arayarak kefilliğinden dolayı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde de evrak imzalaması gerektiğini söyleyerek müvekkilin Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gidip evrakları imzalamasını sağladığını, davacı attığı imzanın yalnızca kefilliğinden kaynaklandığını düşünerek evraklara imzasını atmış olup kurulacak şirkete kendisinin ortak edileceğinden habersiz olduğunu, daha sonra kiraya kefaleti nedeniyle icra takibi yapıldığında ortak olduğunu öğrendiğini, şirketin faal olmadığını, anlatılan hususlar haklı neden olduğundan davacının davalı şirketten çıkmasına izin verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı davaya cevap vermemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm deliller toplanmış, davalı şirkete ait ticaret sicil dosyasının bir örneği Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden, vergi dairesi kayıtları Cumhuriyet Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden getirtilerek dosya arasına alınmış, … sayılı dosya sureti celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiler tarafından düzenlenen 19/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacının %30 ortağı olduğu davalı şirketin ana sözleşmesinin imzalandığı, sermaye taahhüdünü yerine getirmediği, bilançolara göre davalı şirket 2020 yılı kapanış bilançosu kaydi değeri itibari ile -81.286,84 TL borca batık olduğu, davalı şirketin adreslerinde bulunamaması nedeniyle 213 Sayılı V.U.K.’nun 160. maddesi ile 2016/02 Uygulama İç Genelgesi kapsamında vergi mükellefiyetinin 31/07/2021 tarihi itibariyle re’sen kapatıldığının anlaşıldığı, ticaret sicil kaydının ise açık olduğu, somut olayda şirketin faal olmadığının, şirket amacını gerçekleştirmenin olanaksız hale geldiğinin görüldüğü, davacının çıkmaya izin verilmesi talebi yönünden ise haklı nedenin varlığı düşünülse bile davacının sermaye koyma borcunu yerine getirmediği gibi şirket de borca batık olduğundan çıkmaya izin verilmesinin düşünülemeyeceği, şirketin iflasına karar verilmemesi halinde davacının dayandığı haklı nedenin şirketin kuruluşunda yanıltılması olduğundan TTK 647(1)b yollaması ile TTK 353(1) gereği şirketin fesih ve tasfiyesinin düşünülmesi gerekeceği” yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 638/2. fıkrası bağlamında haklı sebebe dayanılarak limited şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkidir.
TTK’nın 638/2. fıkrasında, “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına izin verilmesi için dava açabilir…” denilmektedir. Kanunda, çıkma hakkı haklı sebebin varlığına bağlanmış, ancak haklı sebep kavramı hakkında açıklama yapılmamıştır. Öğretide haklı sebep, ortaklık ilişkisini diğer ortak için çekilmez hale getiren ve dürüstlük kurallarına göre ortak açısından bu ilişkinin sürdürülmesinin kendisinden beklenemeyeceği nedenler olarak ifade edilmektedir (Ersin Çamoğlu, Limited Ortaklıklar Hukukunun Temel İlkeleri, İstanbul, 2020, s. 62 vd.). Somut olarak ise Yargıtay içtihatlarında örneğin, ortaklar arasındaki güven temelinin sarsılması, ortaklık ilişkilerinin bozulması, bilgi almak için her seferinde GK’a ya da mahkemeye başvurmak zorunda kalması gibi haller çıkma talebi için haklı sebep oluşturabilecek haller olarak kabul edilmekte (Emsal: Yargıtay 11. HD’nin, 05/02/2018 tarih ve 2016-6726/740 sayılı ve Yargıtay 11. HD’nin, 24/10/2018 tarih ve 4372/6663 sayılı ilamları); yine Yargıtay, şirketin amaçlarına ulaşmayı engelleyecek düzeyde borca batık olmasını çıkma istemi açısından haklı sebep saymakta, buna karşılık gayrifaal olmasını ve prim borçlarını ödeyememesini çıkma için yeterli haklı sabep kabul etmemektedir (Yargıtay 11. HD’nin 09/01/2018 tarih ve 2016-5820/89 sayılı ilamı).
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı şirketin işleyişine fiilen dahil olduğuna veya katılımının sağlandığına yada bilgi verildiğine dair herhangibir kaydın bulunmadığı, davalı şirketin adresinde bulunmayıp gayri faal olduğu ve özellikle bilançolarının tetkikinde amacına ulaşmayı engelleyecek düzeyde borca batık olduğunun anlaşıldığı; buna göre, TTK’nın 638/2. fıkrası bağlamında davacı yönünden davalı şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma koşullarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın kabulü ile; davacının TTK’nın 638/2 m. gereğince Ankara Ticaret Sicilinin … sicil numarasına kayıtlı … ortaklığından çıkmasına,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,4‬0 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam118,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 110,10 TL tebligat gideri ve 1.600,00 TL bilirkişi ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
21/06/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸