Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/113 E. 2023/364 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/113 Esas – 2023/364
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/113 Esas
KARAR NO : 2023/364

HAKİM :….
KATİP : …

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 16/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirketin 2017 yılından itibaren ticari ilişki içerisinde bulunduğunu, davalı ile müvekkili arasında 12/06/2017 tarihinde sözleşme tanzim edilmiş olup yapılan tüm ödemelerin hesap oluşturularak müvekkili şirket nezdinde tutulduğunu, davalının müvekkili şirkete uzun süre boyunca ödeme yapmadığını, bunun üzerine 11/02/2020 öncesindeki 67.675,00 TL bakiye borç tutarı üzerinden davacı hakkında icra takibi başlatıldığını, borçlunun borcun 50.000,00 TL’lik kısmını kabul edip borcun 17.750,00 TL’lik kısmına itiraz ettiğini, davalının kötü niyetli bir şekilde borcu olmadığını iddia ettiğini, müvekkili şirketin sözleşmeye uygun olarak ürünleri gereği gibi teslim ve montaj ettiği halde davalı şirketin kötü niyetli haraket ederek müvekkilini oyalamak suretiyle ifa etmesi gereken ödemeleri yapmadığını belirterek, davalının … esas sayılı icra takibinde yekün borcun 17.6750,00 TL’lik kısmına yapmış olduğu kısmi itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itiraza konu edilen 17,675,00 TL’lik alacağın 21/01/2020 tarihinde tanzim edilen … numaralı faturadan kaynaklandığı belirtilmiş ise de bu faturanın kendilerine gönderilmediğini, kayıtlarında yer almadığını, 23/11/2017 yılında siparişi edilen işler nedeniyle fatura kesildiği belirtilse de müvekkili şirkete ait şantiyeler kapandıktan sonra 21/01/2020 tarihinde kesilen fatura nedeniyle takip başlatılmasının haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenle davacı tarafça açılmış bulunan itirazın iptali davasının reddi ile takibin kısmi itiraza konu tutar üzerinden iptaline, alacağın % 20’sinden az olmamak kaydı ile davacı yana kötü niyet tazminatı yükletilmesine, yargılama giderinin ve ücreti vekaletin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememizce taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, davaya dayanak … sayılı takip dosyası, ilgili vergi dairelerinden tarafların … formları celp edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
04/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacı … Şirketi’nin 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait yasal defterlere ilişkin incelemelerin asıl defterler üzerinden, davalı … Şirketi’nin 2017 yılına ait yasal defterlere ilişkin incelemeler asıl defterler üzerinden yapılmış olup davacı …Şirketinin ticari defterleri üzerinde davalı adına toplamda 17 adet belge karşılığı 1.265.929,43 TL tutarında fatura düzenlenmiş olup karşılığında davalı tarafından davacıya 4 adet çek karşılığı 1.000.000,00 TL ile 2 adet banka eft/havalesi toplamı olan 198.255,35 TL tutarında ödeme yapılmak suretiyle toplam ödemenin 1.198.255,35 TL olduğu, bu tutardan davalı adına düzenlenen fatura toplamının düşülmesi sonrasında (1.265.929,43-1.198.255,35 ) 67.674,08 TL davacının davalıdan alacağının bulunduğu, dava konusu edilen 31.01.2020 tarih ve … numaralı 23.11.2017 tarih ve … sipariş nolu toplam 17.674,08 TL tutarlı faturanın kanuni süresi içerisinde defterlere kayıt edildiği, davalıya ait 2018 yılı ticari defterlerinin vergi incelemesinde olduğu, 2019 ve 2020 yılı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığından ve dava konusu faturanın 2020 yılına ait olduğundan davalıya ait 2020 yılı
ticari defterlerinin dava dosyasına sunulması durumunda inceleme yapılabileceği” yönünde kanaat bildirilmiş, bilirkişi raporunun içeriğine göre dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, düzenlenen 1. ek raporda özetle; “davalı adına 23.06.2022 tarih ve … sayılı yazıları
ekinde yer alan … formları incelendiğinde, davacı tarafından 31.01.2020 tarih ve … numaralı toplam 17.674,08 TL tutarlı faturaya davalı … formunda rastlanılmadığı,
davacıdan 23.11.2017 tarih ve … sipariş nolu toplam
17.674,08 TL tutarlı, 31.01.2020 tarih ve … numaralı faturanın sevkine
ilişkin olarak okunaklı sevk irsaliyesi veya teslim belgesi talep edilmişse de dava dosyasına
sunulmadığı, davacının 17.674,08 TL için alacağına ilişkin yeterli tespit yapılamadığı” yönünde kanaat bildirilmiş, dosyanın bilirkişi heyetine yeniden tevdii üzerine düzenlenen 2. ek raporda ise özetle; “davalı … Şirketi’nin 2020 yılına ait yasal defterlere ilişkin incelemelerin asıl defterler üzerinden yapılmış olup, davalı şirkete ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK’nın 64.maddesinin 3.fıkrası gereğince açılış ve kapanış tasdikleri usulünce ve zamanında yapıldığı, davalı … Şirketi’nin 2020 yılı ticari defterlerinde 31.01.2020 tarih ve … numaralı 17.674,08 TL tutarlı faturanın kayıtlarda yer almadığı, davalı ticari defterleri üzerinde 31.12.2020 tarihi itibariyle davacıya 50.000,00 TL borcunun bulunduğu, bu miktarın da davalı yanca kabul edildiği, ihtilaf konusu edilen 31.01.2020 tarih ve … numaralı 17.674,08 TL tutarlı faturanın sevk irsaliyesinin ise davacı delilleri içerisinde yer almadığı, bu nedenle de davacının alacağını ispatlayan yeterli delil olmadığı” yönünde kanaat bildirilmiştir.
Dava, cari hesap bakiyesinin tahsili için girişilen icra takibine yönelik 2004 sayılı …’nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından davacının 2017 ve 2018 yılından kalan cari hesap bakiyesine dayalı olarak 67.675,00 TL üzerinden … sayılı dosyasında 11/02/2020 tarihinde davalı aleyhine ilamsız icra takibine giriştiği ve davalı şirketin alacağın 16.675,00 TL’lik kısmına itiraz ederek takibi durdurduğu ve yasal sürede eldeki itirazın iptali istemli davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından düzenlenen 21/01/2020 tarih ve 17.674,08 TL miktarlı faturaya konu işin müvekkili tarafından yapılarak davalıya teslim edildiğinden bu faturadan dolayı alacağının bulunduğu, davalının kısmi itirazının haklı olmadığı iddia edilmiş, davalı tarafından ise söz konusu faturanın kendilerine gönderilmediği, kayıtlarında olmadığı, faturanın gerçeğe aykırı düzenlendiği savunularak davanın reddi istenmiştir.
Kanunda aksine bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her birinin, hakkın dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olması (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altında olması (HMK 190) nedeniyle teslim olgusundan lehine hak çıkaracak taraf olan davacı taraf; akdi ilişkinin varlığı ile teslim olgusunu kanıtlama yükümü altındadır.
Somut olayda; dosyaya mübrez bilirkişi raporu ile de ortaya konulduğu üzere davacı tarafından cari hesap bakiyesi içerisinde takibe konu edilip davalı tarafından itiraz edilen 21/01/2020 tarih ve 17.674,08 TL miktarlı faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi davalı tarafından … formu ile bildirilen faturalar arasında da yer almadığı, yine davacı tarafından bu faturanın usulüne uygun olarak davalıya gönderildiği kanıtlanamadığı gibi bu faturaya ilişkin olarak davalı şirketi temsile yetkili kişilerce imzalanmış bir irsaliyenin de sunulamadığı, davacının delil listesi kapsamında yemin delilinin hatırlatılması üzerine davacı tarafından yemin deliline dayandıkları bildirildiğinden tebliğ edilen yemin davetiyesi üzerine davalı şirket yetkilisinin 16/05/2023 tarihli duruşmaya katılmak suretiyle uyuşmazlık konusu olan 17.674,08 TL miktarlı fatura kapsamındaki işlerin davacı tarafından yapılıp teslim edilmediğine dair yemin ettiği, mevcut hukuki durum karşısında davacının davalının itirazına konu 17.674,08 TL miktarlı alacağının varlığını kanıtlayamadığı sonuç ve kanaatine varılmış, kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davalının kötü niyet tazminatı istemi bakımından ise, davacının takibinin uyuşmazlık konusu miktar yönünden haklı olmadığı anlaşılmakta ise de İİK’nın 67/2. maddesi anlamında davacının kötüniyetinin varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiş, son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat isteminin reddine,
3-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği … tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Talep halinde davacının ve davalının artan avansının iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 16/05/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸