Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/657 E. 2021/516 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/657 Esas – 2021/516
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/657 Esas
KARAR NO : 2021/516

DAVA : Alacak (Sermaye Piyasası Araçları Alım-Satım Aracılık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 01/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının inşaat işleri ile uğraştığını, iş ilişkisi içerisinde olduğu Joly Mutfak sahibinden bir iş aldığını, sohbet esnasında işverenin borsa işleri ile ilgilendiğini, davacının istemesi halinde bu konuyu onunla paylaşacağını ve yardımcı olması için ricada bulunacağını söylediğini, bu tarihten kısa bir süre sonra davacıyı davalılardan …’nın arayarak diğer davalı şirkette müşteri temsilcisi olarak çalıştığını ve istemesi halinde kendisine yardımcı olabileceğini söylediğini, bu konuşmadan sonra davacının davalı …’nın tavsiyelerine uyarak hisse senedi alışverişi yaptığını bu alışverişten kar elde ettiğini, davacı tarafından Gübre Fabrikalarının hisselerinin alınması amacıyla davalılara 34.250,00 TL verildiğini, hisse senetlerinin değerlerinin önce yükseldiğini, 2017 yılında arayıp sorduğunda zararda olduğunu bildirdiğini, 2018 yılında ise davalı şirketin hisselerine el konulduğunu, mahkemelik olduklarını söylediğini, 15/12/2017 tarihli mesajda davalı şirketin diğer davalının iş yerinde ayrıldığını bildirdiğini, 2020 yılında davacının aramalarına ve masajlarına davalı tarafından cevap verilmediğini, taraflar arasında fiili bir sözleşme olduğunu, gerekli yatırımcı bilgilerinin tutulmadığını, alınan talimatların kaydedilmediğini, davacıya hiçbir bildirimde bulunulmadığını belirterek şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıların hesabın usulen talimat verilmeksizin hiç işletilmemesi, usulüne uygun işletilmesi gereği uğranılan zarara ilişkin davacının son talimatı ile adına alınmış olan hisselerin şu anki değerleri nispetinde davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Yatırım Menkul Değerler AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zaman aşımı ve yetki itirazlarının bulunduğunu, taraflar arasında 30/10/2013 tarihli Sermaye Piyasası Araçları Alım Satımına İlişkin Aracılık Sözleşmesi bulunduğunu, davacı adına yatırım hesabı açıldığını, ancak bu yatırım hesabında hiç bir işlemin görülmediğini, davacının davalı şirkette bulunan hesabına tek bir kuruş dahi yatırmadığını alacağının bulunmadığını, davalı şirketin diğer davalının iddia olunan ilişkilerinde taraf olmadığını, Sermaye Piyasası Mevzuatı uyarınca davalı şirketin personeline ait müşteri hesaplarını takip ve denetleme yükümlülüğü bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, davalının diğer davalı şirkette görev yaptığı süre içinde bir çok yatırımcının işlemini gerçekleştirdiğini, davaya konu virman işleminin davalının hesabına yapılıp ve yine kendi hesabından alım satım işleminin başkası adına alım veya satım emirlerinin gerekçeleştirilmesi SPK mevzuatına aykırı olduğunu, böyle bir işlemin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını, hiç bir kimse tarafından bir müşteri temsilcisine elden para verilmesinin mümkün olmadığını, borsada gerçekleşen tüm işlemlerin anlık işlemler olmasına rağmen davacının 2013 yılından itibaren hesabının akıbetini araştırmak için 8 yıl gibi uzun bir süre beklemesinin iyi niyetle alakasının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava davalı … Menkul Değerler AŞ ile davacı arasında akdedilen Sermaye Piyasası Araçları Alım-Satımına ilişkin Aracılık Sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, diğer davalı … ise sözleşme tarihinde davalı şirket çalışanıdır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/k.maddesinde; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği, 3/l. bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı, 49/(1). maddesinde; finansal hizmetlerin her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade ettiği, finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmenin ise finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmeler olduğu, 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, düzenlenmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2020/655 Esas, 2020/886 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere;”…Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ilk derece mahkemesinin kararında gerekçe yaptığı 201/11-22 esas 2018/1102 karar sayıl kararından sonraki tarihte verdiği 2017/11-2348 esas 2019/82 karar sayılı ilamındaki gerekçesi taraflar arasında imzalanan “Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesinin konu maddesinde “ticari” amaçla yapıldığının açıkça belirtilmiş olması” dır. Anılan gerekçeye karşı da iki üyenin muhalefet şerhi vardır.
Finansal hizmetlerin tüketici işlemi kapsamına alındığı yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerden anlaşılmaktadır. Eş anlatımla işin sadece finansal olması işlemin tüketici işlemi olmadığını göstermeyecektir.
Doktrinde de tasarruf sahibinin bireysel yatırımcının bir aracı kurum ile çerçeve sözleşmesi imzalanması tüketici işlemi olduğu ve tüketici mahkemelerinin görevli olduğu da belirtilmektedir. ( Doç. Dr. N. Füsun Nomer Ertan; Sermaye Piyasası Hukuku Toplantı Serisi – Tebliğler Tartışmalar, sayfa 24-25 )
Bu açıklamalar sonucunda taraflar arasındaki ilişki 6502 sayılı Yasanın 3/(1)-k ve 49. maddeleri uyarınca yatırım sözleşmesi niteliğindedir. Davacı ise somut dosyada ticari ve meslek amaçlı hareket etmeyen bireysel yatırımcı olduğundan tüketici konumunda olup dava tarihi itibariyle bu tür davalarda tüketici mahkemesi görevlidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/11-2348 esas 2019/82 karar sayılı kararında olduğu gibi Sermaye Piyasası Araçları Alım Satım Aracılığı Çerçeve Sözleşmesinde sözleşmenin ticari amaçla yapıldığı açıkça belirtilmediğinden ilk derece mahkemesince görev dava şartına dayalı olarak verilen usulden red kararı yerinde değildir. Uyuşmazlığın çözüm yeri Tüketici Mahkemesi olduğundan işin esasına girilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görev dava şartına bağlı usulden red kararı verilmesi doğru görülmediğinden HMK’nın 353/(1)-a.3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir…” şeklindeki ilamında da belirtildiği üzere taraflar arasında akdedilen Sermaye Piyasası Araçları Alım-Satımına ilişkin Aracılık Sözleşmesi’nde sözleşmenin ticari amaçla yapıldığının belirtilmemesi durumunda işlemin tüketici işlemi olacak olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniye dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin ve davalı … Yatırım AŞ vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 01/10/2021