Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/612 E. 2022/552 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/612 Esas
KARAR NO : 2022/552

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/12/2020
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/08/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/11/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında … ve …’in babası …’in vefat ettiğini, bu kazada sürücüsü … olan … plakalı aracın Tavas istikametinden Karacasu istikametine doğru seyir halinde iken … plakalı araca çarptığını, müteveffa …’in … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu ve kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, kaza neticesinde Karacasu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma ve Karacasu Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyalarının açıldığını ve derdest olduğunu, ceza dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporundan da … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun anlaşıldığını, müvekkillerinin müteveffanın vefatı nedeniyle desteğinden yoksun kaldıklarını, … plakalı aracın davalının ZMMS poliçesi ile sigortalı olması sebebiyle davalının oluşan zarardan sorumlu olduğunu, ancak davalıya yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını bildirerek şimdilik davacı kızı … için 100,00 TL ve davacı kızı … için 100,00 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, davacı tarafından müvekkili şirket sigortalısı araç sürücüsünün kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, bilirkişi incelemesi yapılırken de ödeme tarihindeki verilerin dikkate alınması ve ödeme tutarının güncellenmesi gerektiğini, müterafik kusur ve hatır taşıması hususlarının araştırılarak tazminattan indirim yapılması gerektiğini, özellikle kaza anında araç sürücüsü alkollü olup müteveffanın alkollü olduğunu bildiği kişinin aracına binmekle müterafik kusurlu olduğunu, müteveffanın taşınmasının ücret karşılığı olduğunun da iddia ve ispat olunmadığını, hatır taşımasının söz konusu olduğunu, davacıların kaza nedeniyle elde ettiği gelirin de tazminattan düşülmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber hükmedilecek faizin de dava tarihinden itibaren yasal faiz olduğunu bildirerek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Deliller toplanmış, müteveffanın sosyal ekonomik durumuna ilişkin araştırma yaptırılmış, Karacasu Asliye Ceza Mahkemesi’nin … sayılı dosya sureti, poliçe ve hasar dosyası, SGK kayıtları, trafik kazası tespit tutanakları celp edilerek dosya kapsamına alınmış olup incelenmelerinde; … plakalı aracın davalı … şirketine 10/06/2019-2020 tarihlerini kapsar şekilde sigortalı araç olduğu, kaza tarihi itibariyle poliçe teminatının 360.000,00 TL olduğu, SGK tarafından davacılara 01/12/2019 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, 27/11/2019 tarihli kaza ile ilgili ödeme yapılmadığından peşin sermaye hesaplanmadığı hususlarının bildirildiği, davaya konu kazaya ilişkin olarak Karacasu Asliye Ceza Mahkemesi’nin … sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde verilen 28/01/2021 tarih ve 2021/21 Karar sayılı karar ile … plakalı araç sürücüsü …’un mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya celp edilen Karacasu Asliye Ceza Mahkemesi’nin … sayılı dosyasından alınan 21/10/2020 tarihli kusur raporunda özetle; sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili ile (Dr. raporunda 1.04 promil alkollü olarak) Tavas ilçesi yönünden Karacasu ilçesi yönünde seyri sırasında; D-585-07 (26+100) devlet karayolu Dedeler mahallesi mevkiine geldiği sırada zorunlu olarak Tavas ilçesi yönünden Karacasu ilçesi yönüne yolun sağ banket üzerinde durmak zorunda kalan sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı kamyonun sol arka tampon kısmına aracının sağ ön kısmıyla çarpması olayında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/5, Yönetmeliğin 97 ve 101. maddelerini ihlal ettiğinden bu kazanın oluşumunda 8/8 asli kusurlu olduğu, sürücü …’İn bu kazanın oluşumunda zorunlu hallerde durması gereken yerde yani banket üzerinde durması ve gerekli önlemleri aldığı anlaşıldığından bu kazanın oluşumunda kusur ve kabahatinin olmadığı yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, öteki “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre “kusurun varlığını” araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hakimi, maddenin ikinci cümlesine göre “kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır. 6100 sayılı HMK 266 madde hükmüne göre kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Eldeki teknik bulgulara göre hakim, kusur oranını kendisi belirleyebilir (Emsal: Yargıtay 17. HD.’nin 15/02/2021 tarih ve 2020/1185 Esas, 2021/1340 Karar sayılı ilamı). Bu açıklamalar ışığında; tüm dosya kapsamı, ceza dosyası, kaza tespit tutanağında yer alan tespitler, dosyaya mübrez teknik bulgular, olayın örgüsü ile birlikte bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davalıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu; bunun yanında özellikle ceza dosyası kapsamında yer alan bilgi ve belgeler bir bütün halinde değerlendirildiğinde, müteveffanın içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç sürücüsünün kaza anında alkollü olduğu ve kazanın, arkadaşı olan müteveffa ile birlikte gittikleri Bodrum yolundan dönüşü sırasında meydana geldiği hususları nazara alınarak mütevaffanın yolcu olarak taşınmasının hatır taşıması niteliğinde olduğu ve alkollü olduğunu bildiği araç sürücünün aracında yolculuk yapmakla müteveffanın da müterafik kusurlu bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacıların destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması yönünden aktüerya bilirkişisinden alınan 12/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Yargıtay kararları doğrultusunda davacı …’in babasının vefat tarihi itihariyle 24 yaşında olması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılmadığı, davacı …’in üniversite öğrencisi olması nedeniyle 25 yaşına kadar yapılan hesaplamada; (sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin tamamının bu davacı için yapıldığının kabulü halinde), davalı … şirketinin ödeme tarihi itibariyle toplam zararın 37.290,45-TL olarak hesaplandığı, yapılan ödemenin ise 10,269,11-TL olduğu, hesap tarihi itibariyle sigorta şirketi tarafından yapılan hesaplamanın güncellenmiş tutarının mahsubu sonucunda; bakiye destekten yoksun kalma zararının hatır taşımasının varlığının kabul edilmesi halinde 22.530,48-TL, kabul edilmemesi halinde 31.163,61-TL olarak hesaplandığı yönünde kanaat bildirilmiş; 2022 yılında yayınlanan güncel asgari ücrete göre hesaplama yapılması amacıyla düzenlenen 15/04/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda ise özetle; rapor tarihi itibariyle davacı …’in destekten yoksun kalma zararının 54.189,10 TL olarak hesaplandığı, 27/10/2020-15/04/2022 arası %9 yasal faiz ile 10.269,11-TL’nin güncel tutarının 12.317,79 TL olduğundan bakiye zararın, hatır taşıması kabul edilmezse 54.189,10 – 12.317,79 = 41.871,31 TL, hatır taşıması kabul edilirse 43.351,28 TL – 12.317,19 = 31.033,49 TL olarak hesaplandığı, hesaplanan tazminatın poliçe teminat limiti kapsamında kaldığı yönünde kanaat bildirilmiştir. TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre hazırlanan ek bilirkişi raporunun, rapor tarihi itibariyle toplam zararın ve davalı … tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş tutarının belirlenmesi yönünden gerekçeli ve denetime elverişli olup hükme esas alınmasına karar verilmiş; hatır taşıması indiriminin sırası bakımından ise benimsenmemesi uygun bulunmuştur. Şöyle ki; 6098 sayılı TBK hükümlerine göre tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Bu nedenle ilk olarak zararla ilgili indirim sebepleri uygulanarak gerçek zarar belirlenecek (önce kusur indirimi, sonra yapılan ödemeler), sonra da tazminatın belirlenmesi için indirim nedenleri olan 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde (mülga 818 sayılı BK’nun 43. maddesi) düzenlenen hatır taşıması indirimi ve 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde (mülga 818 sayılı BK’nun 44. maddesi) düzenlenen müterafik kusur indirimi uygulanacaktır (Emsal: Yargıtay 17. HD.’nin 08/07/2020 tarih ve 2019/4295 Esas, 2020/4509 Karar sayılı ilamı). Buna göre rapor tarihi itibariyle davacı …’in destekten yoksun kalma zararı olarak hesaplanan 54.189,10 TL’den, önce davalı … tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş tutarı olan 12.317,79 TL düşülmek suretiyle öncelikle 41.871,31 TL olarak davacı …’in gerçek zararı bulunmuş, bu zarardan yukarıdaki kabule göre %20 hatır taşıması indirimi, %20 müterafik kusur indirimi olmak üzere takdiri indirimler uygulandığında, davacı … yönünden tazminat miktarı 25.122,79 TL olarak belirlenmiştir. Davacı … yönünden ise, Yargıtay’ın güncel içtihatları nazara alınarak davacının mütevaffanın vefat tarihinde 24 yaşında olduğu zarara alınarak destekten yoksun kalma zararının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, deliller, bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; 27/11/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacıların desteği olduğu bildirilen …’ın vefat ettiği, vefat tarihine göre müteveffanın eşinden ayrılmış olduğu, geride kalan …’in müteveffanın desteğinden çıktığı, davacı …’in ise müteveffanın desteği kapsamında olduğu, 15/04/2022 tarihli ek bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hükme esas alınabilir olduğu kabul edilmek suretiyle davacı …’in raporda tespit edildiği şekli ile davalı … tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş tutarı olan 12.317,79 TL mahsup edildiğinde rapor tarihi itibariyle 41.871,31 TL destekten yoksun kalma zararının bulunduğu anlaşılmış ise de yukarıda açıklanan gerekçelerle %20 hatır taşıması, %20 müterafik kusur bakımından takdiri indirimler uygulandığından davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı miktarının 25.122,79 TL olduğunun kabulü ile sözü edilen davalı bakımından davanın kısmen kabulüne, davacı …’in ise müteveffanın vefat tarihinde 22 yaşından büyük olduğu nazara alınarak müteveffanın desteğinden çıktığı anlaşılmakla bu davacı yönünden davanın reddine ve davacı … yönünden hükmlolunan destekten yoksun kalma tazminatının KTK’nın 99. maddesi hükmünce davalı sigortaya başvuru tarihine göre belirlenen 31/10/2020 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yönelik olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile; 25.122,79 TL destekten yoksun kalma tazminatının 31/01/2020 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davacı … yönünden açılan davanın reddine,
3-Alınması gereken 1.716,13 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.661,73 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından başlangıçta yatırılan 54,40 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 108,80‬ TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 120,00 TL tebligat ve müzekkere gideri ile 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 920,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre 744,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiyenin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.360,00 TL arabulucu ücretinin kabul ve red oranına göre 1.098,00 TL’sinin davalıdan, 262,00 TL’sinin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacılardan … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine,
10-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 28/06/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸