Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/609 E. 2021/88 K. 12.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/609 Esas
KARAR NO : 2021/88

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 12/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkiden dolayı doğan ve davalının 09/01/2020 tarihli siparişlerine ilişkin alacağı için 20/07/2020 tarihli 38, 39, 40 sıra numaralı; 29/07/2020 tarihli 42865 sıra numaralı; 10/08/2020 tarihli 47 sıra numaralı; 21/08/2020 tarihli 53, 54 sıra numaralı; 24/08/2020 tarihli 56 sıra numaralı ve 07/09/2020 tarihli 63 sıra numaralı olmak üzere 9 adet fatura tanzim edildiğini davalıya gönderildiğini, bu faturalardan doğan 27.913,61 TL borcun davalı yanca ödenmediğini, tarafların iş bu borç-alacak ilişkisi için 31/10/2020 tarihi itibariyle davalının tanzim ettiği 16/11/2020 tarihli cari hesap mutabakat mektubunu da imzaladıklarını, borcun ödenmemesi üzerine … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, dava öncesi yapılan arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını belirterek itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davalı ile dava dışı … arasında sözleşme imzalandığını, bu sözleşme kapsamında davacı ile yapılan anlaşma neticesinde sözleşmede belirtilen somun ve pulların ana sözleşmede belirtilen teknik şartnamedeki koşulları doğrultusunda tedariği konusunda anlaştıklarını, davacı tarafından tedarik edilen ürünlerin davalı tarafından ana iş verene gönderildiğini, ancak davacı tarafından tedariği sağlanan tüm ürünlerin teknik şartnameye aykırı olduğunun tespit edildiğini, davacının ayıplı ifası neticesinde davalının ciddi zarara uğradığını, zira davacı tarafından tedarik edilen ayıplı ürünler nedeniyle davalıya ana iş veren tarafından 29.531,21 € tazminat tahakkuk ettirildiğini, davacı tarafın ayıptan sorumlu olduğunu, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve her halükarda takas – mahsup def’ini ileri sürdüklerini belirterek davanın reddini ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Dava, ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava açılmazdan evvel dava şartı olarak arabulucuğa başvurulduğu, tarafların görüşmelere katıldığı ve anlaşılamaması üzere anlaşmazlık son tutanağının düzenlendiğini görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. TTK’nın yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisi haline gelmiştir. Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Davalı taraf limited şirket olduğundan tacir olduğu anlaşılmakta ise de davacı taraf gerçek kişi olduğu olduğundan davacının esnaf mı tacir mi olduğu ve esnaf ise esnaf sınırını aşan faaliyette bulunup bulunmadığı, buna göre tacir olup olmadığı konusunda araştırma yapmak gerekmiştir. Bu kapsamda davacının GİB kayıtlarının UYAP sisteminden temini ile tespit edilen Ulus Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılmıştır. Gelen yazı cevabında davacının işletme esasına göre defter tuttuğu bildirilmiş ve davacı vekili tarafından da müvekkilinin esnaf olduğuna dair belge dosya kapsamına sunulmakla davacının Esnaf Odasında kayıtlı olduğu dolayısıyla esnaf olduğu bu şekilde davacının tacir olmadığı davanın mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşıldığından, mahkememiz görevsiz olup, görevli mahkeme genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu itibarla dava şartı niteliğinde bulunan görev hususunun re’sen ele alınması zorunluluğundan hareketle mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniye dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ve arabuluculuk ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 12/02/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.