Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/581 E. 2021/121 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/581 Esas – 2021/121

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS SAYISI : 2020/581
KARAR SAYISI : 2021/121

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR :

VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/04/2015
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 26/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen dava dosyasına ait bu dava dosyamızda Ankara BAM 20. HD ‘sinin 20/02/2020 tarih ve 2018/1939 Esas ve 2020/134 sayılı ilamı gereği birleşen … Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası ve yapılan yargılamasının birleştirilerek yargılaması sürdürülmüş olmakla 23/02/2021 tarihinde Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Dosyamızda birleşen dava olarak adlandırılan öncesi Ankara … esas sayılı dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı …’ın sevk ve idaresindeki diğer davalı şirkete ait yolcu otobüsü içerisinde bulunduğu sırada 08.02.2015 tarihinde meydana gelen kazada yaralandığını belirterek geçici ve kalıcı iş göremezlik zararı için şimdilik 100,00 TL; 150.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile aynı kaza nedeniyle müvekkili tarafından … Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile iş bu dosyanın birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılardan …’a yapılan usulüne uygun tebliğine rağmen davaya yanıt vermediği görülmüştür.
Diğer davalı … … ..Ltd. Şti. Vekilinin ise vekaletname örneğini sunup davanın … Anonim Sigorta şirketine ihbarını talep ettiği, sonrasında alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamına karşı 10/02/2020 tarihli beyan dilekçesinde raporlara olan itirazlarını ayrıntıları ile bildirdiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Mahkememizce evvelce asıl ve iş bu birleşen dava hakkında “Asıl ve birleşen davada dava, birden fazla yolcunun seyahat ettiği yolcu otobüsünde direksiyon hakimiyetinin kaybı neticesi meydana gelen trafik kazasında davalı sigortacılar ile araç sürücüsü ve araç malikine yöneltilen zorunlu ferdi kaza koltuk sigortası, ZMMS, kasgo ve zorunlu taşımacılık sigorta poliçelerinden kaynaklı ve malüliyete dayalı maddi ve manevi zararların giderilmesini amaçlayan tazminat isteği niteliğindedir.
Mahkememizin iş bu dava dosyasında araçtaki yolculardan … davacı olup bir diğer zarar gören yolcu …’a ait Ankara Bölge Adliye 20. Hukuk Dairesinin 30/01/2020 tarih ve 2018/1939 esas ve 2020/134 karar sayılı ilamında aynen “Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Her ne kadar taşıma sözleşmesi TTK.’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda da davanın açıldığı 01.12.2015 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, davalılar … ve … … Ltd.Şti. yönünden yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu açıktır.
Davalı sigorta şirketleri yönünden ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 57. maddesinde “ihtiyari dava arkadaşlığına” yer verilmiş, 166/4. maddesinde “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının varsayılacağı” hükme bağlanmıştır. Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinde hangi davaların birlikte görüleceği ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde ise “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde aralarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta ise davalı sigorta şirketleri ile davacı arasında bir sigorta sözleşmesi ilişkisi yoktur. Dolayısıyla anılan davalılar yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, araç sürücüsü ve taşıyan olan davalılara karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketleri hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir. Öte yandan bu davalar, aynı Kanun’un 23/2. maddesi hükmüne göre harçtan muaftır. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak, dava konusu uyuşmazlkta tüm davalılar yönünden tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, dosyanın HMK’nın 20. maddesi kapsamında gerekli işlemin yapılması için ….Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
2- İstinaf kararının neden ve şekline göre, davacı vekili ile davalılar … … Ltd.Şti ve … Sigorta AŞ vekillerinin tüm istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle davada tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu açıklanmıştır.
Mahkememizin asıl dava dosyasında verilen ilk görevsizlik kararı her ne kadar merciden geçerek mahkememizin görevli olduğu hususu kesinleşmiş ise de birleşen diğer dava dosyasında görev yönünde mahkememizi bağlayıcı bir yön bulunmadığı gibi yargılama mahkememizde sonuca ulaşmak üzere sürdürülmüş ve raporlar alınmıştır.
Gelinen aşamada davalı sigortaların mevcut limitleri dikkate alındığında ve birlikte sorumluluğun dikkate alınarak taleplerle limitler karşılaştırılıp garame yapılması gerektiği, dava dosyasında mevcut kazaya dair diğer tüm dava dosyalarının tüketici mahkemesinde görülmekte bulunduğu ve ticaret mahkemesinde olan başkaca bir dosyanın bulunmadığı ve tazminat taleplerinin limitle uyarlı birlikte değerlendirilme ve tüketici hukukunun uygulanması zorunlu olduğundan bu dava dosyasında da tüketici mahkemesinin görevli olduğunu kabulü gerekmiştir.
Aksi halde tüketici mahkemesinde görülen diğer dava dosyalarının dava sonuçlarının beklenilmesi irtibatlı bütün kazazedelerin toplam limit ele alınarak değerlendirilmesi, garamenin sağlıklı biçimde tespit ve hesaplanması ve Ankara BAM. 20. Hukuk Dairesinin ilamında yer alan davaların birlikte görülmesinin hem usul ekonomisi hem davaların makul süre içerisine bitirilmesi ve diğer yazılı gerekçelere aykırılık oluşturacak olması nedenleriyle mahkememizce de iş bu dava dosyasında tüketici mahkemesine mecburen görevsizlik kararı verilerek dosyamızın gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir” gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de Ankara BAM 20. HD’sinin 20/02/2020 tarih ve 2018/1939 Esas ve 2020/134 sayılı ilamı gereği yalnızca birleşen iş bu ….nin … esas sayılı dava dosyasında görevsizlik kararı verilebileceği açıklanmış ve hükmüne uyulması zorunlu bulunmakla mahkememizce asıl dava dosyası bu dosyadan tefrik edilmiş ve Ankara … ATM’nin … esas sayılı dava dosyası yönünden tüketici mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
HMK 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince görevsizlik nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde ve 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Gerekçeli karar tebliği sayılmamak ve yasal süreleri etkilememek kaydıyla HMK 27/2-a maddesi kapsamında hüküm özünün derhal taraflara bildirilmesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okundu. 23/02/2021
Katip

¸

Hakim

¸