Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/503 E. 2022/891 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/503 Esas
KARAR NO : 2022/891
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2020
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, borçlu şirket tarafından süresinde yapılan itiraz üzerine icra takibi durdurulduğunu, bu durum üzerine iş bu itirazın iptali davası açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, takipte asıl alacaklar toplamının 10.672,25 TL alacak gösterildiğini, davalı borçlunun faturalarda belirtilen mal ve ürünleri davacı müvekkilinden almış olduğunun açık olduğunu, bu mal ve ürünlere ilişkin faturalar düzenlediğini ve müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarına usulünce işlendiğini, davalının ise bu borcu ödemediğini ve hakkında yapılan icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak tamamen itiraz ettiğini belirterek davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının 10.672,25-TL için iptaline, takibin devamına ve alacağın tahsiline, bu alacağa takip tarihi olan 27/12/2019 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, lehlerine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili beyanında özetle; takipte dayanılan 26 faturadan 13 tanesinden müvekkilinin haberinin olmadığını, muavin defterlerinde bu hususun sabit olduğunu, müvekkili tarafından davacıya 11/03/2019 tarihinde 2.000TL, 08/04/2019 tarihinde 2.500TL, 17/07/2019 tarihinde 2.000TL, 22/11/2019 tarihinde 700TL olmak üzere 7.200TL ödeme yapıldığını, alacağının bulunmadığını bilmesine rağmen takip başlatan davacının kötü niyetli olduğunu bildirerek davanın reddine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, davacı yönünden tacir araştırması yapılarak tacir sıfatını haiz olduğu anlaşılmış, davaya dayanak Ankara …İcra Müd.’nün … sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinde, davacı tarafından fatura alacağına dayalı olarak davalı aleyhine toplam 11.431,46 TL alacak üzerinden 20/12/2019 tarihinde başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğu görülmüş, dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 01/04/2022 tarihli ön raporu takiben düzenlenen 20/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacının 2019 yılına ait yasal defterlere ilişkin
incelemeler yüce mahkemeye sunulan defterler üzerinden yapılmış olup, davacı şirkete ait
defter-i kebir defterlerin 6102 sayılı TTK’nın 64. maddesinin 3. fıkrası gereğince açılış tasdiki usulünce ve zamanında yapılmış olup, kapanış tasdikinin yapılma zorunluluğu
bulunmadığından tasdik yapılmadığı, yevmiye defterinin davacı tarafından
sunulmadığından tespit yapılmadığından 6102 sayılı TTK’nın 64. maddesinde belirtilen
sürelerde yasaya uygun olarak yapılıp yapıldığının tespit edilemediği, davacının defter-i kebir defteri üzerinde yapılan
incelemelerde davalı adına düzenlemiş 12/04/2019 tarih ve 4886 numaralı, 612,85
TL olan faturanın defter-i kebire 446,85 TL olarak alındığı diğer faturaların dava
dilekçesinde belirtilen tutarlar üzerinden kayıtlara alındığı, davacı ticari defterleri üzerinde
davalı adına toplamda 10.894,24 TL tutarında fatura düzenlendiği ancak söz konusu
faturaların tamamı kasa hesabından tahsil edildiğinden davacı ticari defterleri üzerinden
davalıdan alacağının bulunmadığı” yönünde, bila tarihli ek raporda ise özetle; “davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan muavin defter incelendiğinde takip ve dava konusu edilen 13 adet belge ile toplam tutarı 5.505,52TL olan faturaların yer almadığı gibi söz konusu faturalara ilişkin olarak davacının ürün ve faturaları davalıya teslim ettiğine ilişkin herhangi bir imzalı belgeye rastlanılmadığı, davacı ile davalı arasında düzenlenen faturaların BA/BS form sınırı altında kalmasından dolayı sair suretle de tespit edilemediği, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler doğrultusunda takibe konu edilen ve cevap dilekçesi ekinde sunulan muavin defterde yer alan ödeme ve faturalar kabul edildiğinde davacının davalıdan 5.166,77 TL alacağının bulunduğu” yönünde kanaat bildirilmiş olup dosya kapsamına uygun, gerekçeli ve denetime elverişli olmakla mezkur bilirkişi raporunun hükme esas alınması uygun bulunmuştur.
Dava, bakiye fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine yönelik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı özetle, takibe dayanak faturalara konu mal ve hizmetin verilmesine rağmen bedelinin ödenmediğini iddia etmekle, davalı ise özetle, takibe dayanak bir kısım faturaların müvekkiline gönderilmediğini, mal veya hizmetin verilmediğini, verilenlerin karşılığının ödendiğini savunmaktadır.
Kanunda aksine bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her birinin, hakkın dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olması (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altında olması (HMK 190) nedeniyle teslim olgusundan lehine hak çıkaracak taraf olan davacı taraf; akdi ilişkinin varlığı ile teslim olgusunu kanıtlama yükümü altındadır.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler, hükme esas alınmasına karar verilen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla beraber, davacı tarafından davalıya mal satımına dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamakta olup uyuşmazlık ise temelde, mezkur ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Her ne kadar incelenen davacıya ait ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan bakiye alacağının bulunmadığının kayıt altına alındığı anlaşılmakta ve kural olarak davacının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği sabit ise de 6100 sayılı HMK’nın 222. madde hükmüne göre ticari defter ve kayıtların aksinin senet veya kesin delillerle kanıtlanması mümkündür. Bu bağlamda davacı tarafından dayanılıp mahkememizce mali müşavir bilirkişi aracılığıyla incelenmesine karar verilen davalı tarafından sunulan kayıtların yapılan incelenmesi sonunda davacının davalıdan 5.166,77 TL bakiye alacağının bulunduğu ve davalı tarafından ödendiğinin iddia ve ispat olunmadığı, davacı tarafından da takibe konu diğer faturalara dayalı alacağın varlığının kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takibe itirazının 5.166,77 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile bilikte devamına, takibe itirazın haksız, alacağın da likit olduğu değerlendirilerek hükmolunan alacağın %20’si olan 1.033,35 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının takipte kötü niyetinin varlığı kanıtlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin de reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takibe itirazının 5.166,77 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile bilikte devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si olan 1.033,35 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya dair istemin reddine,
4-Davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatının isteminin reddine,
5-Alınması gereken 352,94 TL harçtan peşin alınan 125,10 TL’nin mahsubu ile bakiye 227,84 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 54.40 TL başvurma harcı ve 125,10 TL peşin harç olmak üzere toplam 179,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 93,10 TL tebligat ve müzekkere ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 893,10 TL’nin davanın kabul red oranına göre 432,37 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin kabul ve red oranına göre 639,05 TL’sinin davalıdan, 680,95 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 5.166,77 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 5.505,48‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesin
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, kabul ve ret oranına göre miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
13/12/2022

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı