Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/447 E. 2021/10 K. 15.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/447 Esas
KARAR NO : 2021/10

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ : 15/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından dava dışı sigortalıya ait … plakalı araç için 08/01/2018 – 08/01/2019 tarihleri arasını kapsayan Kasko Sigorta Poliçesi tanzim edildiğini, 21/09/2018 tarihinde sigortalı araç sürücüsünün Ankara Ayaş yolu Sincan istikametine doğru seyri sırasında yay üst geçidi altında park halinde çalışma yapan dava dışı vinçe çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, davacı şirket tarafından toplam 30.000,00 TL tazminatın 23/05/2019, 10/07/2019 ve 26/06/2019 tarihinde ödendiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda ve iddianamede yolun bakım onarımından sorumlu, sulama yapan davalının kusurlu bulunduğunu, davacı şirketin tazminat ödemesine neden olan davalının meydana gelen hasarın tamamından diğer kusurlularla birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, hasar ile ilgili olarak davalıya rücu mektubu gönderildiğini, cevap alınamaması neticesinde … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibine başlanıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin talebi açıklattırılmış olup, 20/10/2020 tarihli dilekçe ile davalıdan %25 kusura tekabül eden kısım olan 7.500,00 TL üzerinden rücu işlemlerine başlandığı, 04/12/2020 tarihli dilekçe ile de 30.000,00 TL’nin …’ün vefatı nedeni ile 10.000,00 TL’sinin … vekili Av. …’a, 10.000,00 TL’sinin …’e, ….’nun vefatı nedeni ile de 10.000,00 TL’sinin de Av. …’a Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ferdi kaza teminatı manevi branşı kapsamında manevi tazminat ödemesi olarak yapıldığı şeklinde beyanda bulunulmuştur.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 21/09/2018 tarihinde meydana gelen kazada davalının hiçbir kusurunun bulunmadığını, kazaya ilişkin olarak davalı şirketin yetkilisi hakkında … … Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında beraat kararı verildiğini, ceza mahkemesinde yapılan yargılama esnasında İstanbul Teknik Üniversitesinden rapor alındığını, alınan raporda davalı şirket yetkilisine herhangi bir kusur izafe edilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Deliller toplanmış, dava müstenidi … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası celp edilmekle tetkikinde; davacı …nin alacaklı, davalı … Peyzaj … Ltd. Şti’nin borçlu olduğu, 7.500,00 TL asıl alacak, 456,78 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.956,78 TL üzerinden ”10/07/2019 müvekkil sigorta şirketine Kasko sigortası ile sigortalı … plakalı araçta 21.09.2018 tarihinde kusurlu olarak hasar meydana gelmesi sonucu ödenmek zorunda kalınan tazminatın rücuen tahsili talebidir” şeklinde borcun sebebi gösterilerek ilamsız takip başlatıldığı, davalı borçluya gönderilen ödeme emrinin 19/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu vekili tarafından 23/12/2019 tarihinde takibe itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulduğu görülmüştür.
… CBS 2018/30463 Soruşturma sayılı ve … 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyaları UYAP sisteminden celp edilmekle tetkiklerinde; 21/09/2018 tarihinde … plakalı kamyonetin üst geçit bakımı için yol üzerinde park halinde bulunan …. plakalı vincin açık olan yan ayağına çarpması neticesinde meydana gelen kazada komyonet içerisinde bulunan … ve …’ün vefat ettikleri, sanıklar ….’ün taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan ayrı ayrı cezalandırılmaları talebi ile iddianame düzenlendiği, soruşturma aşamasında düzenlenen 11/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda sanık …’in tali kusurlu olduğu, şirket yetkilisi olan sanık …’ün yolun bakım ve onarımından sorumlu olduğu, sulama suyunun karayoluna dökülmemesi hususunda çalışanlarını uyarmadığı, işveren sıfatıyla denetleme ve izlemesini yapmadığı, gerekli işaretleme işlemlerini yerine getirmemesi sebebiyle tali kusurlu olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsünün ise seyir halinde iken kavşağa yaklaştığında hızını azaltmadığı, yolun ıslak olma hususuna dikkat etmemesi sebebiyle vincin denge ayağına çarpmak suretiyle meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu şeklinde kanaatte bulunulduğu, kovuşturma aşamasında alınan Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 30/01/2019 tarihli raporunda ise; kimliği tespit edilemeyen sürücünün hızını ve sürüşünü mahal şartlara göre ayarlamadığı, yola gereken dikkati vermediği, vincin denge ayağına çarpması sonucu meydana gelen kazada, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketi nedeniyle asli kusurlu olduğu, sanık ….’ün ise kullandığı vinç ile yol içerisinde çalışma yaptığı esnada, gereken önlemleri aldığı, aracın farlarını ve dörtlü ikaz lambalarını yaktığı, çalışma yapılan sol şeriti 50 m geriden plastik dubalarla kapattığı, bunların önüne ışıklı reflektör ile dominant lamba koyduğu,meydana gelen olayın oluşumu üzerine etken hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından sonuçta atfı kabil kusurunun olmadığı şeklinde kanaatte bulunulduğu, soruşturma ve kovuşturma kapsamında hazırlanan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve sanıklar ile müştekilerin olayın gerçekleşme şeklindeki kusur durumlarının tespiti için İTÜ’den 17/04/2019 tarihli rapor alındığı ve raporda; …. plaka sayılı araç sürücüsünün aşırı süratli olduğu, gece şartlarında dikkatini daha fazla yola yoğunlaştırması gerektiği, olay mahalline yaklaşırken güneş paneli ve dubaları gördüğünde sağ şeride çekilmesi mümkün iken bu hususları yerine getirmediği, bu nedenle meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu, firma yetkilisi sanık ….’un ise; üst geçit bakım çalışmaları sırasında 50 mlik mesafeden başlanmak üzere dubaların konulmasının yeterli olmadığı, çalışmanın yapıldığı sol şeritin tamamen kapalı olduğunu gösteren ikaz levhasının konularak sürücülerin sağ şeride yönlendirilmesi gerektiği halde gece şartları için mevcut haliyle yeterli ve güvenli tedbir alınmadığı bakım işlerini üstelenen kişi olarak bu sebeple tali kusurlu olduğu, sanık ….’ün vincin operatörü olarak vinci park ettiği yerde trafik akışını güvenli bir şekilde sağlamadığı, yine çalışmanın yapıldığı sol şeritin tamamen kapalı olduğunu gösteren ikaz levhasının konularak sürücülerin sağ şeride yönlendirilmesi gerektiği halde gece şartları için mevcut haliyle yeterli ve güvenli tedbir almaması sebebiyle tali kusurlu olduğu, sanık …’ün ise üst geçidin bakımı ile bir ilgisinin bulunmadığı bu nedenle kazanın meydana geldiği noktada vincin park ediliş şekli ve güvenlik tedbirlerinin alınmasında sorumluluğunun olmaması nedeniyle kusur atfedilemeyeceği şeklinde kanaatte bulunulduğu ve İTÜ tarafından düzenlenen rapor esas alınarak yargılama neticesinde vince çarpan kamyonet sürücüsünün asli kusurlu olduğu, vinç operatörü sanık Mehmet’in ve vincin bağlı bulunduğu firma yetkilisi sanık ….’ın tali kusurlu oldukları gerekçesi ile cezalandırılmalarına ve … Peyzaj … Ltd. Şti. yetkilisi ….’ün ise beraatine karar verildiği görülmüştür.
Dava dilekçesi ekinde kaza tespit tutanağı, poliçe ve ödeme dekontunu da içerir şekilde hasar dosyası sunulmuştur.
Dava, meydana gelen trafik kazası nedeniyle Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ferdi kaza teminatı manevi branşı kapsamında hak sahiplerine ödenen manevi tazminatın davalının kusuruna isabet eden kısmının rücuen tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava açmazdan evvel davacı tarafından arabuluculuğa başvurulduğu, tetkikinde tarafların görüşmelere katıldığı ancak anlaşamadığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu … plakalı dava dışı … Yapı A.Ş. adına kayıtlı kamyonet cinsindeki aracın 08/01/2018 – 2019 tarihlerini kapsar şekilde davacı …ye Genişletilmiş Kasko Poliçesi ile sigortalı olduğu, Kasko ihtiyari mali mesuliyet kapsamında bedeni ve maddi ayrımı yapılmaksızın azami 250.000,00 TL teminat sağladığı, söz konusu aracın 21/09/2018 tarihinde dava dışı sürücünün Ankara Ayaş yolu Sincan istikametine doğru seyri sırasında yaya üst geçidi altında park halinde çalışma yapan dava dışı vinçe çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiği ve meydana gelen kazada dava dışı … ile ….’nun vefatı nedeni ile hak sahiplerine toplam 30.000,00 TL manevi tazminat ödendiği ve kazaya ilişkin soruşturma dosyası kapsamında düzenlenen raporda davalı … Peyzaj … Ltd. Şti. yetkilisi ….’ün tali kusurlu olduğuna yönelik tespit nazara alınarak davacı tarafından davalı şirketin %25 kusurlu olduğunun değerlendirilmesi ile 7.500,00 TL asıl alacak ve 456,78 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 7.956,78 TL’nin davalıdan rücuen tahsili istemi ile başlatılan … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali istemi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74.maddesi “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmünü içermektedir. … 4. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde davalı şirket yetkilisi olan sanık Burak Sünbül’ün savunmasının aksine müsnet suçtan cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlar elde edilemediği ve dolayısıyla yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesi ile beraat kararı verilmiş ise de, bilindiği üzere ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, illiyet gibi esaslar kural olarak hukuk hakimini bağlamamaktadır. Nitekim hukuk hakiminin ceza mahkemesinin kusura dair değerlendirmesiyle ve buna etkili tespit edilen olgularla bağlı kalmaksızın, taraflarca ileri sürülen delilleri toplayıp, tümünü birlikte değerlendirerek bir sonuca varması gerekmektedir. Bu kapsamda her ne kadar kesin delil niteliği olmasa da, ceza yargılaması kapsamında alınan bilirkişi raporu, Ankara Trafik İhtisas Dairesi raporu ve ardından İTÜ’den teşekkül eden heyetten alınan raporun takdiri birer delil olduğu şüphesizdir. Nitekim ceza yargılaması kapsamında çelişkileri giderir mahiyetteki İTÜ’den alınan rapor incelendiğinde olayın oluş şekline uygun ve hükme esas almaya yeterli olduğu mahkememizce kabul edildiğinden, yeni bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ceza mahkemesince alınmış bulunan 17/04/2019 tarihli rapor ile yetinilmiştir.
Ceza dosyası kapsamında alınan raporun hükme esas alınamayacağı düşünülecek olsa dahi, eldeki dosya kapsamında sunulu delillerin tetkikinde davalı şirketin meydana gelen kaza ile ilgisini tevsike yarayan herhangi bir delil yahut tespitin mevcut olmaması ve bu kapsamda toplanacak başkaca delilin de bulunmaması, öte yandan davalının üst geçidin bakımı ile ilgili bir ilgisinin olmaması, yolun bakım, onarım ve sulama işlerinden sorumlu olması, olay tarihinde sulama işleminin davalı tarafından yapıldığı veya kazanının bu sebeple meydana geldiği hususunda dosyaya yansıyan bir delilin de bulunmaması karşısında davacının davalıdan rücuen tahsil yönünde talepte bulunamayacağı anlaşılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin yatırılan 96,11 TL harçtan mahsubu ile 36,81 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 15/01/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.