Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/432 E. 2021/93 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS SAYISI : 2020/432
KARAR SAYISI : 2021/93

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2020
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında …ANKARA adresinde bulunan bahçe, lobi ve restorantın işletilmesi için mutabakata varıldığını, davalı ile 22/02/2019 tarihli iş yeri teslim tutanağı düzenlenerek işletmede gerekli revizyonların yapılma izni verildiğini, müvekkilinin bu tutanağı ve kendisi ile teslim edilen yer hakkında kira sözleşmesi imzalanacağı inancı ile revizyonların ve yatırımların gerçekleştirildiğini, ancak devamında vakfın dava dışı üçüncü bir şirkete iş yerini kiraladığını, oysa taşınmazın değerini artıran zorunlu ve faydalı yatırımlara ilişkin tüm zararın uhtesinde kaldığını, buna ilişkin eski ve yeni iş yeri durumunu gösterir fotoğrafları delil olarak dosyaya sunduğunu, ayrıntılarını dava dilekçesi ile bildirdiğini, bununla da yetinmeyerek …. Hukuk Mahkemesinin …D.iş sayılı dosyasında yapılan yatırımların değerinin bilirkişi marifetiyle tespitinin yaptırdığını, davalının 17/07/2019 tarihinde iş yerinin dava dışı … Grup AŞ ‘ye kiraladığını ve bu şirket tarafından halen işletmenin işletildiğini ve müvekkilinin sürekli olarak oyalandığını bildirmiş meydana gelen zararlarının karşılanması için fazlaya ilişkin hakları saklı şimdilik 10.000,00 TL ‘nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, açılan davanın yapılan masraflar ve kalemler hesaplanabilir olup harcanan bedel belli olmasına rağmen kısmi dava olarak açılmış olmasının davanın başlangıçta usul yönünden reddini gerektirdiğini, bu şekilde belirsiz alacak olarak talepte bulunmada hukuki yarar olmadığını, diğer yönden alacağın zamanaşımına uğradığını ve zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmesini, esasa ilişkin olarak yanlar arasında düzenlenen ibraname ile davacı yanın müvekkilinden herhangi bir alacağının kalmadığını, davacıyı temsil ve izaha yetkili mensul müdür sıfatındaki … ile imzalanan tadilat taahhütnamesi gereğince müvekkili İTÜ Birliği Vakfından herhangi bir talep edemeyeceğini, bu yönün imzalanan taahhütnamede açıkça yer aldığını, yapılan masraflardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, yapılanların zorunlu ve faydalı olmayıp lüks masraflardan ibaret bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinden herhangi bir rücu isteğinde bulunulamayacağını, kaldı ki sunulacak faturalar ile ilgili olarak muhasebe kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, iddia edilen masrafların yapıldığının kanıtlanması kaldı ki bu miktarlardan müvekkilinin sorumlu olmadığının belirlenmesi ve davanın usul ve esastan reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE:
Dava, kira sözleşmesinin kurulacağı vaadi ile taşınmazda meydana getirilen tüm (zorunlu ve faydalı giderler dahil) masrafların tazmini isteğine ilişkindir.
Davada uyuşmazlığın kira sözleşmesi öncesinde kullanım amaçlı yapılan faydalı masrafların kira sözleşmesinin kurulması amacıyla gerçekleştirilen ancak kullanım-kira sözleşmesinin yıllara özgü belirlenen ve sözverilen gibi kurulamayarak yalnızca yer teslimi ve masrafların yapılması aşamasında kalıp sonrasında bir 3. şirkete ihale edilmesi nedeniyle oluşan zararın tahsilinin amaçlandığı anlaşılmaktadır.
Kural olarak kira sözleşmesi şekle bağlı değildir. Yazılı olarak yapılabileceği gibi sözlü olarak da yapılabilir. İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur.
HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Yer tesliminin yapıldığı ve bir kısım masrafların davacı tarafça yazılı olarak ta sözleşmenin düzenlenip işyerinin kendilerine ihale edileceği zannıyla hareket edildiği iddia edilmektedir.
Yanlar arasındaki kira sözleşmesi kurulum iradesi ve bu nedenle ortaya çıkan uyuşmazlıkta iş ticari nitelikte olsa dahi uyuşmazlığın çözüm yeri Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun 4/1-a maddesinde düzenlenen, “kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür” hükmü gereğince, davada görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi bulunduğundan aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniye dava dilekçesinin HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,

3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 16/02/2021

Katip …

¸

Hakim …

¸