Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/391 E. 2022/468 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/391 Esas
KARAR NO : 2022/468
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/09/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; 06/06/2018 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen kaza neticesinde müvekkilinin malul/sakat olduğunu, kazaya asli ve tam kusuru ile sebebiyet veren … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı …Ş. tarafından yapıldığını, müvekkilinin kaza neticesinde vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandığını, müvekkilinin maluliyet/özrü nedeniyle ömrü boyunca zorlanacağını, bu nedenle 500,00 TL geçici iş göremezlik, 4.500,00 TL daimi iş göremezlik olmak üzere toplam 5.000,00 TL malullük/sakatlık tazminatının davalıdan tümerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi/avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafından sunulan maluliyet raporunu kabul etmediğini, davacının sürekli malul olup olmadığının Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilmesi gerektiğini, alınacak kusur raporunda sigortalıya kusur atfedilmesi üzerine yapılacak tazminat hesaplamasında esas alınacak unsurların genel şartlarda açıkça belirlendiğini, yapılacak hesaplamada genel şart hükümlerinin esas alınması gerektiğini, davacının söz konusu olaydan dolayı SGK’dan herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitinin gerektiğini, davacının resmi geliri çerçevesinde hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkil şirketin avans faizinden sorumlu tutulamayacağını bildirerek davanın reddini istediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Deliller toplanmış, davacının sosyal ekonomik durumuna ilişkin araştırma yaptırılmış, … CBS’nin 2018/30983 sayılı dosya sureti, poliçe ve hasar dosyası, SGK kayıtları, trafik kazası tespit tutanakları, ilgili hastanelerden celbedilmiş tedavi evrakları dosya kapsamına alınmış olup incelenmelerinde; … plakalı aracın davalı … şirketine 31/12/2017-2018 tarihlerini kapsar şekilde sigortalı araç olduğu, kaza tarihi itibariyle poliçe teminatının 330.000,00 TL olduğu, SGK tarafından davacıya herhangi bir gelir bağlanmadığı ve ödeme yapılmadığı, davaya konu kazaya ilişkin olarak … CBS tarafından 2018/30983 sayılı dosya üzerinden yürütülen soruşturma neticesinde 05/11/2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, uzlaştırma görüşmeleri neticesinde ise eldeki davada davacı …’ın davalı şirkete sigortalı araç sürücüsü ile uzlaşmayı kabul etmediği anlaşılmıştır.
Davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığı ve var ise geçici ve daimi iş göremez kalınan sürenin ve bakıcı ihtiyacının bulunup bulunmadığının tespitine dair düzenlenen Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 07/10/2021 tarihli raporunda; 06/06/2018 kaza tarihinde yürürlülükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, davacının toplam vücut özür oranının %11 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 90 (doksan) gün olduğu yönünde kanaat belirtilmiştir. Taraflarca itiraza uğramayan maluliyet raporunda, kaza tarihindeki yönetmelik esas alınarak davacının maluliyet durumunun belirlendiği, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Trafik kazası nedeniyle tarafların kusurlarının varlığı ile oranı bakımından; adli trafik uzmanı bilirkişiden alınan 25/02/2022 tarihli raporda özetle; davacı sürücü … sevk ve idaresindeki Kuba marka … plakalı motosikletiyle olay mahalli kavşakta, davalı sigortalı Sürücünün seyirle geldiği yol bolumünde dur trafik işaret levhasının olması nedeniyle kavşaktan ilk geçiş hakkının yanında yine seyir ve çarpılma noktası göz önüne alındığında kavşaktan geçişini tamamlamak ürere oluşu nedeniyle kaza tespit tutanağında da belirtikdiği gibi 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 57/1-a-b, 84/h kavşak geçiş önceliği kurallarına her hangi riayetsizliğinin olmaması nedeniyle kaza tespit tutanağında da belirtildiği gibi tamamen kusursuz olduğu, davalı şirkete sigortalı … plakalı Kuba marka motosikletin dava dışı sürücüsü … sevk ve idaresindeki motosikletiyle olay mahalli kontrollü dört yönlü kavşağa yaklaşırken gün durumununda gece ve seyirle geldiği yol bolümündeki azami seyir hızının da 50 km ile sınırlandırılmış taşıt yolu olmasına bağlı mevcut seyir hızını 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-a-b, yönetmeliğin 100/101/a-b maddelerine göre azaltarak kavşak başına yaklaşması ve kavşak başına geldiğinde de kendisini uyarıcı dur trafik işaret levhasını gördüğünde de aynı Kanunun A7/1-c-d, 57/1-a-b ve 84/h maddelerine göre kavşaktan geçişini tamamlamak üzere olan davacı sürücünün yönetimindeki motosikleti gördüğünde de motosikletini durdurarak davacı sürücüye ilk geçiş hakkını tanımadan kavşaktan geçişine devamı sırasında kendi Kuba marka motosikletinin ön teker ve ön kısımlarının olduğu yerden, davacının yönetimimdeki … plakalı Kuba marka motosikletin arka tekerlek ve yan kısımlarının olduğu yerden çarpışmaları sonucu davacının yönetimindeki motosikletin devrilerek sürüklenmesi sonucu park halindeki dava dışı tır aracının arkasındaki yarı römorkun altına girerek davacının ve motosikletinde bulunan dava dışı yolcusunun yaralanmasına ve motosikletlerin maddi hasar görmesiyle meydana gelen trafik kazasının oluşumunda kaza tespit tutanağında da belirtildiği gibi tamamen asli kusurlu olduğu yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, öteki “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre “kusurun varlığını” araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hakimi, maddenin ikinci cümlesine göre “kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır. 6100 sayılı HMK 266 madde hükmüne göre kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Elde edilen teknik bulgulara göre hakim bu oranı belirlemede ihlal edilen kuralları gözönüne almalıdır. Diğer bir anlatımla eldeki teknik bulgulara göre hakim, kusur oranını kendisi belirleyebilir (Emsal: Yargıtay 17. HD.’nin 15/02/2021 tarih ve 2020/1185 Esas, 2021/1340 Karar sayılı ilamı). Bu bu açıklamalar ışığında; tüm dosya kapsamı, soruşturma dosyası, kaza tespit tutanağında yer alan tespitler ile alınan bilirkişi raporu kapsamında dosyaya mübrez teknik bulgular, olayın örgüsü ile birlikte bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davalıya sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Müterafik kusur olgusu bakımından ise trafik kazası tespit tutanağında davacının koruyucu tertibat takıp takmadığının belirlenemediği anlaşılmış olup dosya kapsamından da müterafik kusur olgusunun varlığı konusunda kanaat oluşmamıştır.
Aktüerya hesabı yönünden dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 25/04/2022 tarihli raporda özetle; 06/06/2018 tarihinde meydana gelen kazada yaralanan davacının geçici iş göremezlik zararının 4.809,36 TL, sürekli iş göremezlik tazminatının 300.287,15 TL olarak hesapladığı, davacının zararının poliçe teminat limiti dahilinde kaldığı şeklinde kanaat bildirilmiştir. Taraflarca itiraza uğramayan söz konusu raporda bilirkişi tarafından TRH 2010 yaşam tablosu ile progresif rant sistemi esas alınarak hesaplama yapıldığı, yapılan hesaplamanın Yargıtay içtihatlarında öngörülen kriterlere uygun olduğu, gerekçeli ve denetime elverişli bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Dava; davalı … şirketine Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi kapsamında sigortalı olan araç ile davacının sevk ve idaresindeki aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasındaki yaralanması nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, deliller, adli tıp ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; 06/06/2018 tarihinde meydana gelen, davacının sevk idaresindeki araç ile davalıya sigortalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı, 25/04/2021 tarihli bilirkişi raporunun da denetime elverişli ve hükme esas alınabilir olduğu kabul edilmek suretiyle davacının raporda tespit edildiği ve talep arttırım dilekçesinde belirtildiği şekli ile kalıcı ve geçici iş göremezlik zararının bulunduğu kanaatine varılmıştır. Buna göre; davacının dava ve talep artırım dilekçesi ile talep ettiği 300.287,15-TL daimi iş göremezlik tazminatı, 4.809,36-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 305.096,51-TL maddi tazminat istemi bakımından davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiştir. Temerrüt tarihinin, KTK’nın 99. maddesi uyarınca davalı … şirketine başvuru tarihine göre 05/09/2019 tarihi olarak tespiti ile belirlenen bu temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz üzerinden davalıdan tahsiline yönelik, son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın kabulü ile; 300.287,15 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 4.809,36 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 305.096,51 TL ‘nin 05/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 20.841,14 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL, ıslah dilekçesi ile yatırılan 1.025,00 TL’nin toplamı olan 1.079,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 19.761,74 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından başlangıçta yatırılın davada 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 1.025,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.133,8‬0 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 187,5‬ TL tebligat ve müzekkere gideri,1.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.587,50 TL olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 29.806,76 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 07/06/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸