Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/358 E. 2022/487 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/347 Esas
KARAR NO : 2022/508
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile 3684046 müşteri nolu … arasında … Kahramankazan, Şubesi’nden Genel Kredi Sözleşmesi imzalamış ve … ile …’ün iş bu sözleşmeye kefil olduğunu, işbu sözleşmeye istinaden kullanılan İhtiyaç kredisinin ödenmemiş olduğundan davacı tarafından Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibin davalıların borca ve ferilerine itirazı ile durdurulduğunu, davalılar, borcun kaynağı olan Genel Kredi Sözleşmesine 09.11.2010 tarihli GKS yazılmışsa da bu hata fark edilmiş ve bu sefer doğru tarih olan 09.12.2010 tarihli GKS yazılarak yeniden kefalet sözleşmesi düzenlenmiş ve 09.12.2010 tarihli Kefaletname borcun sebebi olduğunu, dava konusu alacağın borçluları olduğunu, 23.06.2020 tarihinde … için 22.07.2020 tarihinde … için Arabuluculuk Bürosuna başvurulduğunu ve Arabulucu tarafından anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, Davalılar kredi borçlarını belirlenen ödeme planı çerçevesinde ödememiş olduğunu, 18.09.2019 tarihli ihtarname ile bildirildiğini, davalıların itirazında haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den az olmamak koşulu ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, arabulucu tarafından davetiye gönderilmediğini, arabuluculuk şartı yerine getirilmeden dava açıldığını, dava dilekçesinde 18.09.2019 tarihli ihtarname gönderildiği ve davalının temerrüde düştüğü bahsedilmiş, bu iddianın dayanağının bulunmadığını, ihtarnamenin muhtara bırakıldığını, tebligatın usulsüz olduğunu, dava konusunun zaman aşımına uğradığını, yetki itirazında bulunduklarını, uyuşmazlık konusunun tüketici mahkemelerin görevli olduğunu, genel kredi sözleşmesinde anlaşıldığı kadarıyla sözleşmenin geçersiz olup imza bulunmadığını, kefaletin hangi süre ile sınırlı olduğu bilgisi yer almadığını, davalının kefil sıfatıyla 10 yıl boyunca sorumluluğunun devam etmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, borç ödendiği halde davalının süresiz olarak sorumluluğunun devam edemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı banka ile dava dışı … arasında imzalanan ihtiyaç kredisinin ödenmemiş olduğundan kefil olarak davalı aleyhinde Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan işbu dava kefalet sözleşmesinin feri bir hak olmasından kaynaklı olarak asıl borçlu için geçerli olan görevli mahkemede açılması gerekirken görevsiz mahkemede açıldığını, işbu davada da davanın görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, Davacı yerleşim yeri Kızılcahamam olduğu için, Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesi Ticaret Mahkemesi Ticaret ve Tüketici Mahkemeleri konusunda yetkilendirmeye mülhakat olarak bağlı olduğu Ankara Batı Ticaret/Tüketici Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, Kefalet sözleşmesi üzerinde bulunan imzaların davalıya ait olmadığını, Kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarına haiz olmadığını, kefilinin sorumlu olduğu azami miktarın üzerinde takip başlatıldığını, davalının müşterek ve müteselsil sorumlu olmadığını, asıl borçlu tarafından dava konusu borcun ödendiğini, kredi sözleşmesi üzerinde kefil imzası bulunmadığını, ihtarnamelerin ve devamında yapılan işlemlerin usulsüz olduğunu, dava konusunda alacak yönünde mükerrer takipler yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizce grafolog bilirkişiden alınan 11/10/2021 tarihli raporda özetle; “Tetkike konu 09.12.2010 tarihli “K1 000245766” nolu Genel Kredi Sözleşmesine bağlı olarak “…” ile … arasında düzenlenmiş 09.12.2010 tarihli Kefaletname üzerinde “Müşterek Borçlu ve Müteselsil Kefil … adına atılı bulunan imzaların … elinden çıktığı kanaatine varılmıştır.” şeklinde görüş bildirmiştir.
Bankacı bilirkişiden alınan 07/02/2022 tarihli raporda özetle; “Davalı … ve … ile banka arasında 09.12.2010 tarihinde KI06000245766 nolu Genel Kredi Sözleşmesine bağlı 5 nolu ek sözleşmenin, kredi alan’nın kullanacağı nakdi ve/veya gayri nakdi kredilerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlar ile her ne surette olursa olsun asaleten veya kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçların toplam 100.000,00 TL tutarlık kısmına kefil/kefiller tarafından diğer tüm kefiller ile birlikte müştereken ve müteselsilen kefil olarak imzalandığı, -davalı …”ın dosyada yer alan bilirkişi raporunda imzaların …’a ait olduğu kanaatine varıldığı, Kredi müşterisi dava dışı …’ın taksitli kredi kredilerin ödenmesinde aksama olması nedeniyle davalılara keşide ettiği 18.09.2019 tarihli noter ihtarnamesiyle tüm kredi borçlarına muacceliyet kazandırdığı ve 23.09.2019 tarihinde kat ihtarnamesinin davalılara tebliğ edildiği, ödeme için verilen süre sonunda kefillerin temerrüde düştüğü tespit edildiğini, yapılan değerlendirmede, davalıların icra takibine vaki itirazlarında haksız olduğu, sonucunu ulaşıldığı, 26.02.2020 takip tarihi itibariyle 100.000,00 TL asıl alacak olarak kefaleten borçlu olduğu, kanaatine varılmıştır.” şeklinde görüş bildirmiştir.
Tarafların itirazı üzerine bankacı bilirkişiden alanın 23/05/2022 tarihli ek raporda özetle; “yapılan incelemede davalıların 100.000,00 TL tutarına kadar davalıların müşterek ve müteselsil kefil olmayı kabul ve taahhüt ettikleri kanaatine ulaşıldığını, davalının irdelenen hususlar dışında kök raporda yer alan tespitlerde herhangi bir değişiklik olmadığı” şeklinde görüş bildirmiştir.
Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptaline yöneliktir.
Ankara …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısı davacının davalılar aleyhine 09.11.2010 tarihli genel kredi sözleşmesi ve buna bağlı olan 09.12.2010 tarihli kefalet sözleşmesinden kaynaklı olarak 200.000,00 TL asıl alacak miktarı yönünden takip başlatıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Davacı ile dava dışı … arasında 09.12.2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin akdedildiği, davalıların ise aynı tarihli Kefaletname ile iş bu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin olarak 100.000,00 TL limit ile müştereken ve müteselsilen sorumluluk altına girdikleri, davacı banka tarafından asıl borçluya 28.11.2016 tarihli 21.500,00 TL, 16.10.2017 tarihli 75.000,00 TL, 03.11.2017 tarihli 75.000,00 TL, 28.06.2018 tarihinde 425.000,00 TL, 15.10.2019 tarihinde 280.000,00 TL krediler açıldığı, 18.09.2019 tarihinde hesabın kat edildiği ve 819.396,06 TL’nin kat ihtarnamesinden itibaren 1 hafta içerisinde ödenmesinin talep edildiği ve davalılara kat ihtarının 15.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır, davalılar tarafından ödeme iddiasında bulunulmuş ise de ödeme iddiası ispatlanamamıştır. Her ne kadar davalı … tarafından imza inkarında bulunulmuş ise de alınan 11.10.2021 tarihli bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere 09.12.2010 tarihli kefaletname üzerindeki imzanın davalıya ait olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş, alacak likit olarak kabul edilmekle inkar tazminatına hükmolunarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalılar tarafından yapılan itirazın 100.000,00 TL üzerinden iptali ile takibin aynı şartlar altında devamına,
2-20.000,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Kötü niyet tazminatının reddine,
4-Alınması gereken 6.831,00 TL harçtan peşin alınan 707,75 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.123,25 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 707,75 TL peşin harç olmak üzere toplam 762,15 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 135,40 TL tebligat ve müzekkeri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.635,40 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 13.450,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 17/06/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.