Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/348 E. 2022/402 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/348 Esas – 2022/402
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/348 Esas
KARAR NO : 2022/402

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 13/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalı aleyhine ilamsız icra yolu kullanılarak icra takibi başlattıklarını, davalıya gönderilen ödeme emrine itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı itirazın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davalının itiraz dilekçesinde teslim aldığı malların defolu çıktığı şeklindeki beyanı malları teslim aldığını ve aralarındaki ticari ilişkinin varlığını kabul ettiğini, davalının davacıdan çeşitli tarihlerde birçok malzeme aldığını, bunun karşılığında da faturalar kesildiğini, ancak davalı tarafından fatura bedellerinin defalarca talep edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, hakkında icra takibi başlatıldığını, apılan takibe itiraz üzerine arabuluculuğa başvurulduğunu, davalının yetki itirazı Ankara …Sulh Hukuk Mahkemesinin … karar sayılı ve 27.02.2020 tarihli kararı ile reddedildiğini ve anlaşma sağlanamadığını, davalıya ait ticari defter ve kayıtlar, BA-BS formları, banka kayıtları incelendiği takdirde de davalı ile ticari ilişkinin kurulduğu, mal satışı yapıldığı, malların teslim edildiği, fatura kesildiği ancak davacıya ödeme yapılmadığının görüleceğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş,
14.11.2020 tarihli dilekçe ile de; takibe konu 6.925,42 TL bedelli faturada kısmen ödeme yapıldığını bu nedenle takip talebinde gösterilen fatura toplamının alacak olarak görülen miktardan fazla olduğunu belirtmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, davacının dava dilekçesinin açık ve net olmadığını, hangi faturadan ne kadar alacaklı olduğu belirtilmediğini, davacı yanın alacaklı olduğu fatura yada faturaların ve miktarının net olarak belirtilmesini talep ettiklerini, davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, dava konusu alacağı kabul etmediklerini, takibe konu faturalar ile cari hesaplar incelendiğinde davalının borçlu olmayıp alacaklı olduğunun görüleceğini, davacının davalının kayıtlarında yer almayan fatura ile ilgili takip yaptığını, takibe konu fatura yedi adet faturanın davalının ticari defter kayıtlarında bulunmadığını, davalının defter kayıtlarında yer alan ve ödenen malların ise defolu çıktığını, davacının iddialarının yazılı delil ile kanıtlanabileceğini, tanık ile alacağın kanıtlanmasının mümkün olmadığını bu nedenle tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini, davacının alacaklı olduğuna dair kuvvetli bir delil bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizce talimat yolu ile mali müşavir bilirkişiden alınan 25/02/2021 tarihli raporda özetle; “davalının 2019 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde 6102 sayılı TTK’nın 64. maddesinin 3. fıkrası uyarınca yasal süresi içerisinde yasal tasdiklerinin yapıldığını, davaya konu faturaların tamamının davalı Hüseyin Kalkan’ın resmi defterlerinde kayıtlı olduğunu, defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve muhasebe kayıtlarının zamanında ve mevzuatta ön görülen hesaplara nizami şekilde aktarıldığı, kendi içinde tüm defterlerin birbirini kapsamı bakımından doğruladığı sahibi lehine delil teşkil ettiği, davalının ticari defter kayıt ve belgelerine istinaden davacının 41.820,80 TL alacaklı olduğu” şeklinde görüş bildirmiştir.
Mali Müşavir bilirkişiden alınan 28/01/2021 tarihli raporda özetle; “davacı şirket tarafından davalı şirket adına 2018 yılından devir gelen bakiye tutar dahil toplam 323.654,07 TL tutarında fatura tanzim edildiği, bahse konu tutara ilişkin davalı tarafından davacı şirket adına toplam 176.925,57 TL tutarında ödeme yapıldığı ödemelerin mahsubu sonrasında takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalıdan 176.925,57 TL alacaklı olduğu” şeklinde görüş bildirmiştir.
Mali Müşavir bilirkişiden alınan 24/11/2021 tarihli ek raporda özetle; “hazırlanan kök raporda davacının yasal defter kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak bu kapsamda 176.925,57 TL alacaklı olduğunun hesaplandığını, kök raporda yapılan hesaplamalarda bir değişiklik olmadığını, talimat yolu ile hazırlanan raporda özetle davalının davacıya 41.820,80 TL borçlu olduğunun hesaplandığını, raporlar arasında 135.104,77 TL’lik fark tespit edildiğini, 2018 yılı açılış bakiyesi davacı şirket yasal defterlerinde 669,84 TL iken davalı yasal defterlerinde 31.137,25 TL olarak kayıtlı olduğunu, 2017 yılı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmadığından dolayı davacı şirket açılış bakiye ve davalı firma açılış bakiyesi ayrı ayrı baz alınarak yapılan hesaplamalarda mahkemece davacı şirketin 2018 yılı bakiyesinin dikkate alınması yönünde kanaate varılması durumunda takip tarihinde davalı firmadan 176.925,60 TL alacaklı olacağı, mahkemece davalı şirketin 2018 yılı bakiyesinin dikkate alınması yönünde kanaate varılması durumunda takip tarihinde davalı firmadan 145.118,48 TL alacaklı olacağı” şeklinde görüş bildirmiştir.
Mahkememizce talimat yolu ile mali müşavir bilirkişiden alınan 30/03/2022 tarihli ek raporda özetle; “davalının 2017 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde 2017 yılı devir bakiyesinde Hüseyin Kalkan’ın 31.137,25 TL alacaklı olduğu davacının göndermiş olduğu mailde de yer aldığını, tarafların 2017 yılı sonu ile bir tutarsızlık söz konusu olduğunu, davalının göndermiş olduğu 140.829,20 TL tutarlı ödemelerin dekontlarının mahkemeye sunulduğunu, bilirkişi tarafından yapılan yapılan hesaplamada bu tutarın yok sayıldığını, defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve muhasebe kayıtlarının zamanında ve mevzuatta ön görülen hesaplara nizami şekilde aktarıldığı, kendi içinde tüm defterlerin birbirini kapsamı bakımından doğruladığı sahibi lehine delil teşkil ettiği, davalının ticari defter kayıt ve belgelerine istinaden davacının 41.820,80 TL alacaklı olduğu” şeklinde görüş bildirmiştir.
Dava satım sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptaline yöneliktir.
Ankara …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine 01.03.2019 tarihli 6.925,42 TL, 31.05.2019 tarihli 18.313,78 TL, 07.06.2019 tarihli 2.624,26 TL, 26.06.2019 tarihli 23.498,04 TL, 03.07.2019 tarihli 90.633,44 TL, 27.07.2019 tarihli 19.135,81 TL, 31.08.2018 tarihli 21.593,09 TL bedelli fatura alacağı ve işlemiş faiz toplamı 194.728,26 TL olmak üzere ilamsız takip yapıldığı, davalı tarafından ise süresinde yetkiye ve borca itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesinde; taraflar arasında satım sözleşmesinin bulunduğuna ilişkin uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlık davacı tarafından satılan emtianın ayıplı olup olmadığı, faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı ve davacı temsilcisine yapıldığı belirtilen ödemelerin mahsup edilip edilmeyeceği noktasındadır. Davalı ticari defterlerinin incelenmesi ile alınan bilirkişi raporunda takibe konu faturaların tamamının davalı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmış yine davalı tarafından defterlerinde kayıtlı bulunan emtiaya ilişkin olarak davacıya süresinde ayıp ihbarında bulunulduğuna ilişkin olarak herhangi bir delil ibraz edilememiştir, bu nedenle davacı tarafından satış sözleşmesine konu emtianın ayıpsız olarak davalıya teslim edildiği kabul edilmiştir. Ancak davalı ticari defterlerinde davacı alacağı olarak 41.820,00 TL, davacı defterlerinde ise alacak miktarı 179.925,57 TL olarak görülmekte olup farklılığın nedeninin ise davalı defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davacı defterlerinde kayıtlı olmayan toplamda 140.829,20 TL ödemeden kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır. İlgili ödeme evraklarının incelenmesinde yapılan ödemelerin takibe konu fatura tarihlerinden önce 2018 yılında, dava dışı Yetkin Yetiş adına herhangi bir açıklama olmaksızın yapıldığı görülmüştür. Bu suretle davacı tarafından kabul edilmeyen iş bu ödemelerin -takibe konu faturaların tarihlerinin 2019 olduğu da düşünüldüğünde- alacağın doğumundan önce yapıldığı, davacı defterlerinde davalı tarafından dava dışı….’e yapılan ödemelerin kayıtlanmadığı ve yine ödemelerde herhangi bir açıklamanın da yer almadığı anlaşıldığından iş bu davaya konu alacağın ödemesi olarak kabul edilmemiş ve talimat yolu ile alınan 30.03.2021 tarihli ek bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir. Ayrıca takibe konu alacağa konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle alacak likit olarak kabul edilmiş ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş v aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalı tarafça Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 176.925,57 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile devamına,
2-35.385,11 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 12.085,79 TL harçtan peşin alınan 2.082,39 TL’nin mahsubu ile bakiye 10.003,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin kabul ve red oranına göre 1.305,08 TL’sinin davalıdan 14,92 TL’sinin de davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 2.082,39 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.136,79 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 257,30 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.550,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.807,30 TL’nin davanın kabul red oranına göre 1.786,88 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden 20.757,93 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 2.024,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 13/05/2022