Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/323 E. 2022/691 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/323 Esas
KARAR NO : 2022/691

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından işletilen havalimanlarında davalı ile sağlık hizmeti alım sözleşmesi imzalandığını, dava dışı işçilerin çalıştıkları dönemde bu hizmeti davalı sunulduğunu, dava dışı işçilerin davalı çalışanı olduğunu, dava dışı işçilerin kıdem tazminatı, kıdem tazminatına işlemiş faiz, ihbar tazminatı istemiyle davacı müvekkiline açtığı dava neticesinde işçilik alacaklarının müvekkili tarafından ödendiğini, taraflar arasındaki sözleşme ve eki şartnamelere sorumluluğun davalı şirkette olduğu belirtilerek, açılan davanın kabulü ile şimdilik 470.617,14 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 5 yıl boyunca müvekkili tarafından DHMİ’nin bulunduğu tüm ülke genelindeki hava alanlarına kesintisiz sağlık hizmeti verildiğini, davacı kurum 01/01/2014-31/12/2015 tarihinde sözleşme dönemine denk gelen taraflar arasındaki hizmet ilişkisini süresinden önce Ankara … İdare Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından verilen kararı gerekçe göstererek sözleşme ilişkini süresinden önce 26/11/2014 tarihinde sonlandırdığını, davacı idarenin açık kusuruna dayalı işbu durumu nedeniyle işçilerin açmış olduğu tazminatlardan davacı idarenin sorumlu olması gerektiğini, bununla birlikte ihalelerin ve sözleşmelerin muvazaalı olduğun öğrenildiğini, işçilerin başından itibaren davacının işçileri olarak kabul edilmesi gerektiğini, müvekkiline ithaf edilen işçilik alacaklarından doğan sorumluğunun davacı kuruma ait olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücu alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davanın her iki tarafının da tacir olmasına göre mahkememizin görevli, taraflar arasındaki sözleşmelerde yer alan, sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her türlü anlaşmazlığın çözümünde Ankara Mahkemeleri’nin yetkili olduğuna dair hüküm nazara alınarak da mahkememizin yetkili olduğu ve dava şartlarının tam olduğu değerlendirilmekle, dava dosyasının esasının incelenmesine geçilmiştir.
Mahkememizce taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri, davaya dayanak işçilik alacaklarına dair gerekçeli karar ve icra takip dosya suretleri, ödeme dekontları, dava dışı işlere dair SGK kayıtları, davalı tarafından dayanılan Ankara … İdare Mah.’nin … sayılı dosya sureti ile Ankara … Asl. Tic. Mah.’nin …. sayılı dosya sureti dosyaya kazandırılmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacı ile davalı iş veren arasında imzalanan hizmet alım sözleşmelerinin incelenmesinde sağlık hizmetlerine ilişkin hizmet alımının davalı tarafından üstlenildiği sözleşme dönmenin 01/10/2009 dan başladığı ve sözleşmenin feshedildiği 26/11/2014 tarihlerini kapsadığı görülmüştür. Anılan sözleşmelerin 22. maddesinde; yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve genel şartnamenin 6. bölümünde belirlendiğini ve yüklenici bunlara aynen uymakla yükümlü olacağı belirtilmiştir. Sözleşmelerin eki teknik şartnamelerin 5. maddesinde ise; yüklenicinin istihdam ettiği sağlık personelinin iş kanunu, SGK mevzuatı ve diğer kanun ve mevzuatlarla yenilenen uygulamalar, tüm hak ve alacaklar bakımından muhattabının ve sorumlusunun yüklenici olduğu, yüklenicinin istihdam ettiği personelin 4857 sayılı iş kanunu ve ilgili yönetmeliklerden doğan ekonomik ve sosyal haklarını yerine getirmekle hükümlü olduğu, yüklenici tarafından istihdam edilen personele ilişkin herhangi bir sorumluluğun ihale makamı olan DHMİ’ye yüklenemeyeceği; yüklenicinin istihdam ettiği personelin İş Kanunu, SGK Mevzuatı, ve diğer kanun ve mevzuatlarla belirlenen uygulamalar, tüm hak ve alacaklar bakımından muhatabı da sorumlusu da yüklenici olduğu hükümlerine yer verilmiş olduğu görülmüştür. Söz konusu düzenlemeler ile işçi hak ve alacakları nedeniyle açıkça yüklenicinin sorumlu olacağı belirtilmiş olup, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümlerinin tarafları bağlayacağı değerlendirilmiştir. Bu arada her ne kadar davalı vekilince; Ankara … İdare Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası üzerinden verilen kararı ile özetle, 2009 yılından 2014 yılına kadar akdedilen tüm sözleşmelerin muvazaalı olduğunun ortaya çıktığını, işbu mahkeme kararı sebebiyle ile davacının rucuan tazminat talebinde bulunamayacağını ve davanın reddi gerektiğini savunmuşsa da; davalının yapılan sözleşmenin tarafı olması ve bir kimsenin kendi muvazaasına dayanarak tazminat talebinde bulunamayacağına dair Yargıtay kararlarında da benimsenen ilke ve Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi hükmü de birlikte değerlendirildiğinde, sözleşme ilişkisinin tarafı olan bir kimsenin kendi muvazaasına dayanarak tazminat talebinde bulunamayacağı gibi bu hale dayanarak da kendi üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmekten kaçınamayacağı, kaldı ki davalı tarafından davacı idarece kamu ihale mevzuatı gereğince alt işverene gördürülemeyecek bir işin bilerek ve isteyerek davalıya gördürüldüğü savunulmuş ise de sağlık sektöründe ihalelere girerek faaliyet gösterdiği anlaşılan davalı şirketin de basiretli bir tacir olarak ihaleye katılırken gerekli araştırmayı yaparak olası rizikoları üstlenmek suretiyle sözleşmeye taraf olacağının tabii bulunduğu sonucuna ulaşılmış ve davalının bu savunmasına da itibar edilmemiştir. Tüm bu hususlar bir kenara bırakıldığında; dava dışı işçilere ait iş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususunun ihtilaflı olmadığı ve SGK kayıtlarının da bu hususu doğruladığı, işçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, davacı işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair bir sözleşme hükmü veya ayrı bir taahhüdünün da bulunmaması hususları nazara alındığında, davalının işçilik alacaklarından sorumlu olmadığına dair savunmasına itibar edilmesine olanak bulunmamıştır (Benzer şekilde: Yargıtay 6 HD.’nin …. sayılı ilamı). Son tahlilde; davalı yüklenicinin davacı işveren tarafından ödenen işçilik alacaklarından sorumlu olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının anılan düzenleme ve ilkeler çerçevesinde davalıdan rücuen talep edebileceği tazminat alacağının belirlenmesi için HMK’nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca bilirkişi incelemesi yaptırılmış alınan raporda dava dışı işçiler için toplam 470.617,14 -TL ödendiği tespitlerine yer verilmiştir. Yapılan hesaplamanın yerleşik Yargıtay içtihatlarında öngörülen ilkelere uygun olduğu anlaşılmış, bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli açıklıkta ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmış ve davacının dava konusu miktarı rücuen davalıdan talep etme şartlarının bulunduğu nazara alınarak ve rücuen tazminat isteminin, davalıya ait bir borcu yerine getiren davacının mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilmenin ödeme tarihinde gerçekleştiği ve keza işçilik alacaklarına dair davaların davalıya da ihbar edildiği nazara alınarak, her bir ödeme gününden itibaren her iki taraf da tacir olduğundan avans faizi talep edileceği (Emsal: Yargıtay 11. HD’nin 13/04/2016 tarih ve 2239/4044 sayılı ilamı) sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın kabulüne dair son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davanın kabulü ile, 470.617,14 TL’nin; 18.598,78 TL’sinin 27/05/2019 tarihinden, 6.737,48 TL’sinin 25/04/2019 tarihinden, 9.152,87 TL’sinin 04/03/2019 tarihinden, 21.514,49 TL’sinin 24/01/2020 tarihinden, 21.565,39 TL’sinin 29/01/2020 tarihinden, 15.042,08 TL’sinin 10/07/2018 tarihinden, 15.730,90 TL’sinin 05/03/2020 tarihinden, 7.935,23 TL’sinin 19/02/2019 tarihinden, 7.585,40 TL’sinin 02/01/2019 tarihinden, 9.814,60 TL’sinin 20/01/2020 tarihinden, 10.745,47 TL’sinin 11/03/2019 tarihinden, 14.425,25 TL’sinin 19/12/2018 tarihinden, 13.293,02 TL’sinin 24/05/2018 tarihinden, 19.967,48 TL’sinin 04/06/2018 tarihinden, 6.290,81 TL’sinin 25/05/2018 tarihinden, 5.522,03 TL’sinin 04/07/2019 tarihinden, 11.489,85 TL’sinin 09/11/2018 tarihinden, 9.484,45 TL’sinin 08/11/2019 tarihinden, 16.667,59 TL’sinin 07/03/2019 tarihinden, 14.760,52 TL’sinin 17/08/2019 tarihinden, 9.736,45 TL’sinin 14/03/2019 tarihinden, 8.126,00 TL’sinin 06/03/2018 tarihinden, 8.140,64 TL’sinin 27/07/2018 tarihinden, 9.856,54 TL’sinin 04/06/2018 tarihinden, 11.634,88 TL’sinin 09/04/2019 tarihinden, 28.494,80 TL’sinin 29/07/2016 tarihinden, 24.971,76 TL’sinin 29/07/2016 tarihinden, 14.731,35 TL’sinin 22/02/2016 tarihinden, 28.019,27 TL’sinin 24/03/2016 tarihinden, 1.811,50 TL’sinin 15/04/2019 tarihinden, 10.865,92 TL’sinin 09/03/2020 tarihinden, 11.433,64 TL’sinin 27/12/2019 tarihinden, 10.789,70 TL’sinin 31/05/2019 tarihinden, 11.466,00 TL’sinin 29/06/2020 tarihinden, 24.215,00 TL’sinin 24/03/2016 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 32.147,85 TL harçtan peşin alınan 8.036,97 TL’nin mahsubu ile bakiye 24.110,88 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 8.036,97 TL peşin harç olmak üzere toplam 8.091,37 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 130,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.380‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 68.886,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 11/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸