Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/322 E. 2023/11 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/322 Esas – 2023/11

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/322 Esas
KARAR NO : 2023/11

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLLERİ :

DAVALI : … –

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/07/2020
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ihtiyacı olan …..şi için yapılan ihale sonunda davalı ile 07/05/2018 tarihinde sözleşme imzalandığını, işyeri teslim tarihinin 10/05/2018, işin bitim tarihinin de iş artışı nedeniyle verilen ek süre ile birlikte 13/08/2013 olduğunu, davalının işi tamamladığını bildirmesi üzerine yapılan incelemelerde işin geçici kabule uygun olmadığı ve eksikliklerin bulunduğunun tespit edildiğini, 20 gün cezalı süre verildiğini, 24/09/2018 tarihinde yapılan incelemelerde de eksiklerin bulunduğunun tespit edildiğini, 30 gün cezalı ek süre verildiğini, yapılan kontrollerde işin kabule %95 seviyesinde hazır olmadığı görülerek 05/11/2018 tarihli tutanakla eksikliklerin yüklenici ile birlikte tespit edildiğini, sonuç olarak iki defa ihtar çekerek cezalı süre verilmiş olmasına rağmen eksiklerin devam etmesi üzerine 4735 sayılı Kanun’un 20/a bendi gereğince 16/11/2018 tarihli olurla sözleşmenin feshine karar verildiğini, fesih sonrasında işin kalan kısımlarının tamamlanması içim 11/01/2019 tarihinde yeniden ihale yapılarak 240.396,69-TL üzerinden işin yapıldığını, fesih nedeniyle fesihten kaynaklanan menfi zararların (kaçırılan fırsat çerçevesinde) davalıdan tahsilinin gerektiğini bildirerek şimdilik 155.089,05-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulune uygun tebliğ yapılmasına rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememizce taraflarca dayanılan tüm deliler toplanmış, dosyaya kazandırılan taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri, düzenlenen hakedişler ve tutanaklar tetkik edilerek tarafların ticari defter ve kayıtlarının da incelenmesi suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
21/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Dava dosyası içerisinde bulunan yazışmalara göre; davalı firmaya iki defa ihtar çekilmesine ve cezalı süre verilmesine rağmen işin tamamlanamayacağı anlaşıldığından sözleşmenin fesih edildiği ve bu durumun da davalı firmaya bildirildiğinin görüldüğü, bu kapsamda davacı yanın sözleşme feshinde haklı olup olmadığının mahkeme takdirinde olduğunu, davacnın sözleşme feshinde haklı olduğu kanaati hasıl olur ise davacı kurumun uğradığı zararın, fesih hakedişi ile hesaplanan borç olan 46.809,68-TL, kesin teminat ve ek kesin teminat güncellenmesi ile oluşan borç olan 11.338,25-TL, yeniden ihale edilmesi sonucu işin tamamlanmayan kısımları için ikinci yükleniciye ödenen fark olan 90.301,38-TL, yeniden ihale edilmesi sonucu yapılan masraflar olarak 5.097,60-TL, yeniden ihale edilmesi sonucu ödenen damga vergisi olarak 1.367,86-TL, elektrik borcu olarak 174,19-TL olmak üzere toplam 155.088,96 TL olduğu, temerrüt tarihi belirlenemediğinden bu hususta herhangi bir hesaplama yapılamadığı, mahkemece bu tarihin belirlenmesi halinde davacı faiz alacağına ilişkin hesaplama yapılabileceği” yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür. Bilirkişi raporu usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafından hukuki değerlendirmeyle karşılanabilecek mahiyette itirazlar sunulmuş, davalı tarafından ise bilirkişi raporuna süresinde itirazda bulunulmamıştır. HMK’nın 281/I. fıkrasında belirtilen bilirkişi raporuna itiraz süresi, hak düşürücü süre olup hak düşürücü süre içinde rapora itiraz edilmezse diğer taraf için usuli kazanılmış hak doğacaktır (Emsal: Yargıtay 22. HD., 28/03/2018 tarih ve 2015-2018/8095 sayılı ilamı). Buna göre, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar, davalı yönünden de kesinleşmiş olup dosya kapsamına uygun, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi raporunun hükme esas alınması uygun bulunmuştur.
Dava, eser sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranılan menfi zararların tahsili istemine ilişkin olup davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Davacı iş sahibi, taraflar arasındaki 07/05/2018 tarihli sözleşmeye uygun olarak işin tamamlanıp teslim edilmediğinden sözleşmeyi haklı nedenle feshettiklerinden bahisle uğradıkları menfi zararların tazminini istemiş, davalı ise davaya cevap dilekçesi sunmamıştır. Kanunda aksine bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her birinin, hakkın dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olması (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altında olması (HMK 190) nedeniyle, teslim olgusundan lehine hak çıkaracak taraf olan yüklenici; eseri iş sahibine sözleşmeye uygun olarak tamamlayıp teslim ettiğini kanıtlamak zorundadır (Emsal: Yargıtay 15. HD.’nin 17/02/2014 tarih ve 2013-2131/996 sayılı ilamı). Dosyaya mübrez kayıt ve belgelerden, davacı tarafından … Yardımcı Tesisler ve Destek Altyapıları Yapım İşi’nin 07/05/2018 tarihli sözleşmeye istinaden davalıya 624.200,00 TL götürü bedel ile verildiği, 06/08/2018 tarihli makam oluruna istinaden 42.489,88-TL iş artışı sonunda toplam iş bedelinin 736.689,88-TL olduğu ve iş artışı nedeniyle 6 günlük ilave süre sonunda iş bitim tarihinin 13/08/2018 olduğu, takiben davacı iş sahibinin işin tamamlanmaması sebebiyle 03/09/2018 tarihli yazıyla taraflar arasındaki sözleşmenin 25.2. maddesi bağlamında cezalı 20 gün, 27/09/2018 tarihli ihtarname ile de cezalı 30 gün ek süre verilerek eksik işlerin giderilmemesi halinde sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiği, 05/11/2018 tarihli tutanak ile de eksik işlerin belirlendiği ve davalı tarafından da imza altına alındığı, takiben davacı tarafından davalıya gönderilen 16/11/2018 tarihli ihtarla verilen ek sürelere rağmen işin tamamlanmadığından bahisle sözleşmenin feshedildiği bildirilerek kesin metraj çalışmaları için davalının davet edildiği; dosyaya mübrez 4. nolu kesin hakediş öncesinde düzenlenen, davalının da ihtirazı kayıtsız imzaladığı 18/10/2018 tarih ve 3 no.lu hakedişe göre davalının 17/10/2018 tarihine kadar yapmış olduğu işler karşılığının 594.418,98 TL olduğu, takiben taraflar arasında 16/11/2018 tarih, 4 no.lu fesih kesin hakedişinin düzenlendiği, bu hakedişin de davalı tarafından ihtirazı kayıtsız imzalandığı ve yapılan iş karşılığının 21.559,20-TL kesinti ile 572.859,78 TL olarak belirlendiği ve davalı yükleniciye ödenecek tutarın da (-) 46.809,68-TL olarak kararlaştırıldığı ve fesih tarihine göre işin tamamlanmadığının kayıt altına alındığı sabittir. Davalı yüklenici tarafından ise dosyaya mübrez tüm bu kayıt ve belgelere karşın eseri iş sahibine sözleşmeye uygun olarak tamamlayıp teslim ettiği iddia ve ispat olunmamıştır. Sonuç olarak, dosya kapsamına göre, iş sahibince davalı yükleniciye süre uzatımları verilmesine rağmen işin tamamlanamadığı sabit olup davacı iş sahibinin bu nedenle haklı olduğu anlaşılan feshine dayalı olarak 6098 sayılı TBK’nın 125/III. maddesi gereğince davalının yarım bıraktığı işlerin daha fazla bedel ödenerek tamamlatılması nedeniyle uğranılan menfi zararını talep etmesi mümkündür. Bu bağlamda tüm dosya kapsamı ile tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda düzenlenen ve davalı tarafından itiraza uğramayan bilirkişi raporuna göre davacının akdin feshi sebebiyle maruz kaldığı menfi zararının toplam 155.088,96 TL kadar olduğu anlaşılmış, bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davalının temerrüdü hususuna gelince; 6098 sayılı TBK’nın 117. maddesi gereğince sözleşmeden doğan davalarda bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş ya da alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmesi zorunludur. Somut olayda, kararlaştırılan kesin vade olmadığı, davalının ise davacı tarafından sözleşmenin 2.3. maddesi kapsamında sözleşmede bildirilen adresine gönderilen 16/08/2019 tarihli ihtarla 139.946,39 TL alacak yönünden 16/09/2019 tarihinde temerrüde düşürüldüğü anlaşıldığından, 155.088,96 TL’nin, 139.946,39 TL’sine 16/09/2019 temerrüt, 15.142,57 TL’sine dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair son tahsilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 155.088,96 TL’nin 139.946,39 TL’sine 16/09/2019 temerrüt, 15.142,57 TL’sine dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya dair istemin reddine,
3-Alınması gereken 10.594,12 TL harcın peşin alınan 2.648,54 TL harçtan mahsubu ile 7.945,58 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin kabul ret oranına göre 1.319,99 TL’sinin davalıdan, 0,01 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 1.724,83 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.805,53 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 540,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.140,50 TL’nin davanın kabul red oranına göre 1.140,49 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden 24.263,34 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
10/01/2023
Katip
¸

Hakim
¸