Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/307 E. 2021/323 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/307 Esas – 2021/323
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2020/307 Esas
KARAR NO : 2021/323

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 22/07/2020
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin iletim lisansı çerçevesinde İstanbul ili Avrupa Yakasında dağıtım hizmeti sunmakta olduğunu, davalı yanca ilk olarak 12.02.2013 tarihli 1563 sayılı yazı ile Ocak 2007 ve Kasım 2019 tarihleri arasındaki iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarifelerini hesaplama yöntem bildiriminin 1.5 maddesinde tanımlanan ihlalle ilgili davacıya yaptırım uygulanarak 29.01.2013 düzenleme tarihli 25 adet ceza faturasının toplam 47.585.611,51 TL bedelinin 30.04.2013 tarihinde icra tehdidi altında davalı hesaplarına ödendiğini, davalının 30.04.2013 tarihli yazısı ile 2009 Aralık 2012 tarihleri arasındaki dönem için 37 adet ceza faturası toplamı 49.438.922,79 TL’nin 30.04.2013 ve 02.05.2013 tarihinde icra tehdidi altında davalı şirket hesaplarına ödendiğini, davalı şirketin 20.11.2013 tarihli yazı ile Ekim 2013 dönemi için 31.10.2013 tarihli 1.475.280,20 TL tutarlı ceza faturası gönderdiğini, ayrıca 19.12.2013 tarihli yazı ile Kasım 2013 dönemi için 1.369.629,13 TL tutarlı ceza faturası bedellerinin 22.01.2015 tarihinde ihtirazi kayıtla davalıya ödendiğini, Ocak 2007- Aralık 2012 arası dönem hakkında düzenlenen 62 adet ceza faturası ile Ekim 2013 ve Kasım 2013 aylarına ilişkin 2 adet ceza faturalarının hukuki dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle ödenen fatura bedellerinin tahsili istemiyle … Ticaret Mahkemesi nezdinde açılan davanın 27.03.2018 tarih … esas … karar sayılı davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin kararın istinaf edilmesi ve takiben temyizi neticesinde Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin …. karar sayılı ilamıyla bozulduğunu yargılamanın … Ticaret Mahkemesinin …. esasına kayden yapılarak neticelendirildiğini, 24.09.2014 tarih …. karar sayılı kararın … tarafından temyiz edilmeyerek kesinleştiğini, …’nın karar gereği ödemesi gereken asıl alacak, faiz ve yargılama giderini davacı şirket hesaplarına ödediğini, yapılan ödemeden uzun bir süre sonra … tarafından davacıya hitaben yapılan 36582 yazı ile “…, … ve … arasında 2013 yılında yapılan borç nakil sözleşmesi gereği 30.04.2013 tarihi itibari ile …’ın … olan Mart 2013 dönemi 17.610.524,46 TL sistem kullanım ve sistem işletim bedeli ile Aralık 2009-2012 dönemine ait 1.88.604,92 TL sistem kullanım ceza borcundan kalan 595.299,72 TL borcun … Genel Müdürlüğüne devredildiğini, ancak sistem kullanım ceza borcuna ilişkin … Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı kararı gereğince Aralık 2009-2012 dönemine ait ceza fatura tutarının 592.299,72 TL kısmının ve bu tutarın gecikme zammının …’a ödenmesi gerekirken sehven …’a ödendiği, bu nedenle sehven ödenen 592.299,72 TL ile bu tutara hesaplanan 399.099,53 TL gecikme zammının yazının tebliğinden itibaren 8 gün içerisinde … hesabına yatırılmasının” istenildiğini, davacının …’a yazdığı 03.02.2020 tarihli yazı ile “… tarafından şirketlerine yapılan ödemenin … Ticaret Mahkeme ilamına dayalı olduğundan sehven ödendiği bildirilen bedelin yapılan tetkikte ilama aykırılık içermediği” denilerek talebin reddedildiğini ve … tarafından davacı adına düzenlenen faturaya istinaden düzenlenen iade faturasının 03.02.2020 tarihinde davalının kep adresine gönderildiğini, …’nın son olarak davacı şirkete hitaben yazdığı 135324 sayılı yazı ile “…, … ile … arasında yapılan borç nakil sözleşmesi gereği …’ın borcundan …’a Aralık 2009-2012 dönemi 1.188.604,92 TL sistem kullanım ceza bedeli ile fazla ödenen 593.305,20 TL’nin devredildiğini, fazla ödenen bu tutar 1.188.604,92 TL sistem kullanım ceza borcundan düşüldükten sonra geriye 595.299,72 TL sistem kullanım bedeli borcun kaldığını, …’ın borç nakil sözleşmesine rağmen 1.188.604,92 TL ceza fatura bedelini 30.04.2013 tarihinde … banka hesabına ödediğini, 2015 yılında yapılan mutabakat neticesinde ödenen 1.188.604,92 TL’den kalan 595.299,72 TL ile borç nakil sözleşmesi gereği devir tutarından fazla ödenen sistem kullanım ve sistem işletim bedeli tutarlarının Ekim 2015 dönemi 21.511.310,47 TL tutarlı sistem kullanım ve sistem işletim fatura bedeli borcundan mahsup edildiğini, ancak 1.188.604,92 TL tutarlı sistem kullanım ceza bedeli için … tarafından açılan dava sonucunda … tarafından 595.299,72 TL’lik kısım ile 399.099,54 TL gecikme zammı tutarlarının …’a ödendiğini, bu tutarın daha önce … borcuna mahsup edildiği bildirilerek talep edildiği halde iade edilmediği bu durumda Ekim 2015 dönemi sistem kullanım ve sistem işletim borcuna mahsup edilen tutarın hükümsüz kalması nedeniyle Ekim 2015 dönemi 21.511.310,47 TL tutarlı sistem kullanım ve sistem işletim borcundan eksik ödenen 595.299,72 TL tutarın 06.04.2020 tarihine kadar hesaplanan 594.746,44 TL gecikme zammı ve gecikme zammı KDV’si olmak üzere toplam 1.190.046,16 TL’nin yazının tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içerisinde ödenmesi gerektiği ödeme yapılmadığı takdirde sistem kullanım anlaşması kapsamında alınan teminat mektubunun nakde çevrilerek borçtan mahsup edileceği” denildiğini, davacının davalıya 1.190.046,16 TL borcu bulunmadığını, davacı tarafından davalı aleyhine … Ticaret Mahkemesi nezdinde açılan istirdat davasında davalının Aralık 2009-2012 dönemi için davacıdan tahsil ettiği haksız ceza faturası bedellerinin davacıya iadesine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davalı tarafın mahkemece Ankara Bölge Adliye Mahkemesince ve Yargıtay’ca tartışılıp karara bağlanan uyuşmazlıkla ilgili olarak kararın kesinleşmesinden sonra söz konusu bedelin davacıya değil …’a ait olduğu yönünde asılsız bir iddiada bulunduğunu, davalının yargılama esnasında hiç bir şekilde dile getirmediği iddialarına kararın kesinleşmesi sonrası davacıya hitaben yazdığı yazılarda dile getirerek mahkeme kararını yok sayar biçimde davacıdan iade talebinde bulunduğunu, borç nakil sözleşmesi içeriğinde davalı iddialarını destekleyecek tek bir beyanın dahi sözleşme içerisinde yer almadığını belirterek davacının borçlu olmadığı halde davalı tarafa 14.04.2020 tarihinde ödediği 1.190.046,16 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın süresinde açılmadığını zaman aşımı def’inde bulunduklarını davacı şirketin özelleştirilmesi nedeniyle davacı kurum … ile davacı şirke arasında 30.04.2013 tarihinde imzalanan borç nakil sözleşmesinde görüleceği üzere 30.04.2013 tarihi itibariyle davacının davalı kuruma olan Mart 2013 dönemine ait 17.610.524,46 TL sistem kullanım ve sistem işletim borcu ile (Aralık 2009-2012 dönemine ait 1.188.604,92 TL sistem kullanım ceza bedeli borcundan) eksik ödenen 595.299,72 TL sistem kullanım ceza borcu olmak üzere toplam 18.205.824,18 TL tutarın … Genel Müdürlüğüne devredilerek davalı kurum nezdindeki … Genel Müdürlüğü hesabına borç kaydedildiğini, davacı şirketin borç nakil sözleşmesi ile devredilen 17.610.524,46 TL sistem kullanım ve sistem işletim bedeli borcunu ödememesi gerekirken sehven 06.05.2013 tarihinde davalı kurum hesabına yatırdığını, bu tutarın vadesi geçtiği halde ödemediği sistem kullanım ve sistem işletim borcundan düşüldüğünü yine borç nakil sözleşmesi yapıldıktan sonra dava konusu sistem kullanım ceza faturalarına ilişkin 594.922,79 TL’yi 02.05.2013 tarihinde, 376,90 TL’yi ise 12.06.2013 tarihinde davalı kurum banka hesabına yatırdığını, Eylül 2015’de davacı ile yapılan şifahi hesap mutabakatı sonucunda davacı şirketin fazla yatırdığı tutarların sistem kullanım ve sistem işletim fatura borçlarına mahsup edildiğini, davacı şirketin sistem kullanım ceza bedeli için davalı kurum aleyhine … Ticaret Mahkemesinde dava açtığını 24.09.2019 tarihli karar gereğince toplam 158.270.620,22 TL’nin 11.11.2019 tarihinde davacı şirket banka hesabına ödendiğini, bu ödeme sonucu Ekim 2014 dönemi sistem kullanım ve sistem işletim fatura borcuna istinaden eksik yatırılmış olan 2.246.542,63 TL içerisinde yer alan 595.299,72 TL tutarın mahsuplaşma dışında kalmak durumunda kaldığını, bu tutar için iade faturası düzenlenerek gönderilerek talep edildiğini, ancak davacının kısmi iade faturasını kabul etmeyip iade ettiğini, 04.02.2020 tarihli yazı ile faturanın bir kez daha tebliğ edildiğini, davacı şirketin iade faturasını kabul etmeyerek davalı kuruma iade ettiğini, bunun üzerine davalı kurumca Ekim 2019 sistem kullanım ve sistem işletim borcuna mahsup edilen 595.299,72 TL’nin sistem kullanım ceza bedeli için yatırıldığının davacı şirketçe ısrar edilmesi ve konu ile ilgili mahkeme kararı bulunması nedeniyle sistem kullanım ceza fatura bedeline sayılarak mahkeme kararı gereği davalının ödediği 595.299,72 TL ve faizi talebinden vazgeçilerek davacı talepleri doğrultusunda mahsup edilen tutarın sistem kullanım ceza bedeline sayıldığını, bu sayılma işlemi nedeniyle Ekim 2015 dönemi sistem kullanım ve sistem işletim faturası ödemesi için mahsup ettikleri 2.246.542,63 TL’nin 595.299,72 TL kadar azaldığını, azalan bu tutar için davacı şirkete 06.04.2020 tarih ve 135324 sayılı davalı kurum yazısı ile Ekim 2015 dönemi sistem kullanım ve sistem işletim borçlarından eksik ödenen 595.299,72 TL ile 06.04.2020 tarihine kadar hesaplanan 594.746,44 TL gecikme zammı ve gecikme zammı KDV’si olmak üzere toplam 1.190.046,16 TL’nin ödenmesi gerektiği ödeme yapılmadığı takdirde teminat mektuplarının nakde çevrilerek borçlarından mahsup edileceğinin bildirildiğini, davacının 1.190.046,16 TL’yi 14.04.2020 tarihinde davalı kurum hesabına yatırdığını, konu ile ilgili esas alınması gereken son yazının 06.04.2020 tarihli davalı kurum yazısı olduğunu ve davacı ile davalı arasındaki borç alacak ilişkisini değiştirmediğini, şifahi mutabakat ile mahsup edilen tutardan davacı şirket yetkililerinin haberinin olmamasının mümkün olmadığını, fazla ödemeler konusunda anlaşarak fazla ödenen tutar kadar Ekim 2014 dönemi sistem kullanım bedeli için davalı kuruma eksik ödeme yapılmış olduğunu, davacının mahkemem kararı uyarınca ödediği tutarı hem ceza bedelini hemde sistem kullanım ve sistem işletim borcuna saymak istediğini, yapılan işlemlerin tamamının mevzuata uygun ve doğru bir şekilde yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraf delilleri toplanmış … Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyası ekleri ile birlikte bu dosya kapsamına alınmış tüm dosya kapsamı ve tarafların ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, elektrik mühendisi, mali müşavir ile nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişilerden oluşan heyet tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen 15.03.2021 tarihli raporda özetle; “taraf şirketlerin 2013-2020 defterlerinin incelendiği, davacısı … davalısı … konusu Aralık 2009-2012 dönemine ilişkin … tarafından 29.04.2013 tarihinde düzenlenen 37 adet ceza faturası toplamı 49.438.922,79 TL’nin de içinde olduğu ve …’a ihtirazi kayıtla ödenen cezaların istirdadı talepli açılan … esas sayılı davada mahkemesince 24.09.2019 tarihinde davanın kabul edilerek diğer davacı talepleri ile birlikte Aralık 2009-2012 dönemine ilişkin 37 adet fatura toplamı 49.438.922,79 TL’nin faizi ile birlikte davacı …’a ödenmesine hükmedildiği, davalının hükmedilen tutarları davacıya ödediği, sonrasında … tarafından 06.02.2020 tarihli 595.299,72 TL bedelli iade e-faturasının düzenlendiği, davacının bu faturayı kabul etmediği, sonrasında …’nın davacıyı muhatap olarak düzenlediği 06.04.2020 tarihli yazı üzerine davacının ihtar edilen 1.190.046,16 TL’yi 14.04.2020 tarihinde ihtirazi kayıtla ödediği hususlarının ihtilaflı olmadığı, karşılıklı kayıtların birbiri ile uyumlu olduğu, ayrıca taraflar arasında iki ayrı mutabakat yapıldığı, davacının 30.04.2013 tarihi itibariyle 18.205.824,15 TL olan borçlarının …’a devri konusunda tarafların anlaştığı, mutabakata varılmışken davacının devredilecek bu borç tutarını 2013/5-6.aylarda sehven …’a ödemiş olduğu, davalı defterlerinde 31.07.2013 tarihli kayda göre sehven yapılan ödemelerden sonra …’a devredilmesi hususunda mutabakata varılan 18.205.824,15 TL’nin davacı …’ın son cari hesap borcundan düşüldüğü ve …’a devredilmiş olduğu, davalının fazladan ödenen bu tutarı önce 2013 Mayıs ayı sistem kullanım bedeline mahsup ettiği, sonrasında …’ın kalan alacağı 2015 yılı Ekim ayı sistem kullanım bedelinden mahsup ettiği, ikinci mahsup sonrasında …’ın kalan borcunu banka hesabına ödediğini ve taraflar arasında 30.04.2013 tarihi itibariyle gerçekleştirilen borç devrinden kaynakla borç alacak bakiyesi kalmadığı, davacının 14.04.2020 tarihinde … Bankası kanalı ile davalı …’a ihtirazi kayıtla dava haklı saklı kalmak açıklaması ile havale ettiği 1.190.046,16 TL’nin istirdadını talep edebileceği” ifade edilmiştir.
Dava; davalı talebi ile davacı tarafından ihtirazi kayıtla ödenen Ekim 2015 dönemine ilişkin 595.299,72 TL sistem kullanım ve sistem işletim bedeli ile 594.746,44 TL gecikme zammı ve gecikme zammı KDV’si bedelinin istirdatı talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki temel ilişki sistem kullanım anlaşması ve bağlantı anlaşmasına dayalı olduğundan TBK 146 maddesi gereğince davanın 10 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde açıldığı değerlendirilerek davalı yanın zaman aşımı def’i yerinde görülmemiştir.
… Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyasının tetkikinde davacı … Elektrik Dağıtım A.Ş tarafından …İletim A.Ş hakkında ihtirazi kayıtla ödenen ceza faturalarına ilişkin bedellerin istirdadı talebi ile açılan davada davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin …. karar sayılı ilamı ile davacı yararına bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozma ilamına uyularak 24.09.2019 tarihinde verilen karar ile dava konusu edilen Aralık 2009- Aralık 2012 dönemine ilişkin 37 adet fatura ile tahakkuk ettirilen toplam 49.438.922,79 TL ceza tutarı, Ocak 2007 Kasım 2019 dönemine ilişkin 25 adet fatura ile tahakkuk ettirilen toplam 47.585.611,51 TL ceza tutarı Ekim 2013 dönemine ilişkin 1.475.280,20 TL ceza tutarı Kasım 2013 dönemine ilişkin 1.369.629,13 TL ceza tutarının dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği anlaşılmış olup mahkeme kararı gereğince davalı tarafından davacının banka hesabına ödeme yapılmış olduğu sabittir.
Cevap dilekçesi ekinde sunulan borç nakil sözleşmesinin tetkikinde 30.04.2013 tarihi itibariyle … …’ın …’a olan toplam 18.205.824,18 TL tutarındaki borcunun işlemiş ve işleyecek faizi ile birlikte … tarafından üstlenildiği alacaklı …’nın borcun üstlenilmesine muvafakat ettiği belirtilerek … …, … ve … tarafından imza altına alındığı görülmekle TBK 195 ve 196 maddeleri kapsamında borcun iç yüklenimi yanında dış yüklenimini içerir şeklide borcu devir eden, borcu devir alan ve alacaklıyı bağlayıcı geçerli bir borç naklinin gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Yapılan bilirkişi incelemesinde 30.04.2013 tarihinde borç devri yapılan 18.205.824,18 TL tutara ilişkin davacı … … tarafından davalı hesabına 06.05.2013 tarihinde 17.610.524,46 TL, 02.05.2013 tarihinde 594.922,76 TL ve 12.06.2013 tarihlerinde 376,90 TL olmak üzere toplam 18.205.824,18 TL’nin ödenmiş olduğu davalı …’nın davacı tarafından borç devri yapıldığı halde fazladan ödenmiş olan bu tutarları davacının 2013 Mayıs ayı ve 2015 yılı Ekim ayı sistem kullanım ve sistem işletim borcundan mahsup ettiği, öte yandan davalının … … tarafından yapılan ödemelerden sonra 31.07.2013 tarihli ticari defter kaydında borç devrine konu 18.205.824,18 TL’yi davacının son cari hesap borcundan düşerek …’a devri yapılmak suretiyle … Genel Müdürlüğü hesabına borç kaydedilmiş olduğu, neticede taraflar arasında mutabakat halinde yapıldığı anlaşılan mahsup işlemleri sonucunda her iki yanın ticari defter kayıtlarında davalının davacıdan Ekim 2015 dönemi sistem kullanım ve sistem işletim bedeli dahil alacak bakiyesinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık davalı …’nın 06.04.2020 tarihli yazısı ile talep edilen ve davacı tarafından ihtirazi kayıtla ödenen Ekim 2015 dönemine ilişkin 595.299,72 TL sistem kullanım ve sistem işletim bedeli yönünden davalının bu bedele ilişkin alacak talebinin yerinde olup olmadığı ile davacının istirdat talebinde haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davalı … tarafından davacı … …’a gönderilen 06.04.2020 tarihli yazı ile “…, … ile … … arasında yapılan borç nakil sözleşmesi gereği … …’ın borcundan …’a Aralık 2009-2012 dönemi 1.188.604,92 TL sistem kullanım ceza bedeli ile fazla ödenen 593.305,20 TL’nin devredildiği, fazla ödenen 593.305,20 TL tutar 1.188.604,92 TL sistem kullanım ceza borcundan düşüldükten sonra geriye 595.299,72 TL sistem kullanım bedeli borcun kaldığı, … …’ın borç nakil sözleşmesine rağmen 1.188.604,92 TL ceza fatura bedelini 30.04.2013 tarihinde … banka hesabına ödediği, 2015 yılında yapılan mutabakat neticesinde ödenen 1.188.604,92 TL’den kalan 595.299,72 TL ile borç nakil sözleşmesi gereği devir tutarından fazla ödenen sistem kullanım ve sistem işletim bedeli tutarlarının Ekim 2015 dönemi 21.511.310,47 TL tutarlı sistem kullanım ve sistem işletim fatura bedeli borcundan mahsup edildiği, ancak 1.188.604,92 TL tutarlı sistem kullanım ceza bedeli için … … tarafından açılan dava sonucunda … tarafından 595.299,72 TL’lik kısım ile 399.099,54 TL gecikme zammı tutarlarının … …’a ödendiği, bu tutarın daha önce … … borcuna mahsup edildiği bildirilerek talep edildiği halde iade edilmediği bu durumda Ekim 2015 dönemi sistem kullanım ve sistem işletim borcuna mahsup edilen tutarın hükümsüz kalması nedeniyle Ekim 2015 dönemi 21.511.310,47 TL tutarlı sistem kullanım ve sistem işletim borcundan eksik ödenen 595.299,72 TL tutarın 06.04.2020 tarihine kadar hesaplanan 594.746,44 TL gecikme zammı ve gecikme zammı KDV’si olmak üzere toplam 1.190.046,16 TL’nin yazının tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içerisinde ödenmesi gerektiği ödeme yapılmadığı takdirde sistem kullanım anlaşması kapsamında alınan teminat mektubunun nakde çevrilerek borçtan mahsup edileceği” belirtilerek davacıdan talep edilen Ekim 2015 dönemi sistem kullanın ve sistem işletim bedeline ilişkin 595.299,72 TL ve bu tutarın 595.746,44 TL gecikme zammı ve gecikme zammı KDV’sinin davacı tarafından 14.06.2020 tarihinde ihtirazi kayıtla davacının banka hesabına ödenmiş olduğu görülmüştür.
… Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı kesinleşmiş kararı ile davalı … tarafından davalı … …’tan haksız tahsil edildiği belirlenen ve davacıya iadesine karar verilen ceza tutarları içerisinde Aralık 2009-2012 dönemine ait 1.188.604,92 TL sistem kullanım ceza bedelinin 592.299,72 TL tutarının 30.04.2013 tarihli borç devir sözleşmesi ile …’a devredilen 18.205.824,18 TL tutarındaki borcun içerisinde yer aldığı, ardından davacı tarafından (592.299,72 TL dahil) borç devrine konu 18.205.824,18 TL’nin 06.05.2013-12.06.2013 tarihleri arasında davalıya ödenmesi ile 592.299,72 TL ceza tutarına ilişkin davalıya iki kez ifada bulunulmuş olduğu zira borç nakli karşılığı davacı mamelekinden azalan 592.299,72 TL’nin davalı tarafından borç nakline istinaden … hesabına bu tutarın borç kaydedilmesi suretiyle 592.299,72 TL’yi tahsil etmiş olduğu, bu kapsamda davalı tarafından davacının yaptığı ikinci ödemelerin 6183 Sayılı Yasanın 47. maddesine uygun olarak davacının Ekim 2015 dönemi sistem kullanım ve sistem işletim fatura borcuna mahsup edildiği ardından kesinleşmiş mahkeme kararı ile uyuşmazlık konusu ceza tutarının haksız olduğu kabul edilerek iadesine dair verilen karar gereğince davalı tarafından davacıya mahkeme kararında belirtilen tutarların iade edildiği, bu suretle davalının davacıdan 2015 yılı Ekim ayı sistem kullanım ve sistem işletim alacağının yapılan mahsup işlemi ile ödenmiş olması karşısında davalı yanca mahsup işleminin hükümsüz kaldığı belirtilerek ikinci kez talep edilmesinin yerinde olmadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında davacı tarafından 14.06.2020 tarihinde ihtirazi kayıtla ödenen 1.190.046,16 TL’nin istirdadı talebi kanıtlanmış olmakla davanın kabulü ile TBK117 maddesi kapsamında ihtar koşulu yerine getirilerek davadan evvel davalı yan temerrüde düşürülmediğinden temerrüt tarihi dava tarihi kabul edilmiş, 6183 sayılı yasanın 51. maddesi uyarınca gecikme zammı faiz niteliğinde olduğundan TBK 121 maddesi hükmü nazara alınarak 595.299,72 TL asıl alacak tutarına faiz işletilmesi suretiyle 1.190.046,16 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile 1.190.046,16 TL’nin, 595.299,72 TL’sine 22.07.2020 dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 81.292,05 TL harçtan peşin alınan 20.323,02 TL’nin mahsubu ile bakiye 60.969,03 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 74.451,62 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 20.323,02 TL peşin harç, 99,50 TL tebligat gideri ve 4.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 24.976,92 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

27/05/2021

Gerekçeli kararın yazıldığı tarih: 14.06.2021