Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/262 E. 2023/31 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/262 Esas – 2023/31
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/262 Esas
KARAR NO : 2023/31

HAKİM :

KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/4313 Esas sayılı dosyası ile 18/03/2019 tarihinde davalı şirket aleyhine, davacının fatura alacağı olan toplam 244.152,34 TL’nin tahsili için genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, davalı şirketin 20/03/2019 tarihinde ödeme emrini tebellüğ ettiğini ve 22/03/2019 tarihli dilekçesi ile de borca ve ferilerine itirazda bulunduğunu ve takibi durdurduğunu, davacı şirketin halı standları, parke standları, seramik standları ve sergileme sistemleri ürettiğini ve ürettiği ürünlerin naklini sağlayarak montajını gerçekleştirdiğini, davalı şirket ile davacı şirketin yıllardır birbirleriyle ticaret yaptığını, bu ticaretten davacının hali hazırda alacağının bulunduğunu, davalının karşılığını teslim aldığı ve hizmetinden faydalandığı bu faturalara itiraz etmediğini, bedellerini de henüz ödemediğini, yapılan icra takibine itiraz eden davalının, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde de borcunu ifa yolunu seçmediğini belirterek, dava ve alacağın kabulüne, davacıya ödenmesi gerekli bedele takip tarihi itibariyle ticari faiz işletilmesine, davalının Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/4313 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazlarının iptali ile takibin davalı açısından devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, elindeki mal varlığını elden çıkarma ihtimaline binaen üzerine kayıtlı araç ve taşınmaz bulunması halinde davalı şirketin bu malları üzerine yargılama sonuçlanıncaya kadar ihtiyatı tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan dava ve talep edilen alacak kalemleri için zamanaşımı itirazında bulunduklarını, itirazın iptali davasının süresi içerisinde açılmadığını, davacı tarafça belirtilen iş kapsamında müvekkilinin herhangi bir hizmet almadığını, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin meydana gelmediğini, iki taraf arasında bir ticari ilişkinin varlığı kabul edilse dahi burada davalı şirket ile takip alacaklısı davacı arasında cari işleme dayalı bir ticari ilişkinin söz konusu olacağını, davalı ile davacı arasındaki ticari ilişkinin tekil olaylar üzerinden değil, belli dönemlerde kesilen toplam rakamlar üzerinden yürüyeceğini, davacının takip alacaklısı tarafından faturaya yansıtılan ve cari hesap ekstresine işlenen mal ve hizmetin ne olduğu ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususunda tespit yapılmadığını ve davacı tarafça da buna ilişkin bir beyanda bulunulmadığını, cari hesap ekstresinin varlığının malın teslim edildiğini veya hizmetin yerine getirildiğini ortaya koymadığını, davacı tarafından davalı şirketin temerrüde düşürülmediğini, davacının icra inkar tazminatı talebinin de reddinin gerektiğini belirterek davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememizce taraflarca dayanılan deliller dosyaya kazandırılmış, davanın dayanağı olan Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/4313 sayılı takip dosyası celp edilmiş, uyuşmazlık dönemine ilişkin BA/BS formları getirtilmiş, dosya mahkememizce mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişilere tevdi edilerek taraflarca sunulan ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişilerce düzenlenen bila tarih bilirkişi raporunda özetle; “davacı … ….. Konf. San.Ve Tic. Ltd. Şti. ve davalı
… İnşaat Taahhüt Elektrik Dağıtım San.Tic. A.Ş.’nin 2018 yılına ait yasal defterlere ilişkin incelemelerin asıl defterler üzerinden yapılmış olup, davacı ve davalı şirkete
ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK’nın 64.maddesinin 3. fıkrası gereğince açılış ve kapanış
tasdiklerinin usulünce ve zamanında yapılmış olup, 6102 Sayılı TTK’nun 64.maddesinde
belirtilen sürelerde yasaya uygun olarak yapıldığının tespit edildiği, davacı … ….San. ve Tic. Ltd. Şti’nin ticari defter kayıtlarında davalı adına düzenlenen 02.08.2018 tarih ve A119141 numaralı
108.000,00 TL tutarlı fatura ile 11.08.2018 tarih ve A119153 numaralı 123.416,20 TL tutarlı
faturalardan kaynaklı olarak 231.416,20 TL alacağının bulunduğu, davalı … İnşaat Taahhüt Elektrik Dağıtım San.Tic. A.Ş.’nin
ticari defter kayıtlarında davacı tarafından düzenlenen 02.08.2018 tarih ve A119141
numaralı 108.000,00 TL tutarlı fatura ile 11.08.2018 tarih ve A119153 numaralı 123.416,20
TL tutarlı faturaların kanuni süresi içerisinde yasal defterlere işlendiği, söz konusu faturalardan kaynaklı olarak takip tarihi itibariyle davacıya 231.416,20 TL borcunun bulunduğu,
davalı … İnşaat Taahhüt Elektrik Dağıtım San.Tic. A.Ş.’nin ticari
defter kayıtlarında 30.09.2019 tarihinde “… DK:…”
açıklamalı 24.555,26 TL ödeme yapıldığına ilişkin kayıt yer almış olmasına rağmen söz
konusu işlem için dava dosyasında herhangi bir belgeye rastlanılmadığı,
davalı tarafından “30.09.2019 tarihinde “… DK:…
METAL” açıklamalı 24.555,26 TL” ödemeye ilişkin herhangi bir belge sunulmaması
durumunda davacının davalıdan 231.416,20 TL alacağının bulunduğu, takibin faturaya dayanması ancak faturanın ödenmesine ilişkin davacının bir talebinin takip talebine kadar bulunmaması nedeni ile ancak takip tarihinden sonra faiz
işletilebileceği, davacının taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde takip tarihinden itibaren alacağa
kanuni faiz işletilebileceği,” yönünde kanaat bildirilmiştir.
Dava, fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine yönelik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davacının ise sair mobilya cinsinden ürün satım ve montajına ilişkin düzenlenen iki farklı faturadan kaynaklı olarak toplam 231.416,20 TL asıl alacak, 12.736,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 244.152,34 TL üzerinden Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/4313 sayılı dosyasında 18/03/2019 tarihinde davalı aleyhine ilamsız icra takibine giriştiği ve davalı şirketin itiraz ederek takibi durdurduğu ve yasal sürede eldeki itirazın iptali istemli davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından düzenlenen fatura alacakları nedeniyle ödenmeyen 244.152,34 TL alacağının bulunduğu iddia edilmiş, davalı tarafından ise akdi ilişkiye ve teslim olgusuna itiraz edilmiştir.
Kanunda aksine bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her birinin, hakkın dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olması (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altında olması (HMK 190) nedeniyle teslim olgusundan lehine hak çıkaracak taraf olan davacı taraf; akdi ilişkinin varlığı ile teslim olgusunu kanıtlama yükümü altındadır.
Somut olayda; dosyaya mübrez bilirkişi raporu ile de ortaya konulduğu üzere davacı tarafından takibe konu edilen faturaların davacı tarafından olduğu gibi davalı tarafından da kendi ticari defter ve kayıtlarına işlendiği ve bu kayıtlara göre davalının davacıya 231.416,20-TL borçlu gözüktüğü sabittir. Davalının defterindeki bu kayıtlar, davalı aleyhine delil oluşturur ve mevcut hukuki durum karşısında faturalara konu malın davacı tarafından teslim edildiğinin kabulü gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle davacı, akdi ilişkinin varlığı ile teslim olgusunu kanıtlamıştır (Benzer yönde: Yargıtay 19. HD’nin, 23/03/2017 tarih ve 2016-12244/2368 sayılı ilamı, Yargıtay 15. HD.’nin 30/05/2016 tarih ve 944/3009 sayılı ilamı). Davalı, her ne kadar sonradan ticari defterlerindeki kayda istinaden grup şirketi olduğunu beyan ettiği … Satış ve Paz. İth. İhr. Dış Tic. A.Ş. üzerinden davalıya 24.555,26-TL ödeme yaptığını savunarak davacıya borcundan mahsubunu istemiş ise de davalı, davacının bu yönde kabulüne dair yazılı bir delil sunmamış, dosyaya sunmuş olduğu kayıtların ise davacı ile dava dışı … Satış ve Paz. İth. İhr. Dış Tic. A.Ş. arasında veya dava dışı bu şirket ile davalı arasında düzenlendiği görülmüştür. Davacı tarafından da dava dışı … Satış ve Paz. İth. İhr. Dış Tic. A.Ş. ile ayrı bir ticari ilişkilerinin bulunduğu beyan edilerek mahsup talebi kabul edilmemiş; incelenen ticari defter kayıtlarına göre de dava dışı … Satış ve Paz. İth. İhr. Dış Tic. Ltd. Şti. ile davacı arasında mevcut ayrı bir ticari ilişkinin olduğu ve davacının da adı geçen şirkete borçlu olduğunun kayıtlı olduğu görülmüştür. Bu bağlamda davalının davacıya 24.555,26-TL ödeme yapıldığına yönelik olarak yazılı delillerle kanıtlanamayan iddiasına, dosya kapsamına göre itibar edilmesine olanak bulunmamış, davanın tarafı olmayan … Satış ve Paz. İth. İhr. Dış Tic. A.Ş. ile ilgili vakıanın eldeki davada yemine de konu olamayacağı değerlendirilerek, son tahlilde 24.555,26-TL’nin mahsup edilmemesine karar verilmiştir. Neticeten davacının, takibe konu faturalar dolayısıyla ödenmeyen 231.416,20 TL’nin tahsilini davalıdan talep etmekte haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalı tarafından zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de 02/08/2018 ve 11/08/2018 tarihli faturalara dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın iptaline dayalı eldeki davada, dava tarihi itibariyle TBK’nın 147/6. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından, davalının bu itirazına da itibar edilmesine olanak bulunmamıştır. Davacı tarafından takipte işlemiş faiz de talep edilmiş ise de, 6098 sayılı TBK’nın 117. maddesi gereğince sözleşmeden doğan davalarda bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş ya da alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmesi zorunludur. Somut olayda kararlaştırılan kesin vade olmadığı gibi davacı tarafından, takipten önce davalının TBK’nın 117. maddesi hükmüne uygun olarak miktar ve ödeme talebi içeren bir ihtarname ile temerrüde düşürüldüğünün iddia ve ispat olunmadığı, salt fatura tebliğinin de temerrüde neden olmayacağı gözetilerek (Emsal: Yargıtay 15. HD.’nin 10/07/2014 tarih ve 2013-6140/4870 sayılı ilamı), işlemiş faize yönelik davacı talebinin reddi gerekmiştir. Sonuç olarak, davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/4313 sayılı takibe itirazının 231.416,20 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden aynı koşullarda devamına karar vermek gerekmiştir. Davacının icra inkar tazminatı istemine gelince; davalının takibe itirazının haksız, tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre de sabit olan takibe konu asıl alacağın likit olduğu değerlendirilerek, hükmolunan asıl alacağın %20’si olan 46.283,24 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine (Emsal: Yargıtay 6. HD.’nin 06/12/2022 tarih ve 2021-6380/5655 sayılı ilamı); davalının kötü niyet tazminatı istemi yönünden ise reddolunan kısım yönünden davacının kötü niyetinin varlığı kanıtlanamadığından koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/4313 sayılı takibe itirazının 231.416,20 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden aynı koşullarda devamına,
2-%20 icra inkar tazminatı olan 46.283,24 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
4-Alınması gereken 15.808,04 TL harçtan peşin alınan 2.948,76 TL’nin mahsubu ile bakiye 12.859,28 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 2.948,76 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.003,16‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 138,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.138,50 TL olan yargılama giderinden davanın kabul ve red oranlarına göre 2.026,94 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin kabul ve red oranına göre 1.251,14 TL’sinin davalıdan, 68,86 TL’sinin de davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 35.398,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 17/01/2023

Katip
¸

Hakim
¸