Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/258 E. 2021/410 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/258 Esas
KARAR NO : 2021/410

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 02/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatif üyeliğinden doğan borçlarını davacı kooperatife ödemediğinden aleyhinde … Müdürlüğünün … esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının borcun tamamına itiraz ederek takibi durduğunu, dava öncesi yapılan arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; 10/10/2004 tarihinde davacı kooperatife üye olduğunu, 30/07/2006 tarihinde kuraların çekilerek daireyi teslim aldığını bu güne kadar kooperatife ait olan senetlerin tamamını elden ödediğini, daireyi …’e sattığını, satış yaptığı tarihte kendisinin kooperatife borcunun olmadığını, 20/06/2012 tarihine kadar kooperatife ait olan tüm senetleri ödediğini, satış tarihinden 31/10/2017 tarihine kadar olan aidatları faiz ve diğer giderlerine ilişkin 20.750,00 TL’yi …’in ödememesi nedeniyle icra baskısı altında onun yerine ödemek zorunda kaldığını, kooperatiften borcunun olmadığına dair yazı aldığını, satış tarihinden sonra ödediği parayı alabilmek için … aleyhine … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibini başlattığını ve ardından … Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, kooperatiften istifa ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Deliller toplanmış, celbedilen … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı Tasfiye Halinde Müflis S.S. … Konut Yapı Kooperatifi tarafından borçlu … aleyhine, 18.983,08 TL asıl alacak ile 2.515,80 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 21.498,88 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 14/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun 18/02/2020 tarihinde sunduğu itiraz dilekçesi ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı kooperatifin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yapma yetkisi de verilmek suretiyle kooperatif hesaplamaları konusunda uzman bilirkişiye dosya tevdi edilmiş ve düzenlenen raporda özetle; Koop. Kanunu’nun 81. maddesine amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerde çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz, ancak bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar’ şeklindeki fıkra eklenmeden önce oluşan içtihatlarda konutu aldıktan sonra istifa edenlerin kooperatiften edindikleri konutun tapusunu iade etmesi şartıyla istifanın geçerli olduğu, ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesi ille çıkmanın hüküm ifade edeceği aksi halde ortağın ortaklıktan kaynaklanan tüm hak ve yükümlülüklerinin ortağın aidat ödeme yükümlülüğünün devam edeceği yönünde yerleşik içtihatlar bulunduğu, 2010 yılında ilave edilen KK’nın 81/2 maddesindeki ‘amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerde çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz, ancak bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar’ şeklindeki açık hüküm karşısında tasfiye aşamasında ortaya çıkan kooperatif borçlarından ve giderlerinden çıkan ve çıkartılan ortakların sorumlu olacakları ancak kendilerinden kooperatiften edindikleri konutun / işyerinin çıkma veya çıkartılma sebebiyle geri alınamayacağı hükme bağlandığını, davacı kooperatifin henüz tasfiye aşamasına girmediği, konut edindirmediği daha onlarca ortağının bulunduğu, gerek davalı tarafın istifa tarihi ve gerekse de dava tarihi itibariyle de davacı kooperatif tasfiye halinde bulunmadığından istifası ancak kooperatiften edindiği konutun kooperatife iade etmesi/ satmış ise rayiç bedelini kooperatife iade etmesi ile mümkün olabileceği, aksi halde konutun tapusunu alan her ortak istifa ettiğinde kooperatifin öncesinde gelen borçlardan sonrasında ise tasfiye borçlarından hissesine düşeni ödememesi halinde ortaklığını devam ettiren diğer ortaklar aleyhine sebepsiz zenginleşme olacağı, davalı tarafın kooperatifin tasfiye işlemleri sonuçlandırılmadan kooperatife olan yükümlülüklerinden ve kooperatifin inşaat imalatlarından kaynaklanan birtakım borçlarından kaçınmak konutları henüz yapılmayan ortakların konut inşaat masraflarından kooperatifin piyasaya olan borçlarından vs kaçınmak kooperatif borçlarından hissesine düşen payı ödememek için konutunu teslim aldıktan sonra istifa ettiği, istifa beyanının kendisine tahsis edilen konutu kooperatife bırakma iradesi taşımadığı görüşünün hasıl olduğu, davalı taraf davacı kooperatif henüz tasfiye aşamasına girmeden istifa etmiş olduğundan istifa tarihi itibariyle kooperatif halen aktif halde bulunduğundan kooperatiften edindiği konutu da kooperatife iade etmediğinden istifasının KK 13 maddesinde öngörülen şekilde noter kanalıyla göndermiş olsa dahi davalı istifasının geçerli bulunmadığı aidat ve gecikmesi halinde işlemiş faiz borcunu ödeme yükümlülüğünün de devam ettiğinin düşünüldüğü, dosyaya kazandırılan 2018, 2019 ve 2020 yılı muavin defter kayıtlarına göre davalı tarafın 01/01/2018 tarihi itibariyle 41,92 TL fazla ödemesi bulunduğu, 31/01/2018 günü Ocak 2018 ayı aidatı 500,00 TL’nin tahakkuk ettirilmesi sonucu anılan tarih itibariyle 89,08 TL borçlu duruma düşmüş takip eden yıl ve aylarda tahakkuk ettirilen aidatlar davalının da ödeme yapmaması sonucu 31/01/2020 tarihi itibariyle davalının aidat asıl borcunun 18.983,08 TL’ye yükseldiği, davalının ocak 2018 ayında davacı tarafın icra takibinde talep ettiği 31/01/2020 tarihine kadar olan (bu tarihte dahil) aidat asıl alacağı ile işlemiş faiz alacağının hesaplandığı, davacı kooperatifin davalı ortaktan icra takibinde talep ettiği 31/01/2020 tarihi itibariyle (bu tarihte dahil) 18.983,08 TL asıl aidat alacağı ile bu alacağından kaynaklı olarak 2.515,71 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 21.498,79 TL alacağının bulunduğunun hesaplandığı şeklinde kanaat bildirilmiştir.
Dava, kooperatif üyelik aidatının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davalının 09/10/2004 tarihinde 48.000,00 TL ödeme yapmayı taahhüt ederek ortaklık talebinde bulunduğu, davacının 10/10/2004 tarih 57 sayılı yönetim kurulu kararı ile davalı talebinin kabul edildiği ve davalıya 17 nolu bağımsız bölüm tapusunun ferdileştirme işleminden dolayı 24/04/2009 tarihinde verildiği ve söz konusu taşınmazın davalı tarafından 31/03/2017 tarihinde dava dışı …’e satıldığı ancak satım tarihinde davalının kooperatif üyeliğini devretmediği, kooperatif üyeliğinden de 09/06/2017 tarihli ihtarname ile istifa ettiğinin kooperatife bildirildiği anlaşılmakla, KK’nın 81/2 maddesindeki ‘amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerde çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz, ancak bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar’ şeklindeki açık hüküm karşısında davacı kooperatifin henüz tasfiye aşamasına girmediği, konut edindirmediği ortaklarının bulunduğu hususu da gözetilerek, gerek davalı tarafın istifa tarihi ve gerekse de dava tarihi itibariyle de davacı kooperatifin tasfiye halinde bulunmadığından davalının istifasının ancak kooperatiften edindiği konutun kooperatife iade edilmesi yahut üçüncü kişiye devir halinde ise rayiç bedelini kooperatife iade etmesi ile mümkün olabileceği, aksi halde konutun tapusunu alan her ortak istifa ettiğinde kooperatifin öncesinde gelen borçlardan sonrasında ise tasfiye borçlarından hissesine düşeni ödememesi halinde ortaklığını devam ettiren diğer ortaklar aleyhine sebepsiz zenginleşme olacağı, davalı tarafın kooperatifin tasfiye işlemleri sonuçlandırılmadan gösterdiği istifa iradesinin hüküm doğurmayacağı, davalının kooperatif üyeliğinin de daireyi satın alan ve ihbar olunan … tarafından devralınmaması karşısında mevcut yükümlülüklerin davalı üzerinde bulunduğu kanaatine varılmıştır. Her ne kadar bilirkişi raporunda işlemiş faiz toplamı 2.515,71 TL olarak yazılmış ise de, işlemiş faiz kalemlerinin her birinin toplanması neticesinde takip talebinde yer alan 2.515,80 TL’nin hesap edilmiş ve raporda bu yönüyle maddi hata yapılmış olduğu anlaşılmakla, söz konusu maddi hata mahkememizce denetlenmiş nihayetinde davanın ve alacağın belirli ve likit olması karşısında icra inkar tazminatının da kabulü ile aşağıdaki şekli ile hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile davalının … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin aynı şartlarda devamına,
2-%20 icra inkar tazminatı olan 3.796,62 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 1.468,59 TL harçtan peşin alınan 367,15 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.101,44 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 367,15 TL peşin harç olmak üzere toplam 421,55 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 134,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 784,00 TL olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı asilin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 02/07/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.