Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/252 E. 2022/746 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/252 Esas
KARAR NO : 2022/746

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/06/2020
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; 15/07/2019 tarihinde Ankara İli Yenimahalle ilçesinde sürücü …’in yönetimindeki … plaka sayılı araç ile sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı araç ve sürücüsü … yönetimindeki … plaka sayılı aracın karıştığı yaralanmalı, ölümlü trafik kazasında … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan davacının ağır şekilde yaralanarak malul kaldığını, kazanın … plaka sayılı araç sürücüsünün asli ve tam kusuru nedeniyle gerçekleştiğini, davacının kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, genel adli muayene raporunda da davacının ağır şekilde yalandığı, hayati tehlikesinin bulunduğu ve vücudunda kırıklar bulunduğunun tespit edildiğini, davacının aylık kazancının kaza tarihi itibariyle asgari ücretin üzerinde olduğunu, kaza nedeniyle davalı … şirketine 29/11/2019 tarihinde başvuru yapıldığını, 234313 sayılı hasar dosyası açıldığını ancak davalı … şirketinden olumlu yanıt alınamadığını, maddi zorluklar nedeniyle davacının yargılama masraflarını karşılama durumunun olmadığını, davalıların yararına adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini, trafik kazasında davacının bedensel zarara uğraması nedeniyle 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin davalı … şirketinin yerleşim yerinin İstanbul olması sebebiyle İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın başvuru şartını yerine getirmeksizin davayı ikame ettiğinden davanın usulden reddinin gerektiğini, mağdurun henüz iyileşme süreci tamamlanmadığından maluliyet oranını tespit etmenin mümkün olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, kusur konusunda bir değerlendirme yapılabilmesi için kazanın meydana geldiği yerin kaza şeklinin ve nedeni hususlarının bilinmesinin gerektiğini, somut olayda tazminat hesaplamasının yapılması ihtimalinde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, davalı … şirketinden poliçe ve hasar dosyası getirtilmiş, SED araştırması yaptırılmış, Ankara CBS’nin …. sayılı dosya sureti celp edilmiş, SGK kayıtları dosyaya kazandırılmış, tedavi evrakları getirtilerek, davacının son durum raporunun alınmasını takiben maluliyet durumunun tespiti bakımından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’dan rapor alınmıştır.
Dava, davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç ile davalıya sigortalı … plakalı aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle davacının daimi maluliyetine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Kanunda aksine bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her birinin, hakkın dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olması (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altında olması (HMK 190) nedeniyle daimi maluliyet olgusundan lehine hak çıkaracak taraf olan davacı taraf; daimi maluliyetinin varlığını kanıtlama yükümü altındadır.
Somut olayda; davacının daimi maluliyetinin varlığı ile oranının tespiti bakımından mahkememizce, davacının trafik kazası nedeniyle gördüğü tedavilere ilişkin tedavi evrakları ile son durum raporu getirtildikten sonra, kaza tarihi olan 15/07/2019 tarihinde yürürlükte olan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre davacının daimi maluliyet durumunun tespiti için davacının sevkinin sağlandığı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 12/01/2022 tarihli raporunda engel oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir. Davacı vekilince özetle; ilgili raporda son durum raporunun değerlendirilmediği, meydana gelen araz karşısında davacının maluliyet oranının %0 çıkmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu yönleriyle rapora itiraz edilmesi üzerine, davacı vekilinin itirazları değerlendirilerek davacının Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na yeniden sevki sağlanmış, ne var ki düzenlenen 08/09/2022 tarihli ek maluliyet raporunda da; davacının tekrar muayenesinin yapıldığı, 12/11/2021 tarihli durum bildirir raporun tekrar incelendiği, 12/01/2022 tarihli raporda değiştirilecek yada çıkarılacak bir durumu olmadığı yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür. Sonuç olarak; düzenlenen ek maluliyet raporunda, davacının itirazları değerlendirilerek, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri esas alınarak davacının maluliyet durumunun belirlendiği, düzenlenen raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmekle, davacının maluliyetinin belirlenmesi bakımından yeninden sevkinin yargılamaya yenilik katmayacağı kanaatine varılmış, mezkur ek maluliyet raporunun hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler, birlikte değerlendirilerek, her ne kadar davacı tarafından 15/07/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde daimi maluliyete maruz kaldığından bahisle eldeki dava ikame edilmiş ise de, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 12/01/2022 tarihli kök, 08/09/2022 tarihli ek raporlarına göre, kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre davacının daimi maluliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından, davacı tarafından kanıtlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Dava adli yardım talepli olarak açıldığından 80,70 TL başvuru harcı ve bu karar nedeniyle alınması gerekli 80,70 TL harç toplamı 161,4‬0 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacının işbu dava nedeniyle yaptığı yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
25/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸