Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/242 E. 2022/143 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/242 Esas
KARAR NO : 2022/143
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 19/06/2020
KARAR TARİHİ : 22/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın Ankara Şubesi ile davalı şirket arasında imzalanan üye işyeri sözleşmesi gereği davalı şirketin davacı bankanın üye işyeri olarak faaliyet göstermeye başladığını, davalı şirketin sözleşme hükümlerini yerine getirmediğini ve anılan sözleşmelere aykırı işlem ve faaliyetlerde bulunması nedeniyle davacı bankaya borçları oluştuğunu ve bu borçlarını ödememesi üzerine, üye işyeri sözleşmesinin davacı bankaca tek taraflı olarak feshedildiğini ve o günkü bakiye borç olan 5.766,15 TL’nin ödenmesi için davalı şirkete ….yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla davalı şirket hakkında 28/03/2018 tarihinde Ankara …İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı şirketin 05/04/2018 tarihinde borcun tamamına tüm faiz ve ferilerine itiraz ettiğini, borçlunun itirazı üzerine duran takibin devamını temin bakımından huzurdaki davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, davalı şirketin e-ticaret sektöründe faaliyet gösteren bir firma olduğunu, sipariş edilen ürünlerin paralarını aldıktan sonra söz konusu ürünleri gönderdiğini, internet üzerinden kart sahiplerine yaptığı satışların ertesi günü kendi hesaplarına geçtiğini, işyeri kart sahiplerinden aldıkları tutarların karşılığında ürün teslim etmeyip bir süre sonra sistem üzerinden bu tutarların kartlara iadesini sadece sistemsel olarak gerçekleştirmekte olduğunu, bu işlem yapıldıktan sonra kendi hesabı eksi bakiyeye düştüğünü ve eksiye geçen hesabını sözleşme hükümleri gereğince para yatırarak kapatması gerektiğini ancak kapatmadığını ve sistemi kötü niyetli olarak kullanmış olduğunu, kart sahiplerinin ödediği paraları da davacı bankanın karşılamakta olduğunu ancak davalı şirketten bu paraları tahsil edemediğini, davacı bankanın üye işyeri sözleşme hükümlerine aykırı hareket eden davalı şirketten alacaklı olduğunu bildirerek davalı şirketin itirazının iptaline, takip talebindeki koşullarla takibin devamına, haksız inkar sebebiyle %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı yana usulüne uygun yapılan tebligata rağmen, davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava taraflar arasında imzalanan üye işyeri sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isteminden ibarettir.
Mahkememizce tarafların dayandığı tüm deliller getirtilip dosyaya eklenmiş, davanın dayanağı olan Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası celp edilmiş, konusunda uzman bankacı bilirkişiye dosya tevdi edilerek HMK’nın 218 ve 274. madde hükümleri uyarınca yerinde inceleme ve belge örnekleri alma yetkisi de verilip, rapor alınmıştır.
Davanın dayanağı olan Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde özetle; 5.766,15-TL asıl alacak, 4.470,11-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.236,26-TL üzerinden 28/03/2018 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinin davalının borca itirazı üzerine durdurulduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunda özetle; “davacı … Bankası A.Ş ile … Dayanıklı Ev ve Mutfak Eşyaları Tekstil İnş. Eml. Otomotiv İmalat İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında üye işyeri sözleşmesi düzenlendiği, davalının üye işyeri sözleşmesine aykırı işlem ve davranışları nedeniyle, sözleşmenin…. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tek taraflı olarak feshedildiği, sözleşmenin feshinden önce davalı tarafından sözleşmeye aykırı olarak gerçekleştirilip, bedellerini tahsil ettiği işlemlere ait toplam 5.766,15 TL borcun davacıya ödenmediği, kat ihtarnamesinin borçlunun adresinin bulunduğu mahalle muhtarına 02/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı bankanın uyguladığı faiz oranlarını TC Merkez Bankasına bildiriminde bulunduğu, davacı bankanın hesap kat tarihindeki en yüksek faiz oranının %48 olduğu, bunun %50 fazlasının %72 faiz oranı (temerrüt) olduğu, faiz uygulamasının sözleşme hükümlerine, mevzuata ve bankacılık teamüllerine uygun olduğu, asıl alacağın 5.766,15 TL olarak hesaplandığı, işlemiş faizin taleple bağlılık ilkesi gereği 4.470,11 TL olarak dikkate alınacağı, davacı bankanın alacağının toplam 10.236,26 TL olduğu, mahkemece davanın devanın devamına karar verilmesi halinde, borçludan borcu için (10.236,26 TL) %72 oranında tahsil tarihine kadar temerrüt faizi talep edilebileceği” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu, usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiş; taraflarca bilirkişi raporuna itirazda bulunulmamıştır. HMK’nın 281/I. fıkrasında belirtilen bilirkişi raporuna itiraz süresi, hak düşürücü süre olup hak düşürücü süre içinde rapora itiraz edilmezse diğer taraf için usuli kazanılmış hak doğacaktır (Emsal: Yargıtay 22. HD., 28/03/2018 tarih ve 2015-2018/8095 sayılı ilamı). Bu bakımdan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların, davacı bakımından doğan usuli kazanılmış hak dolayısıyla davacı ile birlikte davalı bakımından da kesinleşmiş bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek; davacı bankanın davalıdan toplam 5.766,15-TL asıl alacak, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü ve icra takibinde talep edilen faizin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olduğu değerlendirilerek 4.470,11-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.236,26-TL alacaklı olduğu anlaşıldığından, davanın kabulü ile Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe davalı itirazının iptali ile aynı koşullarda devamına karar vermek gerekmiştir. Davacının icra inkar tazminatı istemine gelince; itirazın iptâli davasında İcra İflas Kanunu’nun 67/II maddesi hükmünce borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için alacağın likit ve borçlunun itirazının da haksız olması gerekir. Mevcut hukuki durum karşısında davalının takibe itirazının haklı olmadığı sabit olup takibe konu alacak ve ferilerin üye işyeri sözleşmesinden kaynaklandığından likit (bilinebilir, belirlenebilir) nitelikte olması sebebiyle (Emsal: Y. 19 HD., 28/01/2019 tarih, 2012-13774/1542 sayılı kararı) davacı lehine hükmolunan takip konusu alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 2.047,25-TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın kabulü ile Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe davalı itirazın iptali ile takibin aynı koşullarda devamına,
2-% 20 icra inkar tazminatı olan 2.047,25 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 699,23 TL harçtan peşin alınan 123,63 TL mahsubu ile bakiye 575,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 123,63 TL peşin harç olmak üzere toplam 178,03‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 143 TL tebligat ve müzekkere gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 643 TL olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸