Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/228 E. 2022/349 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/228 Esas
KARAR NO : 2022/349

DAVA : İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2020
KARAR TARİHİ : 22/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ticari bir ilişkinin söz konusu olduğunu, davalının davacı şirketi 12/10/2016 tarihinde NPİ ve NPU demiri sattığını aynı zamanda nakliye hizmeti sağladığını, bu malzemeler ve hizmet bedeli olan toplam 43.128,05 TL fatura düzenlendiğini, davalı tarafından bu güne kadar ödeme yapılmadığını, Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına ilişkin ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalının asıl alacak ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, dava konusu alacağın likit fatura alacağı olduğunu, davalının yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, alacağın tahsilini engellemek amacıyla yapıldığını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun yapılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizce mali müşavir bilirkişiden alınan 18/02/2022 tarihli raporda özetle; “davalı yana ait ticari defterlerin incelenebileceği adres ‘….Beypazarı’ olarak yüksek mahkemeye beyan edilmiş ve yüksek mahkemece davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için Beypazarı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne 04.12.2020 tarihinde davalı şirketin ticari defterlerinin incelenerek rapor tanzim edilmesi için talimat yazıldığı görülmüş ise de; dava dosyası kapsamında davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde hazırlanmış bilirkişi raporunun yer almadığı, kapanış tasdiki bulunmadığından sahibi lehine delil olup olamayacağına ilişkin nihai takdir yüksek mahkemede olan, tarafımca incelemesi yapılmış davacı şirkete ait ticari defterlerde yer alan kayıt ve işlemlerde gerek davalı şirket ile gerekse icra takibine konu edilmiş fatura ile ilişkili kayıt ve işlem bulunmadığı, dolayısı ile davacı şirketin takip, dava ve rapor tarihi itibariyle davalı şirketten alacak bakiye kaydının bulunmadığı” şeklinde görüş bildirmiştir.
Mali Müşavir bilirkişiden alınan 02/03/2022 tarihli ek raporda özetle; “Kök raporumda incelemesi yapılan davacı şirkete ait ticari defterlerde; gerek davalı şirket gerekse icra takibine konu edilmiş fatura ile ilişkili kayıt ve işlem bulunmadığı, davalı yana ait ticari defterlerin incelenebileceği adres ‘…Beypazarı’ olarak yüksek mahkemeye beyan edilmiş adrese 01.03.2022 tarihinde gidilmiş olup, davalı şirketin ticari defterlerinin yerinde incelenmesi neticesinde, davalı şirkete ait ticari defterlerde; icra takibine konu faturanın 12.10.2016 tarih 171 nolu yevmiye maddesi ile davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüş ise de her iki yana ait ticari defterlerin Maliye Bakanlığı Ankara Vergi Kaçakçılığı Denetim Daire Başkanlığı’nca Vergi Müfettişliği temsilcileri tarafından incelenmesi neticesinde; 2016 yılında davacı şirketin düzenlemiş olduğu tüm faturaların, davalı şirketin ise kullanmış olduğu (icra takibine konu faturayı da kapsar şekilde) tablo halinde listelenmiş bir kısım faturanın sahte olduğunun tespit edilmesi üzerine; davalı şirketin 2019 yılında düzeltme kaydı ile icra takibine konu fatura da dahil olmak üzere davacı şirketten 2016 yılında almış oluğu tüm faturaları ticari defter kayıtlarından çıkarmış olması sebebiyle usulünce tutulmakla sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu anlaşılan davalı şirkete ait ticari defterlerde; takip, dava ve rapor tarihi itibariyle davacı şirkete borç bakiye kaydının bulunmadığı” şeklinde görüş bildirmiştir.
Dava fatura bedelinin tahsiline ilişkin başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Taraf ticari defterlerinin ibrazı hususunda taraflara defter ibrazı için verilen önel sonrasında her iki tarafında ticari defterlerin vergi incelemesi nedeniyle Gelirler İdaresi Başkanlığı’na teslim edildiğinin belirtilmesi üzerine Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurumu Başkanlığı’na yazılan yazı cevabında defterlerin incelemesi amacıyla teslim alındığı anlaşılmış devamında ise defterlerin iade edilmesi üzerine bilirkişi incelemesi yaptırtılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık takibe konu 12.10.2016 tarihli fatura ve işlemiş faiz yönünden itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığına yöneliktir.
Tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere; davalı şirket defterleri üzerinde yapılan incelemede icra takibine konu faturada dahil olmak üzere toplam 12 adet 408.436,57 TL bedelli faturalardan doğan toplam 443.847,78 TL borca karşılık virman kaydı ile borcun kapatıldığı, davalı şirketin Maliye Bakanlığı Ankara Vergi Kaçakçılığı Denetim Daire Başkanlığı’nca faturaların sahte olduğunun ve kayıtlardan çıkartılması gerektiğinin davalı şirkete tebliğ edilmesi sonrasında tüm faturaların 2019 yılı düzeltme kaydı ile ticari defterlerden çıkartılarak kapatıldığı, bu nedenle davalı defterlerinde bakiye borca rastlanmadığı, yine takibe konu fatura nedeniyle fatura içeriğinin teslimine ilişkin olarak dosya kapsamında herhangi bir delile rastlanmadığı, takibe konu faturanın da yine davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, Vergi İnceleme Raporunda faturanın sahte olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla , davalı ticari defterlerine dayanan davacının alacağını ispat edemediği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı vekilince delil listesinde yemin deliline dayanılmış ise de, alınan bilirkişi raporları dosyada mevcut 21.01.2021 tarihli Vergi İnceleme Raporu, ceza soruşturması aşamasında alınan 24.06.2021 tarihli bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere takibe konu faturanın sahte olduğuna yönelik yapılan tespit sonrasında, konusu suç teşkil eden fatura hususunda yemin teklif edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan toplam 711,40 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 630,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 8.457,30 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı 22/04/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.