Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/222 E. 2022/44 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/222 Esas – 2022/44
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/222 Esas
KARAR NO : 2022/44
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/06/2020
KARAR TARİHİ : 25/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete “Genişletilmiş Kasko Süper Oto Sigorta Poliçesi” kapsamında sigortalı … plakalı araç sürücüsünün 10.01.2020 günü Çetin Emeç Bulvarı sağ şeridi takiben 100. Yıl mahallesi istikametinde seyri sırasında Sokullu Mehmet Paşa Caddesi Işık Kontrollü Kavşağında görüşün açık olduğu üç şeritli düz yolda yayalara hitap eden sinyalize yaya geçidi ışığın olmadığı kavşak çıkışına geldiğinde istikametine göre solundan karşıya geçmek isteyen müvekkillerin miras bırakanı yaya …’e, yayayı gördüğünde çarpmayı önleyici fren önlem tedbirini almayarak 2918 sayılı KTK kapsamında “aracın hızını yol görüş, hava ve trafik durumun gerektirdiği şartlara uydurmama ve diğer ihlalleri” neticesinde müvekkillerin miras bırakanının ölümüne sebep olduğunu, müteveffanın müvekkillerinden …’in eşi, diğer üçünün de babası olduğunu, davalı şirketin sigortalısının kusuru neticesinde meydana gelen trafik kazası sonrasında müvekkillerinin miras bırakanın ölmesi neticesinde özellikle özellikle eşi diğer yandan çocukların bu ani, hiçbir sağlık problemi olmayan kişinin ölümü ile derin bir elem ve ıstıraba sürüklendiğini ve bu manevi zarar etkisini her gün ve her an müvekkillere çekilmez bir yaşamı beraberinde getirdiğini, davalının kasko poliçesi kapsamında müvekkillerin manevi tazminatlarını gidermek zorunda olduğunun açık olduğunu bildirerek her bir davalı bakımından 100.000-TL olmak üzere toplam 400.000-TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 26810633 nolu Kasko Poliçesi ile İhtiyari Mali Mesuliyet sigorta poliçesi ile de sigortalı olup manevi tazminat azami limitinin 100.000 TL ile sınırlı olduğunu, davacı yanın talep etmiş olduğu manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, Borçlar Kanunu’na göre şahsi menfaatleri haleldar edilen kişilerin manevi tazminat talebine hakkı olabilmesi içinr karşı tarafın ağır kusurunun bulunmasının icap ettiğini, söz konusu olayda davacının da kusurunun olduğunu ve talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağını, müvekkili sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan manevi tazminat talebinden doğan sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirket temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, sigortacının zarar görenin tazminat ödemeyi gerektiren belgeleri tam ve eksiksiz bir şekilde kendisine teslim etmesinden itibaren 8 iş günü içinde ödemeyi yapmadığı takdirde temerrüde düşmüş olacağını ve zarar görenin faiz hakkının temerrüt tarihinden itibaren doğacağını bildirerek davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava; 10.01.2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacıların murisinin vefatı nedeniyle oluşan manevi tazminat bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2. madde hükmünde, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği düzenlenmiştir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre manevi tazminatın değerlendirilmesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir (Emsal: Yargıtay 17. HD., 02/05/2017 tarih ve 2014-25479/4871 sayılı ilamı).
Mahkememizce öncelikle davalıya sigortalı … plakalı araca ilişkin poliçe ve hasar dosyası, dosyaya kazandırılmış olup, davaya konu aracın kaza tarihini kapsar bir şekilde “Genişletilmiş Kasko Süper Oto Sigorta Poliçesi” kapsamında sigortalı olduğu, düzenlenen poliçenin ihtiyari mali sorumluluk manevi tazminat limitinin 100.000,00-TL ile sınırlı olduğu anlaşılmıştır. Davacıların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması bakımından ilgili ilçe emniyet müdürlükleri ile ilçe jandarma komutanlığına müzekkere yazılarak dosyamıza kazandırılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi bakımından tarafların kusur durumlarının da değerlendirilmesi gerektiğinden, davaya konu trafik kazasına ilişkin Ankara … Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasından alınan Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nin 04/03/2021 tarihli ve davacılarının murisinin asli kusurlu, davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğu yönündeki tespiti içerir rapor ile, Ankara … Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasından alınan 27/04/202 tarihli ve davacılarının murisinin %75 kusurlu, davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün %25 kusurlu olduğu yönündeki adli trafik uzmanı bilirkişi görüşünü içerir rapor dosyaya kazandırılmıştır. Kusura ilişkin olarak sözü edilen raporlar olayın oluşuna göre hüküm tesisine yeterli sayılmış olup usul ekonomisi de gözetilerek yeniden kusur raporu alınmasının yargılamaya yenilik katmayacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; her ne kadar davacıların murisinin davaya konusu trafik kazasının meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu sabit ise de, davacıların murisinin asli kusurlu olmasının manevi tazminatın verilmesine engel olmayıp, hükmedilecek miktarı etkileyecek bir unsur olduğunun kabulü ile (Emsal: Yargıtay 4. HD.’nin, 01/07/2004 tarih ve 1754/8644 sayılı ilamı) davacıların manevi tazminat istemleri değerlendirildiğinde; olay günü meydana gelen ve davacıların eş ve babaları olan murisinin hayatını kaybetmesine neden olan trafik kazasında gerekli dikkat ve özeni göstermeyen davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün zararın meydana gelmesinde tali kusurlu olarak katkısının bulunduğu anlaşılmakla tarafların kusur durumu ile sosyal ve ekonomik durumları da göz önüne alınarak davacıların eş ve babaları olan murisinin hayatını kaybetmesi nedeniyle duydukları acı ve ızdırabın niteliği ve derinliğini hafifletebilmek amacıyla davacıları da zenginleştirmeyecek şekilde tespit edilen ve poliçe teminat limiti içerisinde kaldığı belirlenen davacı … için 14.500,00 TL, davacı … için 11.500,00 TL, davacı … için 11.500,00 TL, davacı … için 11.500,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi kanaati hasıl olmuş, davacıların davalıyı davadan önce ….. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 14/02/2020 tarihi itibariyle temerrüde düşürdüğü anlaşılmakla bu tarihten itibaren işletilecek, sigortalı aracın hususi araç olduğu gözetilerek, yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yönelik olarak son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile davacı … için 14.500,00 TL, davacı … için 11.500,00 TL, davacı … için 11.500,00 TL, davacı … için 11.500,00 TL manevi tazminatın 14/02/2020 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Adli yardım nedeni ile başlangıçta alınmamış olan 990,49 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6325 sayılı yasanın 18/A maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin 230,64 TL’sinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 1.129,36‬ TL’sinin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’nin 10/1. maddesine göre belirlenen 7.170,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’nin 10/2. maddesine göre belirlenen 7.170,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Sarf edilen ve hazineden karşılanan, 41,00 TL tebligat gideri ve 90,00 TL müzekkere ücreti olmak üzere toplam 131,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre 11,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 25/01/2022