Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/22 E. 2022/334 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/22 Esas – 2022/334

T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/22 Esas
KARAR NO : 2022/334

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/01/2020
KARAR TARİHİ : 19/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 18/09/2017 tarihinde 19.00 saatlerinde dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Yukarı Abdal Köyü istikametinden Merkez istikametine seyrettiği sırada Natayolu Caddesinden Kuruçay Köyü istikametine sola dönmekte olan davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonla çarpışmaları neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacı müvekkilinin kaza sırasında dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu konumunda olduğunu ve çarpmanın etkisiyle yaralanan müvekkilinin kaza sonrasında ambulansla SBÜ Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldığını, hastaneye kaldırılan müvekkiline verilen raporun da müvekkilinin hayati fonksiyonlarının ne derece etkilendiğini gösterdiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin de maddi zararlarını diğer davalı ile birlikte karşılaması gerektiğini, kaza nedeniyle manevi zarara da uğradığını bildirerek; şimdilik 500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 500,00 TL tedavi ve bakıcı giderleri olmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın kazanın meydana geldiği 18/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt ( avans) faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, müvekkilinin geçirmiş olduğu trafik kazasının meydana gelmesinde asli kusurlu olan diğer davalı ….’dan, müvekkilinin elem, acı ve ızdırabının bir nebze de olsa giderilmesi adına 25.000,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 18/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; maluliyet hesabında genel şartların dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusuru kadar olduğunu, kusur incelemesi yapılması gerektiğini, tedavi ve bakıcı giderinin poliçe kapsamında olmadığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, davacının hatır için taşınan konumunda olduğunu, bu husus nazara alınarak hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Deliller toplanmış, davacının sosyal ekonomik durumuna ilişkin araştırma yaptırılmış, Ankara Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/135 Esas sayılı dosya sureti, poliçe ve hasar dosyası, SGK kayıtları, trafik kazası tespit tutanakları, ilgili hastanelerden celbedilmiş tedavi evrakları dosya kapsamına alınmış olup incelenmelerinde; … plakalı aracın davalı sigorta şirketine 19/05/2017-2018 tarihlerini kapsar şekilde sigortalı araç olduğu, kaza tarihi itibariyle poliçe teminatının 330.000,00 TL olduğu, SGK tarafından davacıya herhangi bir gelir bağlanmadığı ve ödeme yapılmadığı, davaya konu kazaya ilişkin olarak Ankara Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/135 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen yargılama neticesinde davalı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığı ve var ise geçici ve daimi iş göremez kalınan sürenin ve bakıcı ihtiyacının bulunup bulunmadığının tespitine dair düzenlenen Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 26/01/2021 tarihli raporda; 15/09/2017 kaza tarihinde yürürlülükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, davacının toplam vücut özür oranının %10 olduğu, sürekli olduğu ve sekel halini aldığı, kaza nedeniyle tedavisine başlanmasından itibaren tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 1 (bir) ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 4 (dört) aya kadar uzayabileceği yönünde kanaat belirtilmiştir.
Trafik kazası nedeniyle tarafların kusurlarının varlığı ile oranı bakımından; Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/135 Esas sayılı dosyasına mübrez Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 04/07/2019 tarihli raporda, davalının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı çekici ile meskun mahalde, bölünmüş yolda seyri sırasında olay mahalli kavşağa geldiğinde, kavşaktan sola dönüş yapmak için sağından gelen trafiği yeterli şekilde kontrol etmeden, dikkatsiz ve hatalı biçimde sola doğrultu değiştirmesiyle, sağından gelmekte olan önünü kapattığı otomobil ile çarpışması sonucu meydana gelen olayda, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketiyle asli kusurlu olduğu, davacının yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı otomobil sürücüsünün meskun mahalde bölünmüş yolda seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, yola gereken dikkatini vermediği, kavşak mahallinde hızını azaltarak kontrollü şekilde yaklaşmadığı, bu haliyle ön ilerisinde kavşaktan dönüş yapmak için kontrolsüzce sola, önüne doğrultu değiştiren kamyona önlemsizce çarpması sonucu meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketiyle tali kusurlu olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir. Eldeki davanın tarafları arasında Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 29/10/2019 tarih ve 2019/9353 E. sayılı dosyasından alınan 26/05/2019 tarihli kusur raporunda da benzer şekilde davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün %25, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olduğu yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, öteki “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre “kusurun varlığını” araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hakimi, maddenin ikinci cümlesine göre “kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır. 6100 sayılı HMK 266 madde hükmüne göre kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Elde edilen teknik bulgulara göre hakim bu oranı belirlemede ihlal edilen kuralları gözönüne almalıdır. Diğer bir anlatımla eldeki teknik bulgulara göre hakim, kusur oranını kendisi belirleyebilir (Emsal: Yargıtay 17. HD.’nin 15/02/2021 tarih ve 2020/1185 Esas, 2021/1340 Karar sayılı ilamı). Bu bu açıklamalar ışığında; tüm dosya kapsamı, ceza dosyası, kaza tespit tutanağı, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 04/07/2019 tarihli raporda yer alan tespitler bir bütün halinde değerlendirildiğinde davaya konu trafik kazasının oluşumunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurunun varlığına şüphe bulunmamakta olup bu kapsamda kusurun tespitine yönelik olarak dosyaya mübrez teknik bulgular, olayın örgüsü ile birlikte bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün %25, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Müterafik kusur olgusu bakımından ise trafik kazası tespit tutanağında davacının emniyet kemeri/koruyucu tertibat takıp takmadığının belirlenemediği anlaşılmış olup dosya kapsamından da müterafik kusur olgusunun varlığı konusunda kanaat oluşmamıştır.
Aktüerya hesabı yönünden dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 12/04/2021 tarihli raporda özetle; 18/09/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralanarak %10 oranında malul, 4 ay geçici iş göremezlik halinde ve 1 ay bakıcı ihtiyacı içerisinde halinde kalan davacının, 4 aylık geçici iş göremezlik süresi nedeniyle davalılardan talep edilebileceği geçici iş göremezlik zararının 4.301,76 TL’dan ibaret olduğu, %10 maluliyet oranına nazaran sürekli iş göremezlik zararının 65.638,86 TL’dan ibaret olduğu, 1 aylık geçici bakıcı gideri zararı nedeniyle davalılardan talep edilebileceği zararın 1.333,13 TL’den ibaret olduğu şeklinde kanaat bildirilmiştir. Bilirkişi tarafından TRH 2010 yaşam tablosu ile progresif rant sistemi esas alınarak hesaplama yapıldığı, yapılan hesaplamanın Yargıtay içtihatlarında öngörülen kriterlere uygun olduğu, gerekçeli ve denetime elverişli bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Dava; davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi kapsamında sigortalı olup diğer davalının sevk ve idaresindeki araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasındaki yaralanması nedeniyle tüm davalılardan daimi iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri, davalı …’dan manevi tazminat istemine ilişkindir.

Tüm dosya kapsamı, deliller, adli tıp ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davacının yolcu olarak bulunduğu araç ile davalıya sigortalı olup diğer davalının sevk ve idaresindeki aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası neticesinde yaralandığı, 12/04/2021 tarihli bilirkişi raporunun da denetime elverişli ve hükme esas alınabilir olduğu kabul edilmek suretiyle davacının raporda tespit edildiği ve talep arttırım dilekçesinde belirtildiği şekli ile kalıcı iş göremezlik ile bakıcı gideri zararının bulunduğu kanaatine varılmıştır. Buna göre; davacının dava ve talep artırım dilekçesi ile talep ettiği 65.638,86-TL daimi iş göremezlik tazminatı, 1.333,13-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 66.971,99-TL maddi tazminat istemi bakımından davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiştir. Tüm dosya kapsamının tetkikinden davacının müterafik kusur olgusunun varlığı konusunda kanaat oluşmamış, davacının davalı sigorta şirketine sigortalı araçta yolcu konumundan olmadığından da davalı sigorta şirketinin hatır taşıması indirimi yapılması yönündeki itirazına itibar edilmesi mümkün olmamıştır. Temerrüt tarihinin, davalı sigorta şirketi yönünden KTK’nın 99. maddesi uyarınca davalı sigorta şirketine başvuru tarihine göre 02/07/2018 tarihi, aracın sürücüsü olan diğer davalı bakımından ise 18/09/2017 kaza tarihi olarak tespiti ile belirlenen bu temerrüt tarihlerinden itibaren avans faizi üzerinden tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline yönelik hüküm kurulması gerekmiştir. Davacının davalı …’a yönelik manevi tazminat istemine gelince; olay günü meydana gelen ve davacının yaralanmasına neden olan trafik kazasında gerekli dikkat ve özeni göstermeyen davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün zararın meydana gelmesinde asli kusurlu olarak katkısının bulunduğu anlaşılmakla tarafların kusur durumu ile sosyal ve ekonomik durumları da göz önüne alınarak davacının trafik kazası nedeniyle duyduğu acı ve ızdırabın niteliği ve derinliğini hafifletebilmek amacıyla davacıyı da zenginleştirmeyecek şekilde tespit edilen 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan 18/09/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline yönelik olarak son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile; 65.638,86-TL daimi iş göremezlik tazminatı, 1.333,13-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 66.971,99-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’den 02/07/2018 temerrüt tarihinden, davalı Azamet Özdoğan’dan 18/09/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesinde,
2- Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; 20.000,00-TL manevi tazminatın 18/09/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Azamet Özdoğan’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 4.574,85 TL harçtan peşin alınan 88,81 TL ve ıslah harcı 226,00 TL TL’nin mahsubu ile 4.260,04‬‬ TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Maddi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 9.506,36 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 1.366,20 TL harcın davalı Azamet Özdoğan’dan tahsiline ve hazineye gelir kaydına,
7-Manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalı Azamet Özdoğan’dan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 88,81 TL peşin harç, 226,00 TL ıslah harcı, 212,15 TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 1.260,00 TL maluliyet raporu ücreti olmak üzere toplam 2.541,36 TL‬ yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10- Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 19/04/2022