Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/149 E. 2022/263 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/149 Esas
KARAR NO : 2022/263

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/10/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı kurum arasında 09/02/2017 tarihinde Romanya menşeli 12.000,00 başlık Besilik Sığır Alım Sözleşmesi yapıldığını, sözleşme kapsamında davacıya %50 iş artışı verildiğini, davacı şirketin yurt dışında kurulmuş bir Türk şirketi olduğunu, sözleşme süresince davacının edimlerini kusursuz bir şekilde yerine getirdiğini, davacının sorumluluğunun hayvanların Türkiye’ye sağlıklı bir şekilde getirtilerek davalı kurum tarafından sağlık kontrolünden geçirilmesi ile son bulduğunu, davacının tazmin sorumluluğunun sadece sözleşmenin 13/4 maddesi gereğince karantina süresince ortaya çıkacak ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı birimlerince menşei ülkeden kaynaklandığı tespit edilen bulaşıcı hastalıklarla uygulanan tüm test ve analiz ücretleri ile bulaşıcı hastalıklar sebebi ile ortaya çıkacak hayvan ölümleri ile mecburi kesimlere ilişkin zararlar ile sınırlı olduğunu, davacı tarafından sözleşme gereğince yurt dışından ithal edilen 17.970 baş hayvanın Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü tarafınca belirlenen yönetmelik ve uygulama esaslarına göre teslim edildiğini, Hayvancılık Genel Müdürlüğü teknik elemanlarınca seçilen hayvanlar için ‘Tarım ve Orman Bakanlığı Teknik ve Sağlık Şartnamesine’ uygun raporu verildiğini, gemiye yükleninceye kadar bu hayvanlara eşlik ettiklerini, davalı kurumun kabul komisyonu teknik ekiplerince hayvanların ülkeye girişinde tekrar muayene edildiğini, komisyonun istemediği beğenmediği hayvanları tekrar gemiye geri yolladığını, raporların incelendiğinde gelen hayvan ve kabul edilen hayvan sayılarının farklı olduğu ve komisyonun istemediği beğenmediği hayvanları iade ettiğinin tespit edildiğini, son olarak hayvanların sağlıklı ve şartnameye uygun olarak teslim edildiğini, raporların mevcut olduğunu, hayvanlar teslim edildikten sonra sağlıksız koşullarda uygun olmayan araçlar ile uzak mesafelere nakledildiği karantina bitimi sonrasında bazı hayvanların öldüğünü, davalı kurum tarafından davacıya haksız ve sözleşmelere aykırı olarak aldığı bazı hayvanların ölmesi nedeniyle 258.500,99 AVRO kesinti yaptığını belirterek şimdilik 10,00 AVRONUN temerrüt tarihinden itibaren kamu bankalarınca avro üzerinden açılan bir yıl vadeli mevduata fiilen uygulanan azami faizi ile birlikte davacıdan bedelsiz olarak olarak alınan 1196 hayvan bedeli olarak şimdilik 10,00 Avronun temerrüt tarihinden itibaren kamu bankalarınca avro üzerinden açılan bir yıl vadeli mevduata fiilen uygulanan azami faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; teslimden kısa bir süre sonra ve karantina süresi içerisinde ölen hayvanlardan davacının sorumlu olduğunu, kurum tarafından ölümler gerçekleştikten sonra durumun davacıya bildirildiğini, davacı tarafından haklı mağduriyetlerin telafi edileceğinin bildirildiğini, davacı tarafından ölen hayvan sahiplerine ödeme yapıldığı iddiasının taraflar arasındaki sözleşme ve hukukla alakasının olmadığını, davalı tarafından yapılan kesintilerin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak yapıldığını, davalının Tarım ve Orman Bakanlığı ilgili kuruluşu olan bir kamu kuruluşu olduğunu, yapmış olduğu tüm işlemlerde hukuka uygun hareket etmekle yükümlü olduğunu, bu yükümlülüğün iş bu davanın tüm safhasında ihlal etmediğini, davalının yurt dışından getirilen hayvanların ülke içerisindeki besicilere dağıtım ve akabinde ortaya çıkan zararların tazmini konusunda ülkedeki tek yetkili merci olduğunu, bu konuda tecrübe ve birikime sahip olduğunu, iş bu davaya konu benzer davaların davalı aleyhine daha öncede açıldığını, davalının bu davalarda haklı bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA; Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … isimli şirket ile davalı … arasında 09/02/2017 tarihinde Romanya menşeili 12000 adet besilik sığır alım sözleşmesi yapıldığı, sözleşme kapsamında 12.240.000,00 EURO alacağını dava dışı … isimli şirket Estonya Tallin Büyük Elçiliğince düzenlenen 16/02/2017 tarih 8 yevmiye sayılı temlik sözleşmesi ile davacı müvekkili şirkete gayri kabili rücu olarak temlik ettiği, yine aynı şirket aynı sözleşme kapsamında %50 iş artışına konu 6000 adet besilik sığırın bedeli karşılığınca kendisine ödenecek 6.500.000,00 EURO Estonya Tallin Büyük Elçiliğince düzenlenen düzenlenen 24/03/2017 tarih 18 yevmiye sayılı temlik sözleşmesi ile davacı müvekkili şirkete gayri kabili rücu olarak temlik ettiği, temlik ettiğini 21/02/2017 tarihli dilekçesi ile Et ve Süt Kurumuna bildirdiği, 09/02/2017 tarihli sözleşme kapsamında kuruma teslim ettiği besilik sığırların ödenmesini müvekkili şirkete haksız ve hukuka aykırı kesintiler yaparak ödeme yapıldığı, alacağın temliki ile dava hakkınında müvekkiline devredildiği, dava dışı şirketin alacağı temlik ettiğinden davacı sıfatını kaybetmesine rağmen Ankara 13 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/149 esas sayılı dosyasından alacak davası açtığını, alacağın temliki sözleşmesi kapsamında müvekkili şirketin alacaklı olduğunu beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 50,00 EURO alacağın haksız kesintilerin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek devlet bankalarının EURO üzerinden bir yıl vadeli mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faiz oranı ile davalıdan tahsil edilmesini ve davaların birleştirilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP: Cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Bilirkişi heyetinden alınan 24/11/2020 tarihli raporda özetle; “Dava dosyasında hayvanlar için Romanya ülkesinde karantina uygulandığını kanıtlar bir sonuca ulaşılamadığını, hayvanların Romanya’nın uzak bölgelerinden kamyon ile limana getirilmesi, gemi yolculuğunun normalden iki kat uzun sürmesi, havaların aşı soğuk olması, hayvanların stres yaşaması gibi faktörler bir arada düşünüldüğünde hayvan nakillerinin sağlıklı ve refah kurallarına uygun yapılmadığı sonucuna varıldığını, bu şekilde yapılan hayvan nakillerinde başta solunum sistemi hastalıkları olmak üzere hayvanlarda gizli seyreden hastalıkların ortaya çıkması diğer hayvanlara bulaşması, kuluçka süresinin sonunda hastalık belirtilerinin görülmesinin bilimsel bir gerçeklik olarak olağan olacağı, yine gümrükten teslim alındıktan sonra ülke içerisinde uygun olmayan şartlarda hayvan nakillerinin yapılması durumunda gemide başlayan olası hastalıkların tetiklenmesine sebebiyet vereceğini, Veteriner Sağlık Sertifikasında belirtilen ihraç edilecek sığırların son 24 ay içerisinde Sığır pastorelleosisi hastalığından klinik olarak ari çiftliklerden orijinlendiğini kanıtlar kesin bir sonuca varmanın mümkün olmayacağı, davalı kurum görevli personele verilen uyarma kınama disiplin cezası kaldırıldığında hayvanların teslim edildikten sonra ilke içerisinde sağlıksız koşullarda uygun olmayan kamyonlarla uzak mesafelere nakledildiği iddiasının kanıtlanabilir olmadığını, davacının karantina süresince ölen hayvanların gümrükten teslim alındıktan sonra besicinin işletmesine kötü şartlarda nakledilmesinden kaynaklandığı iddiasının kanıta dayanmadığını, karantina süresince veteriner hekimler tarafından düzenlenen raporlarda çoğunlukla hayvan ölümlerinin solunum sistemi kaynaklı olduğunun ifade edildiği, ölümün pnömoni, pastorelloz, solunum güçlüğü vb nedenlere dayandırıldığı tetkik ve analiz için laboratuvarlara örnek gönderildiği, hasta olan hayvanlara muhtelif ilaç tedavisi uygulandığı, tek tük hayvanın mecburi kesime sevk edildiğinin belirtildiğini, tutanaklar ile laboratuvar test sonuçlarının bazı işletmeler için bir arada bulundurulduğu, ölen hayvanlar ile ilgili laboratuvara gönderilen tüm örneklerin test sonuçlarının dosyada mevcut olmadığını, hastalık ve ölüm bulgularının ağırlıklı olarak solunum sistemi kaynaklı olduğunun belirtilmesi nedeniyle dosyada bulunmayan laboratuvar test sonuçlarının pastöralloz olma ihtimalinin yüksek olacağının tahmin edildiğini, karantina süresindeki hayvan ölümlerinin menşei ülke kaynaklı bulaşıcı hastalık olan pastörelloz olma ihtimalinin kabul edilebilir olacağı davacının ölen 1208 baş besilik hayvan için aynı sayıda ve evsafta hayvanı bedelsiz teslim ederek doğmuş zararı teklif, kabul beyan ve taahhütte bulunması ve besicilere teslim edilmek üzere davalı kuruma bedelsiz olarak söz konusu hayvanların teslim edilmesi ölümlerin besicilere hayvanların teslim edilmesinden sonra uygulanan karantina süresinde bulaşıcı hastalıklar sebebiyle gerçekleştiğinin anlaşıldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 13.4 maddesi uyarınca davacının sorumlu olduğu hükmüne yer verildiği” şeklinde görüş bildirmiştir.
Mahkememizce farklı bilirkişi heyetinden alınan 26/10/2021 tarihli raporda özetle; “dosyanın kapsamlı incelenmesi neticesinde daha önce düzenlenen bilirkişi raporunda tarafların talep ve isteklerini karşılayacak mahiyette ayrıntılı bilirkişi raporunun sunulmuş olduğunun anlaşıldığı” şeklinde görüş bildirmiştir.
Tarafların itirazı üzerine alınan 11/03/2022 tarihli ek raporda özetle; “Hukuki değerlendirmeler Mahkemeye ait olmak üzere; dava dosyasının Ek Rapor kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgelerin yeniden incelenip değerlendirilmesi sonucunda bilirkişi Kök Raporu ve Ek Raporda belirtilen tüm hususların açık ve net bir şekilde belirtildiği ve heyet olarak bu raporların aksi yönünde heyetimizce herhangi bir kanaat değişikliğine neden olacak bir bulguya rastlanmadığı hususu değerlendirilmektedir” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Asıl ve birleşen satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Asıl davada davacı, davalı … ile 09.02.2017 tarihli 12.000 baş Sığır Alım Sözleşmesi akdedildiğini, devamında sözleşme kapsamında %50 iş artışı verildiğini, sözleşme kapsamındaki davacı ediminin hayvanları Türkiye’ye sağlıklı bir şekilde getirilmesi ve davalı tarafından sağlık kontrolünden geçirilmesi ile son bulacağını, davacının tazmine ilişkin sorumluluğun sözleşmenin 13/4. Maddesi gereğince karantina süresinde ortaya çıkacak ve menşei ülkeden kaynaklandığı tespit edilen hastalıklardan kaynaklı hayvan ölümleri ve mecburi kesime ilişkin doğan zararlarla sınırlı olduğunu, hayvanların karantina uygulamasınında dava dışı Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği tarafından yapılacağını, 17.980 baş hayvanın teslim edildiğini, muayene kabul komisyonu raporlarının incelenmesinde gelen hayvan ve kabul edilen hayvan sayılarının farklı olduğunu ve komisyonun istemediği hayvanları iade ettiğinin anlaşılacağını teslim sonrasında hayvanların sağlıksız koşullarda sevk edildiğini yolda ve karantinada hayvan ölümleri olduğunu, davalı tarafından 1208 baş bedelsiz hayvan talep edildiğini, sözleşmede ölen hayvanlar yerine yeni hayvan verilmesi söz konusu olmadığı halde davacının bu talebi blokede tutulan parası nedeniyle kabul ettiğini, devamında kurum çalışanları hakkında soruşturma açılarak 1208 hayvandan sadece 12 adedinin sözleşme aykırı olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafından bedelsiz verilen hayvanarında da bazılarının ölmesi nedeniyle blokede tutulan satım bedelinden 258.500,99 Euro kesinti yapıldığını, davalı tarafından hayvan ölümlerinin davacıdan kaynaklandığının ispatlanamadığını, haksız olarak davalıya teslim edilen 1196 baş hayvanın 3,70 Euro’dan hesap edilecek bedelinin şimdlik 10,00 Euro ve haksız olarak kesinti yapılan 258.500,99 Euro’dan şimdilik 10,00 Euro’nun davalıdan tahsili talep edilmiş,
Birleşen davada ise davacı, asıl davada davacı …. isimli şirketin 09.02.2017 tarihli besilik sığır alım sözleşmesine istinaden teslim edeceği 12.000 baş besilik sığır bedeli ve %50 iş artışı karşılığında davalı tarafından ödenecek toplam 18.740.000,00 Euro alacağı temlik ettiğini, davalı tarafından sözleşmenin 13.4. Maddesine aykırı olarak haksız kesintiler yapıldığını hakedişlerden haksız olarak yapılan kesintiler nedeniyle şimdilik 50,00 Euro, 1208 baş hayvanın sözleşmeye aykırı olarak teslim edilmesi nedeniyle şimdilik 50,00 Euro alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı asıl davaya cevabında; teslimden kısa bir süre sonra ve karantina süresi içerisinde ölen hayvanlar ile ilgili olarak davacının sözleşmenin 13.4. Maddesi gereğince sorumlu olduğunu, hayvan ölümlerinin davacıya bildirilmesi sonrasında mağruriyetlerin giderileceğine dair cevap vererek ikrarda bulunduğunu, kesilen 258.500,99 Euro’nun yine sözleşmenin 13.3. Maddesi gereğince haklı olarak kesildiğini, idari personele verilen disiplin cezasının ise kaldırıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Tarım ve Orman Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’na yazılan yazı cevabında özetle, idari parsonele verilen disiplin cezalarının yapılan itiraz üzerine kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan besilik sığır ithalatı sırasında ülkeye giriş için yapılan aşı ve test belgeleri dosya kapsamına celp edilmiştir.
Birleşen davacı tarafından sunulan Tallin Büyükelçiliği tarafından düzenlenen 8(A) yevmiye nolu 16.02.2017 tarihli Alacağın Temliki Sözleşmesinde asıl davada davacı … tarafından birleşen davacı …. şirketine temlik edenin asıl ve birleşen davalı Et ve Süt Kurumu nezdinde doğmuş ve doğacak alacağının 12.240.000,00 Euro alacağını 16.02.2017 tarihinden itibaren temlik alananın sözleşmede belirtilen banka hesabına yatıracağını, gayrıkabili rücu olarak devir ve temlik ettiği, yine Tallin Büyükelçiliği tarafından düzenlenen 24.03.2017 tarih ve 18(A) yevmiye nolu Alacağın Temliki Sözleşmesi ile de yine asıl davada davacının 6.000 baş sığır satımından kaynaklanan davalı nezdinde doğmuş ve doğacak bulunan 6.500.000,00 Euro alacağını 24.03.2017 tarihinden itibaren birleşen davacıya temlik ettiği anlaşılmıştır. Asıl davada davacı 16.02.2017 ve 24.03.2017 tarihli alacağın temliki sözleşmeleri ile iş bu davaya konu olan sözleşmeden kaynaklı alacağı asıl davada dava öncesinde temlik alan birleşen davacıya devretmiştir. Maddi hukuka göre yapılan temlik işleminin usul hukuku yönünden sonucu dava konusunun ve aktif dava ehliyetinin devridir. Asıl davada davacı tarafından sunulan Borç Tasfiye Sözleşmesi ile temlik hakkının sona erdiği belirtilmiş ise de, sunulan Borç Tasfiye Sözleşmesinin içeriğinde iş bu dava dosyasına konu sözleşme ve alacaktan bahsedilmeksizin taraflar arasındaki başkaca ticari ilişkilerin tasfiyesine yönelik olarak düzenlendiği ve geriye temlik işlemi olmadığı anlaşılmıştır, ayrıca her ne kadar 09.02.2017 tarihli Besilik Sığır Alım Sözleşmenin 15. Maddesinde alıcının yani asıl ve birleşen davalının izni olmaksızın hak ve alacakların 3. Şahıslara devredilemeyeceği belirtilmiş ise de temlik sözleşmesinin davalıya bildirildiği davalı tarafından ise 02.03.2017 ve 29.03.2017 tarihinde temlike izin verildiği ve kısmi ödemelerin birleşen davalıya yapıldığı anlaşılmakla asıl dava yönünden aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden ise; asıl davada davacı … ile davalı Et ve Süt Kurumu arasında 09.02.2017 tarihli Besilik Sığır Alım Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 13.3. Maddesinde “… Satıcı alıcının her türlü uyarı ve talimatlarına uymak zorundadır. Satıcının sözleşmede belirtilen yükümlülükleri ihlal etmesi nedeniyle alıcının bir zarara uğraması halinde her türlü zarar ve ziya öncelikle satıcının alacaklarından ve/veya serbest bırakılacak teminatlarından tahsil edilir. Kalan miktar ise satıcı tarafından ayrıca ödenir…” 13.4. Maddesinde “… Satıcı sözleşme konusu hayvanların alıcıya teslimine kadar korunmasından, karanti süresinde ortaya çıkacak ve T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı birimlerince menşei ülkeden kaynaklandığı tespit edilen bulaşıcı hastalıklarla ilgili uygulanan tüm test ve analiz ücretleri ile bulaşıcı hastalıklar sebebiyle ortaya çıkacak hayvan ölümleri ile mecburi kesime ilişkin doğan zararlardan sorumludur…” maddesi bulunmakta olup taraflar arasındaki ihtilaf sözleşmeye konu hayvan satışından dolayı, satılan hayvanların ayıplı olup olmadığı ayıplı ise ayıp nedeniyle satıcının sorumluluğunun tespiti ve buna bağlı olarak fazladan teslim edilen hayvan bedelleri ile yüklenici hakedişinden yapılan kesintilerin sözleşme kapsamına uygun olup olmadığına ilişkindir.
TBK 220. Maddesinde;”… Hayvan satışında satıcı, yazılı olarak üstlenmedikçe veya ağır kusuru olmadıkça ayıptan sorumlu olmaz hükmü ile 224. Maddesinde “…Hayvan satışında satıcının sorumlu olacağı süre yazılı olarak belirlenmemiş ve ayıp da hayvanın gebeliğine ilişkin değilse satıcı, ancak ayıbın devrin yapıldığı veya alıcının devralmada temerrüdünün gerçekleştiği günden başlayarak dokuz gün içinde kendisine bildirilmesi ve ayrıca, hayvanın bilirkişilerce gözden geçirilmesinin aynı süre içinde yetkili makamdan istenmesi hâlinde sorumlu olur….” hükümleri bulunmakta olup kural olarak, hayvan satışında satıcının ayıptan sorumlu tutulabilmesi için, ayıbın teslimden veya alıcının hayvanı teslim almakta temerrüdünden itibaren dokuz gün içinde hem satıcıya ihbar edilmiş olması, hem de hayvanın bilirkişi tarafından gözden geçirilmesinin (muayenesinin) yapılması için aynı sürede yetkili makamdan istenmesi gereklidir. Ancak, hayvan satışında satıcının sorumlu olacağı süre yazılı olarak belirlenmiş ve ayıp da hayvanın gebeliğine ilişkin ise dokuz günlük süre aranmayacaktır. Kural bu olmakla birlikte taraflar arasındaki sözleşmenin 13.4. Maddesinde satıcının sözleşme konusu hayvanları alıcıya teslimine kadar korunmasından karantina süresinde ortaya çıkacak ve TC Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı birimlerince menşei ülkeden kaynaklandığı tespit edilen bulaşıcı hastalıklarla ilgili olarak satıcının sorumlu olacağı düzenlenmiş olup ilgili hükümde satıcı hem karantina süresi içerisinde hem de idare tarafından tespit edilebilecek olan hastalıklara ilişkin olarak meydana gelen zararlardan dolayı sorumluluğu üstlenmiştir.
Satışa konu ilk 12.000 baş hayvanın hayvanın 6 partide teslim edildiği teslim edilen bu hayvanlara ilişkin olarak meydana gelen hayvan ölümleri nedeniyle davacı tarafından idareye 25.05.2017 tarihli yazı ile telef olan 1.208 baş sığırın sözleşmenin 13.4. Maddesi çerçevesinde aynı sayıda ve evsafta hayvanı bedelsiz olarak teslim etmeyi kabul ettiği, ancak öldüğü be /veya zayi olduğu belirtilen 1.208 hayvanın karantinada gözetim altındayken ve tıbbi olarak her türlü müdahalenin doğru ve yerinde yapılmasına rağmen ölüm/defin belgeleri il/ilçe Tarım Müdürlüklerince resmi belge altına alınan hayvanları kapsadığının belirtildiği, 10.08.2017 tarihli yazı ile ise 1250 baş ölen hayvana ilişkin olarak ölümlerin satıcıdan kaynaklanması halinde bedelsiz olarak yeni hayvan tedarikinin sağlanacağını blokede tutulan paranın serbest kalmasını talep ettikleri anlaşılmıştır.
Somut olayda ithal edilecek hayvanların sözleşmenin 9.1.1. Maddesi gereğince deniz yolu ile sevkinin sağlanacağı ve 9.1.3. Maddesinde deniz yolu ile nakledilecek olan hayvanların satıcı tarafından sevk edilen limanlardan alıcı tarafından belirlenecek birimlere teslim edileceğinin belirtildiği, hayvanların ithal edileceği ülke olan Romanya limanına hayvanların kamyonlar ile transfer edildiği havanın aşırı soğuk olduğu, gemi ile sevk esnasında 1-2 günde teslim edilmesi gereken hayvanların 4-5 günde teslim edildiği, yine ülkemizdeki limanlara gelen hayvanların uygun olmayan araçlar ile işletmelere nakledildiği, ithalatı gerçekleştirilen hayvanların yasal 21 gün süre ile Türkiye Et ve Süt Üreticileri Birliğince karantina altında tutulduğu, daha sonra davacı tarafından hayvanların kara yolu ile sevkinin sağlanmasına ilişkin idareye talepte bulunduğu anlaşılmıştır. Hükme esas alınan 26.10.2021 tarihli bilirkişi raporundan varılan sonuca göre; davaya konu ithal hayvalardaki hastalıkların yapılan klinik muayenelerde anlaşılabileceği gibi klinik muayenelerdenn sonrada kuluçka süresi sonrasında da ortaya çıkabilmesinin mümkün olduğu, ölü hayvanlara ilişkin yapılan tespitte sözleşmeye konu hayvanların gönderildikleri illerde telef olduğu, bilirkişi raporundan ve dosya kapsamındaki yazışmalardann anlaşılacağı üzere telef olan hayvanların hastalık belirtileri gösterdiği bir kısmının ilaç kullanmadan bir kısmının ise ilaç kullanmasına rağmen öldüğü, yapılan labaratuar analizlerinde ve veteriner hekim raporlarda hayvanlarda hırıltılı solunum ve pnömani olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Satıcının ithal edilen hayvanların yüklenmesinden sonra ülkeye girişine kadar naklinin ve hayvan sağlığının korunmasının teslim programına uygun olarak karantina işletmesinde seçime hazır hale getirilmesine ilişkin olarak gerekli nakil koşullarının davacı tarafından sağlanmadığı, karantina süresi içerisinde de ölen hayvanların olduğu ve bu durumun resmi laboratuar sonucu ile de teyit edildiği, Romanya Ülkesi’nden sevk öncesinde hayvanların karantina altına alındığının davacı tarafından ispatlanamadığı dava dilekçesinde belirtilen disiplin cezasının da idare tarafından kaldırıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenler ile birleşen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a) Asıl davada davacının aktif dava ehliyeti olmadığından davanın reddine,
b) Asıl davada alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
c) Asıl davada 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
d) Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 138,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-a) Birleşen davanın reddine,
b) Birleşen davada alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
c) Birleşen davada 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
d) Birleşen davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 919,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Asıl ve birleşen davada davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair asıl davada davacı, birleşen davada davacı ile asıl ve birleşen davada davalılar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 25/03/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.