Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/113 E. 2022/633 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/113 Esas – 2022/633
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/113 Esas
KARAR NO : 2022/633

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 25/02/2020
KARAR TARİHİ : 13/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketten davalı Banka tarafından farklı tarihlerde periyodik hizmet komisyonu ve sair adlar altında tek taraflı ve onaysız kesintiler yapıldığını, iadesi talep edilmişse de iade edilmediğini, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınmadığını bildirerek, davalı tarafça haksız yapılan tahsilatların, 24/01/2020 temerrüt tarihinden itibaren TL olan kalemlere hesaplanacak avans faizi ile birlikte, EUR olan kaleme 3095 Sayılı Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca hesaplanacak avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tacir ve tüzel kişiliği haiz bir şirket olduğunu, tüketici hukukundan kaynaklanan hakların tacirlere uygulanamayacağını, davacının salt genel işlem koşullarına dayanan taleplerinin kabul edilebilir nitelikte olmadığını, davacı tacir olup imzaladığı sözleşmenin içeriğine vakıf durumda bulunduğunu, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin imza tarihinden önce de davacı yana sözleşme öncesi bilgi formu verildiğini ve kendisi tarafından okunarak teslim alındığını, yapılan kesintilerin gerek genel kredi sözleşmesinin 8.1. gerek TTK’nın 20., TBK’nın 26. madde hükümlerine uygun olduğunu bildirerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamda davalı banka tarafından davacıdan tahsil edilen komisyon ve hizmet bedellerinin iadesi istemine ilişkindir. Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, davalı bankadan taraflar arasında imzalanan tüm sözleşme ve ekleri ile yapılan kesintilere dair belgeler celp edilmiş, yerinde inceleme yetkisi de verilmek suretiyle dosya uzman bankacı bilirkişilere tevdi edilerek davaya konu uyuşmazlık noktalarında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen 18/05/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı taraf vekillerinin itirazları sonucunda mahkememizce yeni bir bilirkişi görevlendirmesi yapılmış, 22/03/2022 tarihli ön raporu takiben düzenlenen 07/06/2022 tarihli raporda; “Davalı bankanın Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında hareket ettiği ve öncesinde davacı borçluyu yükümlülükleri ile bilgilendirdiği, TCMB’nin “Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kar ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında 2006/1 sayılı Tebliğ’in 4. Maddesi uyarınca davacı borçlunun kredilerine uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının bankalarca serbeste belirlenebileceği, ancak tahsil olunacak masrafları serbestçe belirleyebilme yetkisini kullanabilmesi için bankaların uyması gereken şartlarının olduğu, bu şartların kullandırılan kredilere ilişkin faiz ve her ne ad altında olursa olsun tahsil edilen tüm parasal unsurların bankaların internet sitelerinin ana sayfasında ve BDDK internet sitesinde yayımlanması gerektiği, davalı bankanın bu şartı yerine getirdiği, 07 Ocak 2011 tarihli TCMB talimatına göre bankalarca reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredi işlemlerinde faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları ile bankacılık hizmet komisyonlarının esas alınarak TCMB’ye bildirilmesi gerektiği, davalı bankanın TCMB’ye bildirim şartını yerine getirdiği, ancak 26/05/2017 tarihinde kesilen 7.875. TL ile 01/03/2018 tarihinde kesilen 7.878. TL komisyon kesintilerinin, (BSMV dahil toplam 15.750. TL) hesap hareketleri ve kredi belgeleri incelemesi sonucu, kredi tahsis ve kullandırım bağlantısı bulunmadığı iadesinin gerektiği, periyodik hizmet bedeli kesintisinin bildiriminini TCMB’ye yapıldığı, kesinti tutarlarının belirtilen 30.000 TL’lik maksimum limitler içerisinde olduğu ancak 02/01/2020 tarihinde kesilen 785,42 EUR periyodik hizmet bedelinin 3 aylık periyoddan önce kesildiği ve iadesinin gerektiği” yönünde kanaat bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, takiben davalı vekilince bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuş ise de davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazlarının hukuki değerlendirme ile aşılabileceği nazara alınarak, usul ekonomisi gözetilmek suretiyle yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler, dosya kapsamına uygun, gerekçeli ve denetime elverişli olmakla hükme esas alınması uygun bulunan 07/06/2022 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 09/03/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nin (“GKS”) imzalandığı ve davacıya sair krediler kullandırıldığı, eldeki davaya konu uyuşmazlığın da bu hukuki ilişki çerçevesinde davalı banka tarafından davacıdan 24/03/2015 ila 02/01/2020 tarihleri arasında tahsil edilen komisyon kesintilerine ilişkin olduğu; her ne kadar davalı bankanın, 6102 sayılı TTK’nın 20. maddesi hükmünce sağladığı hizmetler karşılığında ücret isteme hakkının bulunduğuna tereddüt bulunmadığı gibi taraflar arasındaki 09/03/2015 tarihli GKS’nin, sözleşme öncesinde davacıya verildiği ve taraflar arasında müzakere edilerek sözleşmeye konulduğu anlaşılan, 8. maddesinde de davalı banka tarafından talep edilebilecek faiz, komisyon, vergi, fon ve masraflara dair koşulların düzenlendiği anlaşılmakta ise de, bankacılık uzmanı bilirkişilerce davalı banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 07/06/2022 tarihli bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, davalı bankaca 26/05/2017 tarihli 7.875,00 TL ile 01/03/2018 tarihli 7.875,00 TL miktarlı, BSMV dahil toplam 15.750,00 TL kadar olan kredi tahsis komisyonu kesintilerinin davalı bankaca davacıya kullandırılan kredilerle ilişkilendirilemediği, 02/01/2020 tarihinde kesilen 785,42 EURO tutarlı periyodik hizmet bedelinin ise davalı bankaca yapılan bildirimin aksine diğerlerinden farklı olarak 3 aylık periyottan önce kesildiği ve dolayısıyla davalı banka tarafından yapılan söz konusu kesintilerin karşılığının bulunmadığı anlaşılmakla; davacının, davalı banka tarafından tahsil edilen 15.750,00 TL kadar kredi tahsil komisyonu ile 785,42 EURO kadar periyodik hizmet bedelinin iadesini davalı bankadan talep etmekte haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalı bankaca, davacının 13/06/2022 tarihli ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, davanın dayanağı genel kredi sözleşmesi olup 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan ve ıslah tarihi itibariyle davacı taleplerinin zamanaşımına uğramadığı anlaşıldığından davalının zamanaşımı itirazının kabulüne olanak bulunmamıştır. Sonuç olarak; davacının ıslah dilekçesi de değerlendirilerek davanın kabulü ile; davacı tarafından davalının 16/01/2020 tarihli ihtarname ile davadan önce 24/01/2020 tarihinde temerrüde düşürüldüğü nazara alınarak, 15.750,00 TL’nin 24/01/2020 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte, 785,42 EURO’nun 24/01/2020 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıllık EURO mevduatına uyguladıkları en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Islah edilen davanın KABULÜ ile; 15.750,00 TL’nin 24/01/2020 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte, 785,42 EURO’nun 24/01/2020 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıllık EURO mevduatına uyguladıkları en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 1.891,62 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL, ıslah dilekçesi ile yatırılan 472,91 TL’nin toplamı olan 527,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.364,31‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 472,91 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 581,71‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 137,85‬ TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.850,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.987,85‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 13/09/2022