Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/673 E. 2022/839 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/673 Esas
KARAR NO : 2022/839

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı kooperatif arasında 22/03/2007 tarihinde Yapı Denetim Sözleşmesi imzalandığını, imzalanan sözleşme gereği müvekkili tarafından davalı kooperatife ait …. parselde yapılmakta olan inşaatın yapı denetim işlerinin üstlendiğini, inşaatın bitirilme süresinin 36 ay belirlendiğini, davalı kooperatifin inşaatın ilerleme safhası olan %20 seviyesinde temel vizesini zamanında yaptıramadığını, inşaatın süresinin uzadığını, müvekkiline verilen taahhütlerin yerine getirilmediğini, sonucunda işin tamamı %60 seviyesinde iken 15/04/2011 tarihinde feshetmek zorunda kaldığını, sonradan inşaata denetimsiz, kaçak olarak devam edildiğini, bu nedenle de müvekkilinin fesih hakkını kullanmasına rağmen idari yazışmalara maruz kaldığını, davalı ile yapılan tüm görüşmelere rağmen hizmet bedellerinin ödenmediğini, müvekkili hesabına 30/12/2011 tarihinde 45.000TL, 02/11/2013 tarihinde ise 38.000TL ödeme yapıldığı için ödenen bu bedeller düşülerek Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatılmış ise de davalı kooperatif tarafından geçerli hiçbir gerekçe sunulmadan müvekkili şirkete hiçbir borcunun olmadığını iddia ederek ve ödemeye dair hiçbir evrak sunmadan itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, borca karşı yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesinin taraflarca 22/03/2007 tarihinde imzalandığını, bu hizmet sözleşmesinin eser sözleşmesi olduğu düşünüldüğünde zamanaşımı süresinin 22/03/2012 tarihinde dolduğunu, yapı denetim hizmet sözleşmesi olduğu düşünüldüğün de ise de 22/03/2017 tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğu bu nedenle icra takibine konu edilen tüm kalemlere ilişkin taleplerin zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle mevcut davanın reddi gerektiğini, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, alacağın likit olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatının reddi gerektiğini, müvekkili kooperatifin tüm ödemeleri gerçekleştirdiğini, uygulamada yapı denetim kuruluşlarının kendisi arsa sahipleri tarafından ödenen yapı denetim hizmet bedellerini arsa sahipleri adına emanet hesaplara yatırdığını daha sonra da hak ediş talebinde bulunarak yatırılan tutarın şirket hesaplarına aktarımı sağladıklarını, müvekkili kooperatifin davacının talebiyle şirket ve şirket yetkilisi hesabına yatırmış olduğu yapı denetim hizmet bedellerinin ise davacı tarafından emanet hesaba yatırılmayıp zimmetinde tutulduğunu, bu nedenle de resmi kayıtlarda ilgili dönemlerin yapı denetim hizmet bedellerinin ödenmemiş olarak kayıtlandırıldığını, bu durumun ise müvekkiline yüklenen yapı denetim hizmet bedeli tutarının her yıl haksız olarak artmasına neden olduğunu, davacı yanın iddiasının aksine müvekkil ile imzalamış olduğu sözleşmenin davacı şirketin denetimini gerçekleştirdiği bir başka yapıyı 4708 sayılı Kanuna aykırı denetlememiş olması nedeniyle yapılan inceleme neticesinde verilen denetim faaliyetinin durdurulması cezası nedeniyle tüm sözleşmelerinin kanunen fesh olduğunu, davacının şirket denetim faaliyetlerini devam ettirememesi sebebiyle inşaatı da devam ettiremediğini, davacı şirketin hakediş ödemelerinin gerçekleştirmemiş olması nedeniyle de yeni bir yapı denetim şirketi ile çalışılamadığını, sonuç olarak davacının hiç bir denetim hizmet bedelini hak etmemiş olmamasına rağmen yapı denetim hizmet bedelinin tamamının emanet hesaplara ve davacı şirket hesabına müvekkili tarafından tümüyle ödenerek kapatılmış olması karşısında davacının haksız davasının esastan reddi ile davacının aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, taraflar arasında imzalanan 22/03/2007 tarihli Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi ve ekleri, Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Sincan Belediyesi’nden yapı denetim hizmet bedeli ödemeler ile banka dekontları dosyaya kazandırılmış, davanın dayanağı olan Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde, davacı tarafından yapı denetimi hizmet sözleşmesi gereği yapı denetim bedeli ve ilave ücret bedeli açıklamasıyla toplam 118.115,30TL asıl alacak yönünden 20/12/2018 tarihinde başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduruğu anlaşılmıştır.
03/02/2021 tarihli kök, 28/07/2021 tarih ek raporu takiben, celp olunan bilgi ve belgeler ışığında hazırlanan 31/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “yapı denetim hizmet bedelinin 188.725,77 TL olarak hesaplandığı, davalı kooperatifçe davacı yapı denetim firması hesabına ve … adına toplamda 93.000,00 TL yatırıldığı, davalı kooperatifçe Büyükşehir Belediyesi Hesabına 47.811,00 TL ve Sincan Belediyesi hesabına 42.000,00 TL olmak üzere yapı denetim bedeli olarak toplamda 89.811,00 TL ödeme yapıldığı, davalı kooperatifçe yapı denetim hizmet bedeli olarak toplamda 182.811,00 TL ödeme yapıldığı, davacı yapı denetim firmasına yapmış olduğu yapı denetim hizmetleri ile ilgili olarak ilgili belediyelerce herhangi bir hakediş ve ödemenin yapılmadığının davacı tarafından beyan edildiği, dosya kapsamında yer alan yapı denetim sistemi çıktılarında da ödeme bekleniyor ibaresinin yer aldığı, ilgili belediyeler ve davacı yapı denetim firması arasında yapı denetim hakedişlerinin düzenlenip düzenlenmediğinin tespit edilemediği, düzenlenmiş ise davacı yüklenicinin hakedişlerinin ödenip ödenmediğinin dosya kapsamından anlaşılamadığı, davalı tarafından ilgili belediyelere yapılan yapı denetim hizmet bedeli olan toplam 89.811,00 TL’nin davacı yapı denetim firmasına ödeneceğine hükmedilmesi halinde davacının Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası çerçevesinde icra takip tarihi itibariyle 5.914,77 TL alacağının olduğu, davalı tarafından ilgili belediyelere yapılan yapı denetim hizmet bedeli olan toplam 89.811,00 TL’nin davacı yapı denetim firmasına ödenemeyeceğine hükmedilmesi halinde ise davacının Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası çerçevesinde icra takip tarihi itibariyle 95.725,77 TL alacağının olduğu” yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava, yapı denetim hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile alınan bilirkişi raporlarına göre; taraflar arasında 22/03/2007 tarihli Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi kapsamında akdi ilişkinin kurulduğu konusunda tereddüt bulunmayıp davacının mezkur sözleşme kapsamında davalıya sağlamış olduğu yapı denetim hizmeti karşılığında 188.725,77TL iş bedeline hak kazandığı, davalının bu hizmetler karşılığında 83.000,00TL’yi doğrudan, 10.000,00TL’yi incelenen TTSG kayıtlarına göre davacı şirket ortağı ve yetkilisi olan …’a, 47.811,00TL’yi Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde açılan emanet hesaba, 42.000,00TL’yi ise Sincan Belediyesi’nde açılan emanet hesaba yatırıldığı ve böylece toplamda 182.811,00TL ödeme yaptığı, bakiye 5.914,77TL’nin ödendiğinin ise davalı tarafından iddia ve ispat olunmadığı anlaşılmıştır. Ne var ki 4708 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile bu kanun kapsamında çıkarılan Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği’nin 25. maddesine göre yapı denetim hizmet bedelinin, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedellerinin ödenmesinde kullanılmak üzere yapı sahibince il muhasebe birimlerinde açılacak emanet nitelikli hesaba yatırılacağı, yatırılan tutarların %3’ünün ruhsatı veren idarenin, %3’ünün Bakanlık bünyesinde bulunan döner sermaye işletmesinin hesabına aktarılacağı, hizmet bedellerinin ödeme esaslarının belirlendiği 28. maddede ise, düzenlenen hakediş raporu, yapı denetim kuruluşunca ilgili idareye sunulduktan sonra, idarece ekleriyle birlikte kontrol edilerek, bu yapı bölümünde denetim açısından herhangi bir eksiklik veya kusur yok ise, ilgili bölüme ait hizmet bedelinin yapı denetim kuruluşuna ödeneceği öngörülmüştür. Buna göre; yapı denetim hizmet bedelinin arsa sahibi tarafından ilgili idarede açılacak emanet hesabına yatırılmasının mezkur hükümler gereğince zorunlu olduğuna tereddüt bulunmamaktadır. Eldeki dava ise itirazın iptali davası olup niteliği itibariyle takiple sıkı sıkıya bağlı olduğundan emanet hesabındaki paranın davacıya ödenmesi veya davalı tarafından hizmet bedellerinin emanet hesabına yatırılması yolunda hüküm kurulmasına olanak bulunmayıp, her ne kadar taraflar arasında bir kısım ödemelerin doğrudan davalıya yapılması şeklinde bir uygulamaya gidilmiş ise de her iki taraf yönünden de bağlayıcı niteliği haiz yukarıda anılan amir hükümlerin lafzı ile amacı birlikte değerlendirildiğinde yapı denetim hizmet bedellerinin doğrudan yapı denetim şirketine ödenmesine olanak bulunmadığından, itirazın iptali suretiyle de doğrudan davacıya ödeme yapılmasının temini yolunda hüküm tesisine olanak bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup son tahlilde davalı tarafından doğrudan davacıya ödeme yapılması bakımından haklılığı kanıtlanamayan davanın reddi ile dosya kapsamına göre davalının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan toplam 854,53 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 773,83‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 16.767,25 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Talep halinde davacının ve davalının artan avansının iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
29/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸