Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/672 E. 2022/238 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/672 Esas
KARAR NO : 2022/238

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2019
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline 24/12/2018 tarihinde tebliğ edilen Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibi ile müvekkilinin 36.075.10 TL borcunun bulunduğu iddia edilse de müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını, davacı …’dan araç kiraladığını, araç kiralama bedeli olan 2.000,00 TL’yi … Bank ATM’sinden çekerek aracı alırken elden teslim ettiğini, müvekkilin kendisine imzalatılan senedin bono olduğunu bilmediğini, senedi teminat senedi olarak imzaladığını ve bono üzerinde sadece ad soyad ve imzanın müvekkiline ait olduğunu, senedin geri kalan kısımlarının düzenlenmeyip boş bırakıldığını, müvekkili ile davalılar arasında araç kiralama dışında bir hukuki ilişki olmadığını ve herhangi bir borcunun bulunmadığını, ancak boş olarak imza attığı senedin davalı … lehtar gösterilerek … tarafından davalı …’a ciro edilerek müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, müvekkilinin şikayeti üzerine Ankara CBS … soruşturma numarasıyla soruşturma dosyası açıldığını, neticeten senedin anlaşmaya aykırı olarak ve hileli bir şekilde düzenlenerek kullanıldığını bildirerek, müvekkilinin borcunun bulunmadığının tespitini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı …’ya yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. Diğer davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle; senedin illetten mücerret olduğunu, davacının imzaya itirazının bulunmadığını, senedin teminat senedi olduğunu ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davacının iddialarını senetle ispat edilmesi gerektiğini, senedin davalı … tarafından anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu kabul edilse dahi müvekkillerine karşı ileri sürülemeyeceğini, davalı müvekkili …’ın alacağını diğer davalı müvekkili …’e devrettiğini, bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini de bildirerek davanın reddini istediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava araç kiralama sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda “Sulh Hukuk Mahkemesi” görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Somut olayda uyuşmazlık, davacının davalı …’dan araç kiraladığı, bu sırada davacıya boş bir bononun teminat olarak imzalatıldığı, davacı tarafından araç bedelinin ödenerek aracın teslim edildiği ancak teslim edilmeyen bononun davalı … lehtar gösterilmek suretiyle doldurulup diğer davalı … Turgut Aslantaş’a ciro edildiği ve takiben davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibine girişildiği sebebine dayalı olarak menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı … Bozdoğa’nın işbu davada cevap dilekçesi sunmamış olmakla beraber, savcılıktaki ifadesinde araç kiralama ilişkisini kabul ettiği, ancak senedin başka bir borç için alındığını savunduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Hal böyle olunca; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Emsal: Ankara BAM 15. Hukuk Dairesi’nin 12/01/2021 tarih ve 24/30 sayılı ilamı ile 23/12/2020 tarih ve 1885/1742 sayılı ilamı).
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır