Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/609 E. 2021/674 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/609 Esas – 2021/674
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/609 Esas
KARAR NO : 2021/674
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2019
KARAR TARİHİ : 10/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 3 yıl + 2 yıl isteğe bağlı Güvercinlik ve Kayaş Tesisi İşletmeciliği sözleşmesinin imzalandığını, davacının bu sözleşmeye binaen iki adet sabit pompa, iki adet 38 metre pompa, 14 adet Transmikser yatırımının yapılmasını istediğini, davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacıya taahhüt ettiği iş olanağını sağlamadığını, davacı şirketin davalı şirketin talep ettiği malzemelerin kredilerini ödeyemediğini ve konkordato sürecine gerdiğini, davalının konkordato sürecinde dahi davacıya yaptırdığı işlere ilişkin ödemeleri vadelerine uymayarak kendi isteği doğrultusunda ve aylık 2 ödeme yapmak yükümlülüğüne yerine getirmeyerek tek ödeme yaparak gerçekleştirdiğini, davacının sözleşme kapsamında tüm yükümlülüklerine yerine getirmesine rağmen davalının sözleşmeyi hukuka aykırı olarak tek taraflı fesh ettiğini, davalı şirketin konkordato sürecindeki davacı şirkete iyi niyet mektubu sunmasına rağmen sözleşmenin kanuna ve hukuka tamamen aykırı bir şekilde ve haksız gerekçelerle fesih edilmesi nedeniyle tazminat ve maaş ödemelerini geciktirdiğini, ödeyemediğini, davacının fesih nedeniyle uğradığı zararların tazmini için arabuluculuk başvurusu yaptığını ancak arabuluculuk görüşmeleri neticesinde herhangi bir anlaşma sağlanamadığını belirterek sözleşmenin süresinden önce haksız olarak davalı tarafça feshi nedeniyle davacı şirketin uğradığı zararlara karşılık şimdilik 25.000,00 TL, davalı tarafın sözleşmeyle yerine getirmeyi taahhüt ettiği yükümlülükleri yerine getirmemesi nedeniyle davacının uğradığı zararları karşılamak amacıyla davacının uğradığı zararlara karşılık şimdilik 25.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında Transmikser, pompa ve yükleyici işletme sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin yürürlüğe girmesinden sonra ek protokolün imzalandığını, sözleşme ve protokoller yürürlükte iken davacının sözleşmeye ve hukuka aykırılıkları işlemeye başladığını, sözleşme gereğince yüklendiği edimleri ifa etmez/ edemez hale geldiğini, bu nedenle sözleşmelerin hukuka uygun şekilde fesh edilmek zorunda kalınıldığını, davacının yükümlülüklerinden olan işler için akaryakıt temin edemediğini, bu nedenle davalı şirketin operasyonlarında aksamalar meydana geldiğini, davalının davacıya güvenle bir kısım işlerini emanet ederek karşılıksız eksiksiz ödendiğini ancak davacının edimlerini ifa edemediği için zaruretten başka firmayla sözleşme yapmak zorunda kaldığını, davacıya defalarca bildirilmiş olmasına rağmen davacının SGK borçlarını ödemediğini ve 09-10-11-12/2018 ve 01/2019 dönemlerine ilişkin 467.986,81 TL SGK pirimi ödemek zorunda kalınıldığını, davacı tarafından işçilerin maaşlarınında ödenmediğini, müteselsil sorumluluk olduğu için 57.000,00 TL davacı adına maaş ödemesinin yapıldığını, sözleşmede alınacak araç sayısının belirtilmediğini, bu nedenle davacının işi alırken taahhüt ettiği araç sayısını sağlamasının kendi yükümlülüğünde olduğunu, ayrıca davacının konkordato başvurusunu yaptığı Ankara … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına sunduğu konkordato projesi ve diğer evraklardan da anlaşılacağı üzere davacının iş makinelerini davalı için değil yönetiminde olan başka işler için alarak kullandığını, davalının sözleşmelere göre herhangi bir minimum taşıtma veya pompalamasını sağlama yönünde taahhüdü bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme ile davacı tarafın tacir olduğunu ve gerek ödeme günü değişikliğini gerekse de bu değişiklik nedeniyle herhangi bir talepte bulunmamayı kabul ettiğini, davalı şirketin tek taraflı değişiklik yapma hakkı bulunulmadığını, ayrıca davacıya yapılan tüm ödemelerin sözleşmelerde belirtilen vadelerde sürelerinde yapıldığını herhangi bir gecikme olmadığını ayrıca ödeme almadığını iddia eden davacının bu iddiasına dair herhangi bir belge ihtar sunmadığını, davacı ile sözleşmelerin fesih edilme nedenlerinin davacının konkordato yoluna başvurması olmadığını, sürecin sona erme nedeninin davacının sözleşme yükümlülüklerini ihlal etmesi olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Deliller toplanmış,
Mahkememizce mali müşavir, nitelikli hesaplar uzmanı, inşaat mühendisi ve makine mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; “taraflar arasında akdedilmiş bulunan ve yüklenilen hizmet açısından birbiriyle ilişkili olan Pompa İşletme Sözleşmesi, Transmikser İşletme Sözleşmesi ve Lastik Tekerlekli Yüklenici Sözleşmesinin davalı şirket tarafından haklı olarak fesh edildiği, bu nedenle davanın taleplerinde haklı olmadığı” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Taraf vekillerinin itirazı üzerine bilirkişi heyetinden alınan ek raporda ise özetle; “davacı itirazının ve davalı itirazının kök raporu değiştirecek nitelikte olmadığı ve kök raporu değiştirir mahiyette bulunmadığı” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Dava ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinin İİK 296. Maddesine aykırı olarak haksız feshinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkindir.
Davacı; davalı ile 01.04.2018 tarihli transmikser işletme sözleşmesi ve devamında ek sözleşme akdedildiğini, davacının edimini yerine getirebilmek için sabit ve mobil pompa yatırımı yaptığını ancak davalının taahütlerini yerine getirmediği için konkordato sürecine girdiğini, davacının edimini yerine getirmesine rağmen davalının sözleşmeyi feshettiğini, davacının konkordato geçici mühlet başvurusunun Ankara … Ticaret Mahkemesince 3 ay süre ile kabul edildiğini ve 21.02.2013 tarihi itibariyle 1 yıllık kesin süre verildiğini İcra İflas Yasası 296. Madde gereğince davacının konkordato süreci içerisinde olması nedeniyle yapılan feshin hukuka aykırı olduğunu bu nedenle haksız fesih nedeniyle uğranılan zararın tahsilini talep etmiştir.
Taraflar arasında 01.04.20018 tarihli Transmikser İşletme Sözleşmesi, Pompa İşletme Sözleşmesi, Lastik Tekerlekli Yükleniyici İşletme Sözleşmesi ve devamında ek protokollerin akdedildiği, davalı tarafından 16.10.2018 tarihli konkordato komiserliğine yazılan yazı ile SGK prim borçlarının ödenmediği ve 3 ayrı sözleşmeden kaynaklı olarak teminat mektuplarının sunulmasına dair talepte bulunulduğu davalı iş sahibinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacının sözleşmeden kaynaklanan taahhütlerine aykırı davranması gerekçesiyle davalı tarafından feshedildiği uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki Lastik Tekerlekli Yükleyici Hizmet Sözleşmesi’nin 16.1. Maddesinde 100.000,00 TL tutarında teminat mektubunun verileceği, 13. Maddesinde ise sözleşmede tayin edilen yükümlülüklerin herhangi birine uymadığı taktirde ihtarname ile verilecek ek süre sonrasında sözleşmenin feshedilebileceği, Pompa İşletme Sözleşmesi ve Transmikser İşletme Sözleşmesi’ni 17.1. Maddesinde 300.000,00 TL tutarında teminat verileceği kararlaştırılmıştır.
Davacı hakkında Ankara … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasında 25.09.2018 tarihinde İİK 286 ve 287. Maddeler gereğince 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, ara karar ile 25.12.2018 tarihinde sürenin 2 ay süre ile uzatıldığı, 21.02.2019 tarihinde ise İİK 289/2. Maddesi gereğince 1 yıllık kesin süre verildiği, 14.07.2020 tarih, 2020/399 Karar sayılı ilam ile de davacının konkordato talebinin İİK 305. Ve 206. Maddeler gereğince tasdikine karar verildiği hükmün kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmelerin İcra İflas Yasası 296. Maddesine aykırı olarak haksız feshedilip feshedilmediği ve davacının haksız fesih nedeniyle alacak talebinin haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamının bir bütün halinde incelenmesi ile mahkememizce hükme esas alınan 06.10.2020 tarihli kök ve 24.06.2021 tarihli ek raporlardan da anlaşılacağı üzere; davacının taraflar arasındaki Transmikser İşletme Sözleşmesi, Pompa İşletme Sözleşmesi, Lastik Tekerlekli Yükleniyici İşletme Sözleşmelerine aykırı olarak davalıya teminat sunmadığı, davacının akaryakıt temin edemediği, davalı tarafından yapılan feshin davacının konkordato sürecine girmesinden bağımsız olarak haklı fesih nedenine dayandığı, kaldı ki sözleşmelerin eki olarak düzenlenen ek protokol tarihlerine bakıldığında ek protokollerin Ankara … Ticaret Mahkemesince verilen geçici mühlet kararından sonra akdedildiği bu suretle davalı fesih iradesinin konkordato sürecine dayanmadığı, konkordato süreci içerisinde de davacı yandan işçi alacaklarının ödenmesi ve teminat mektuplarının sunulmasına ilişkin talepte bulunulduğu ve sözleşmeye bağlı kalma iradesini sürdürdüğü, alınan bilirkişi raporlarından ya da davacı iddialarından fesih öncesinde davalının (ödemelerin gecikmesi vs.) edimlerini yerine getirmediği sözleşmeye uymaması nedeniyle kusurlu olduğuna dair bir iddia ya da tespitin yer almadığı, yine davalı yan tarafından her ne kadar tek taraflı düzenlenmiş olsa da yakıt temin edilemediğine dair tutulan tutanaklara karşı davacı yanın 01.04.2018-10.11.2018 tarihleri dışında yakıt teminine ilişkin sorunların yaşanmasını da ekonomik kriz olması nedeniyle kabul ettiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 853,88 TL harçtan mahsubu ile 794,58 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre 7.300,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 10/12/2021