Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/515 E. 2023/495 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2019/515 Esas
KARAR NO : 2023/495

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/10/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında 17.11.2017 tarihli okul devir sözleşmesi akdedildiğini, ödemelerin hangi tarihlerde yapılacağı 17.11.2017 tarihli devir sözleşmesinin D maddesinde düzenlenmiş olduğunu, taraflar yaşanan bir takım gelişmeler neticesinde bir araya gelerek bu maddeyi revize eden 29.03.2018 tarihli protokolü de imza altına aldıklarını, sözleşme ve akabinde yapılan revize hükümleri gereği davacı devir tarihinden bugüne kadar davacıya nakit ve çek olarak 6.282.000,00 TL ödediğini, davanın açıldığı tarih itibarıyla en son 1.000.000,00 TL bedelli ve 15.10.2019 vadeli çek haricinde tüm çeklerin de bedeli davalı tarafından tahsit edildiğini, ancak davacı tüm iyi niyeti ile kendi üzerine düşen para borcunun muaccel hale gelen kısmının tamamını ödemesine rağmen davalı sözleşme hükümlerini ihlal ederek davacı şirketi maddi ve manevi olarak zarara uğrattığını, davacının teslim aldığı kasa değeri doğru olmadığı gibi, öğrenci kayıt ücretlerinin de çoğunun hatalı olduğunun tespit edildiğini belirterek sözleşmeye konu edimler arasında açık bir orantısızlık olduğundan fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalması koşulu ile şimdilik 10.000,00 TL çeke ilişkin 10.000,00 TL satış vaadine ilişkin borçlu olmadığının tespitine, taraflar arasında akdedilen 17.11.2017 tarihli devir sözleşmesine aykırı davranan davalıya ödememezlik def’i kapsamında geriye kalan edimlerimizi ifa etmek zorunda olmadıkların ve davalıya borçlu olmadıklarını tespitine, öncelikle … Şubesine ait 15.10.2019 vade tarihli ve … seri numaralı çekin davalıya ödenmemesi ve 3. kişilere ciro edilmemesi ile ödenmemesine ilişkin dava süresince tedbir kararı verilmesine ve işbu çeke ilişkin davacının borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranmasından ötürü davacı 3. kişilere ödemek zorunda kaldığı bedeller ve eksik çıkan kasa alacağı sebebiyle uğramış olduğu zararlar için fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalması kaşulu ile şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalı tarafın davacıya ticari itibarını zedelemesi ve gizlilik şartlarını ihlal etmesi nedeniyle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalması koşulu ile şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 250.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bu protokoller kapsamında davacı şirket kolejin işletme hakkını 6.000.000 TL mülkiyeti davalı şirkete ait olan gayrimenkulün mülkiyetini ise 4.000.000 TL bedel ile almayı kabul ettiğini, taraflar işletme devir bedeli ve gayrimenkul bedeli olarak toplam 10.000.000 TL’ye anlaştıklarını, davacı taraf devir bedeli olarak davalıa 6.000.000 TL ödemesi gerektiğini, davacı taraf devir bedeli olarak davalıya bu güne kadar toplam 5.000.000 TL ödemiş olup geriye ödemesi gereken 1.000.000 TL kaldığını, bu davacı tarafın yalnızca devir bedelinden kaynaklanan borcu olduğunu, davacı söz konusu binayı 2 yıl boyunca hiç bir bedel ödemeden kullandığını, taraflar arasında yapılan protokolde açıkça kararlaştırılan devir bedelinin KDV hariç fiyat olduğu açıkça belirtildiğini, KDV ile ilgili paragrafın ilk cümlesinin, kararlaştırılan devir bedelinin KDV hariç bedel olduğu gerçeği karşısında davacı şirket devir bedeli kapsamında KDV tutarı da göz önüne alındığında, 6.000.000 TL’nin % 18’i oranında (1.080.000,- TL) davalıya ayrıca borçlu olduğunu, davacı taraf hayali olarak bir takım borçlar uydurarak davalı ile mahsuplaşmaya çalışmakta ise de bu mümkün olmadığını belirterek davacı tarafın çekten dolayı açtığı menfi tespit davasının reddine karar verilmesini, gerçek tutar üzerinden % 40’tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, satış vaadinden dolayı açtığı menfi tespit davasının reddine karar verilmesini, gerçek tutar üzerinden % 40’tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davacı tarafın maddi tazminat taleplerinin de reddine karar verilmesini, davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… esas sayılı dosya örneğinin mahkemesinden celbi ile incelenmesinde; 17.11.2017 tarihli devir sözleşmesi kapsamında taksit bedellerine ilişkin faturalardan kaynaklanan KDV tutarlarının tahsiline yönelik ilamsız takibe itirazın iptali talibi ile 03.05.2019 tarihinde açıldığı ve yargılamanın devam etmekte olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememize açılan iş bu dava ile … esas sayılı davasının aynı davacı tarafından aynı devir sözleşmesine dayalı olarak aynı davalıya yönelik açıldıkları bu kapsamda birisi hakkında verilecek karar diğerini etkileyeceğinden aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu öte yandan HMK 30 maddesi uyarınca delillerin birlikte değerlendirilmesinin usul ekonomisine de uygun düşeceği anlaşılmakla iş bu davanın daha önce açılmış olan … esas sayılı davası ile HMK 166/1-4 maddesi uyarınca birleştirilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan iş bu dava ile … E. Sayılı davasının aynı taraflar arasında ve 17.11.2017 tarihli aynı devir sözleşmesine dayalı uyuşmazlıklara ilişkin olarak açıldıkları bu kapsamda birisi hakkında verilecek karar diğerini etkileyeceğinden aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılmakla iş bu davanın … E sayılı davası ile HMK 166/1 maddesi uyarınca birleştirilmesine,
2-Yargılamanın bundan böyle … esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
3-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
4-HMK 166/3 maddesi uyarınca birleştirme kararının derhal …. Mahkemesine bildirilmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, birleşen davada esas hakkında verilecek karar ile birlikte …. Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen oy birliği ile karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
06/07/2023
Gerekçeli kararın yazıldığı tarih: 10.07.2023
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …