Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/491 E. 2021/38 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS SAYISI : 2019/491
KARAR SAYISI : 2021/38

DAVA : Alacak (Alım satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2019
KARAR TARİHİ : 26/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Alım Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili … ‘ün nakliye ve taşımacılık alanında faaliyet gösteren …. Ltd. Şti ‘nin sahipleri ile akrabalık bağı bulunduğunu, sahibinin dayısı şirket müdürünün kayınbiraderi olduğunu bu akrabalık bağına güvenle kendisinin davalı şirketin kullanımı için tır araç alım satımı yapıp adına kredi çektiğini, ödemeleri yaptığını, bankanın ödemelerin geri ödemesinde sıkıntı olmakla … müdürlüğünün … sayılı dosyasında takip yaptığını, bu araçları şirket adına kaydetirdiğini ve davalı şirketin sahibi ve müdürü tarafından kendisinin kandırıldığını arabuluculuktan sonuç alınamadığını, tır alımı için yaptığı, 183.000,00 TL ‘lik alacağın davalı şirketten tahsiline karar verilmesi için fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak bu davayı açtığını bildirmiş bu miktarın davalı şirketten ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, 183.000,00 TL ‘lik dava açıldığını bu nedenle harcın tamamının yatırılması gerektiğini, banka dekontu ile gönderilen paranın ödünç para verme TBK’nun 389.maddesinde yer almakla temerrüt tarihinden itibaren 6 ay geçmesiyle zamanaşımı süresinin tamamlandığı, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesini, davacının şirkete borcu olduğunu, dekont açıklamasında şirkete borç verdiği şeklinde bir ibarenin bulunmadığını, ödenen miktarın mevcut borcun ödenmesi niteliğinde olup davanın esastan da reddi gerektiğini bildirmiştir.
GEREKÇE:
Dava, güvene dayalı alım satımdan kaynaklı bir kısım alacağın tahsili için açılan alacak isteğine ilişkindir.
Davacının tacir olup olmadığı yönünde yapılan sorgulamada davacı vekilinin müvekkilinin hiçbir zaman tacir olmadığını,servis aracı işletmeciliği yaptığı ve esnaf sıfatı ile vergilerini ödediğini ve şirket ortağı da olamadığını, vaad üzerine ödediği bir kısım paranın tahsili için iş bu davayı açtığını bildirmiştir.
Davalı vekili davacının tacir olmadığını, ödenilen paranın da ortak olma gayesiyle veya başka bir amaçla karşılıksız ödeme durumunun olmayıp tüm iddiaları reddettiğini bildirdiği görülmüştür.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 maddesinde ticari davalar belirlenmiş, 5 madde de ticari davaların Ticaret Mahkemelerinde görüleceği düzenlenerek görevli mahkeme belirlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralların kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkemece görevli olup olmadığı hususunun kendiliğinden değerlendirilmesi gerekir.
TTK’nun 5. maddesine göre 4. maddede sayılan ticari davalarla özel hükümler uyarınca Ticaret Mahkemesinde görülecek işlere Ticaret Mahkemesinde bakılır.
TTK’nun 4. maddesinde her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın bu kanundan ve tek tek belirtilen kanunlardan doğan hukuk davaları ile kanunda sayılan bu davalara mutlak ticari dava denileceği, her iki taraf için ticari sayılan hususlardan doğan kanunda gösterilen bu ticari davalar dışında tarafların sıfatına ve uyuşmazlık ticari işletmeye ilişkin bulunmasa bile 1163 sayılı yasanın 99. maddesi Ticari İşletme vehmi kanununun 22. maddesi, 3226 sayılı kanunun 31, İİK’nun 154, 182, 296. maddelerinden doğan davalar da mutlak ticari dava sayılmaktadır.
Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Somut uyuşmazlıkta davacının tacir olmadığı açıktır.
Dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir.
Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğundan ve göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olmakla resen ve davalı/karşı davacı itirazı gibi dosyanın görevli ve yetkili Ankara Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
HMK 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince görevsizlik nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,

Karar kesinleştiğinde ve 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli ANKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen tefhim kılındı.26/01/2021 Katip …
¸

Hakim …
¸