Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/452 E. 2022/777 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/452 Esas
KARAR NO : 2022/777

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/09/2019
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in, yaya olarak yeşil ışıkta karşıdan karşıya geçerken … plakalı aracın kırmızı ışıkta geçmesi sonucu müvekkiline çarpmasıyla kazada sakat kalındığını, yaya olan müvekkilinin kazada kusurunun olmadığını, oluşan zarardan … plakalı aracın ZMMS sigortacısı olan davalı şirketin sorumlu olduğunu, yapılan başvuruya rağmen zararlarının karşılanmadığını bildirerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100 TL geçici, 100 TL sürekli sakatlık tazminatının temerrütten itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini mahkememizden talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, usulüne uygun olmayan ve eksik evrak ile yapılan başvuruların kanuna uygun bir başvuru olmadığını, dava şartı yerine getirilmeden açılan huzurdaki davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, bunun yanında … plakalı araın 16/03/2018-2019 tarihleri arasında ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluğun olmadığını, davacı tarafın temerrüt tarihinden itibaren avans talebinin haksız olduğunu, davacının mezkur kazada kusurlu taraf olduğunu, davacıya SGK’dan rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının, gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulması gerektiğini, geçici iş göremezlik talebinin teminat dışı olduğunu, davacının varsa kalıcı maluliyetinin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, temerrüt tarihinden avans faizi talebinin haksız olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Deliller toplanmış, davacının sosyal ekonomik durumuna ilişkin araştırma yaptırılmış, Ankara …Asliye Ceza Mah.’nin … E. sayılı dosya sureti, poliçe ve hasar dosyası, SGK kayıtları, trafik kazası tespit tutanakları, ilgili hastanelerden celbedilmiş tedavi evrakları dosya kapsamına alınmış olup incelenmelerinde; … plakalı aracın davalı … şirketine 16/03/2018-2019 tarihlerini kapsar şekilde sigortalı araç olduğu, kaza tarihi itibariyle poliçe teminatının 360.000,00 TL olduğu, SGK tarafından davacıya herhangi bir gelir bağlanmadığı ve ödeme yapılmadığı, davaya konu kazaya ilişkin olarak Ankara …Asliye Ceza Mah.’nin … E. sayılı dosyasından yapılan yargılama sonucunda araç sürücüsü … hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hükmün, 15/06/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığı ve var ise geçici ve daimi iş göremez kalınan sürenin tespitine dair 24/09/2018 kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre düzenlenen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 03/02/2022 tarihli raporunda özetle; davacının 90 (doksan) gün süre ile geçici iş göremezlik halinde kaldığı, vücut genel çalışma gücünden %17,6 oranında kaybettiği yönünde kanaat belirtilmiştir. Davalı vekilince, Gazi Üniversitesi’nden daha önce alınan raporda daimi maluliyet yönünden %14 oranının belirlendiğinden çelişki oluştuğu savunulmuş ise de sözü edilen oranın bildirildiği raporun farklı yönetmelik hükmüne göre düzenlendiği, oran farklılığının yönetmelik farklılığından kaynaklanıp fahiş bir farklılık da olmadığından çelişki yaratacak düzeyde olmadığı değerlendirilmiş, raporun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi yönetmeliğine göre düzenlenmesi gerektiği savunulmuş ise de mezkur yönetmelik kaza tarihinde yürürlükte olmadığından bu savunmaya da itibar edilmesine olanak bulunmamıştır. Sonuç olarak, anılan maluliyet raporunda kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri esas alınarak davacının maluliyet durumunun belirlendiği, rapordaki tespitlere göre kaza ile maluliyet durumu arasında illiyet bağının kurulabildiği ve raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla mezkur maluliyet raporunun hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Trafik kazası nedeniyle tarafların kusurlarının varlığı ile oranı bakımından; 30/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda adli trafik uzmanı bilirkişi tarafından; “davacı yaya …’in yaya olarak karşıdan karşıya geçmeden önce kendi can güvenliği açısından olay saati ve yol itibariyle araç trafiğinin kalabalığını da dikkate alarak geçişini yaya geçidinin bulunduğu yerden yapması gerekirken aksine hareketle dikkatsizce ve tedbirsizce kendi can güvenliğini dikkate almadan karşıdan karşıya geçiş yaptığı sırada ışık ihlali yapan … plakalı araca çarpılmasıyla meydana gelen trafik kazasının oluşumunda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 69/a3b maddesine riayetsizliği sebebiyle ikinci dereceden tali kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …, sevk ve idaresindeki aracı ile olay mahalline gelmeden önce seyir yönünde bulunan trafik ışığını dikkate alıp kamera kayıtlarına göre kırmızı ışık yandığında aracını durdurup yeşil ışığa müteakip hareket etmesi gerekirken aksine hareketle dikkatsizce ve tedbirsizce seyri sırasında görüntü inceleme tutanağından da anlaşılacağı üzere kırmızı ışık ihlali yaparak karşıdan karşıya geçiş yapmaya çalışan davacı yaya …’e çarparak yaralanmasıyla meydana gelen dava konusu trafik kazasının oluşumunda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/b, 47/c, 52/a, 84/a maddelerine riayetsizliği sebebiyle birinci dereceden asli kusurlu olduğu, davacı yaya …’in meydana gelen kazada %25 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’ın gelen kazada %75 oranında kusurlu olduğu” yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, öteki “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre “kusurun varlığını” araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hakimi, maddenin ikinci cümlesine göre “kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır. 6100 sayılı HMK 266 madde hükmüne göre kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Eldeki teknik bulgulara göre hakim, kusur oranını kendisi belirleyebilir (Emsal: Yargıtay 17. HD.’nin 15/02/2021 tarih ve 2020/1185 Esas, 2021/1340 Karar sayılı ilamı). Bu açıklamalar ışığında; tüm dosya kapsamı, kaza tespit tutanağında yer alan tespitler ile bilirkişi raporu kapsamında dosyaya mübrez teknik bulgular, olayın örgüsü ile birlikte bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davalıya sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tazminat hesabı yönünden düzenlenen 10/04/2022 tarihli ek raporda özetle; “geçici iş göremezlik tazminatının 3.264,54 TL, sürekli iş göremezlik tazminatının 283.408,07 TL olarak hesaplandığı, hesaplanan zararın poliçe teminat limiti dahilinde kaldığı” yönünde kanaat bildirilmiştir. Bilirkişi tarafından TRH 2010 yaşam tablosu ile progresif rant sistemi esas alınarak hesaplama yapıldığı, yapılan hesaplamanın Yargıtay içtihatlarında öngörülen kriterlere uygun olduğu, gerekçeli ve denetime elverişli bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Dava; davalı … şirketine Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi kapsamında sigortalı olan aracın yaya olan davacıya çarpması nedeniyle oluşan trafik kazası neticesinde davacının yaralanması nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, deliller, adli tıp ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacının hükme esas alınması uygun bulunan 10/04/2022 tarihli raporda tespit edildiği şekli ile kalıcı ve geçici iş göremezlik zararlarının bulunduğu anlaşılmış olup davacının dava ve talep artırım dilekçesi ile talep ettiği 3.264,54 TL geçici iş göremezlik, 283.408,07 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 286.672,61 TL maddi tazminat istemi yönünden davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiştir. Temerrüt tarihi bakımından ise, somut olayda davacı yaralanması nedeniyle talep ettiği tazminat hesabına esas maluliyet raporu olmadan sigorta şirketi davalıya eksik evrak ile müracaat ettiğinden, davadan önce davalının temerrüdü gerçekleşmeyip açılan dava ile gerçekleştiğinden, davacı lehine hükmedilen tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekmiş (Emsal: Ankara BAM 26. HD.’nin 26/05/2022 tarih ve 2020-6/1355 sayılı ilamı), son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 3.264,54 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 283.408,07 TL daimi iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 286.672,61 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 223,00 TL harçtan 44,40 TL peşin harç, 979,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.023,4‬0 TL’nin mahsubu ile bakiye‬ 800,4‬0‬‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç ve 979,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.067,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 164,3 TL tebligat gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.364,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 43.134,17 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸