Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/412 E. 2022/112 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/412 Esas – 2022/112
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/412 Esas
KARAR NO : 2022/112

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/08/2019
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile aralarındaki ticari ilişki dolayısıyla davacı şirket tarafından davalı şirkete ürün satıldığını ve karşılığında davalıya 30.09.2015 keşide tarihli Seri A Sıra 004513 numaralı 1.314,34-TL tutarındaki fatura ile 28.05.2015 keşide tarihli Seri A sıra 004090 numaralı 4.930,28- TL tutarındaki 2 (iki) adet fatura gönderdiğini, davalıya gönderilen söz konusu faturaların davacının cari hesap kayıtlarına işlendiğinde davacının davalıdan 6.244,62-TL bakiye alacağı bulunduğunu, davalı tarafından ise bir ödeme yapılmadığını, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … numaralı icra dosyası kapsamında durdurulan takibin devamına karar verilmesini, haksız olarak yapılan itirazdan ötürü davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflarınca aynı faturalardan kaynaklı olarak hali hazırda Ankara … müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden başlatılmış ve halen derdest bir icra takibi bulunduğunu, davacı tarafça iş bu dava ikame edilmiş ise de aynı alacağa dayalı olarak iki ayrı icra takibinin başlatılmış olduğunu ve başlatılan takiplerin ikisin de tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ilgili bir şerh bulunmadığından haksız açılan davanın reddinin gerektiğini, bildirerek davanın reddini, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Mahkememizce tarafların dayanağı tüm deliller getirtilip dosyaya eklenmiş, davanın dayanağı olan Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası celp edilmiş, konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye dosya tevdi edilerek tarafların ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davanın dayanağı olan Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde özetle; 6.244,62 TL üzerinden, cari hesap alacağı açıklamasıyla 05.12.2018 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinin davalının borca itirazı üzerine durdurulduğu görülmüştür. Davacı vekili dava dilekçesinde, 30.09.2015 keşide tarihli 004513 numaralı 1.314,34-TL miktarlı ve 28.05.2015 keşide tarihli 004090 numaralı 4.930,28-TL miktarlı faturalar ödenmediğinden 6.244,62-TL cari hesap alacağının bulunduğundan bahisle davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını beyan etmiştir.
Taraflar arasındaki bir başka icra takibi olan Ankara … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde özetle; 6.244,62 TL asıl alacak üzerinden, 30.09.2015 tanzim tarihli 1.314,34-TL bedelli ve 28.05.2015 tanzim tarihli 4.930,28-TL bedelli faturalar açıklamasıyla 11.11.2015 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinin davalının borca itirazı üzerine durdurulduğu görülmüştür.
İcra ve iflas Kanunu’nun 43. maddesine göre; alacaklı başlatmış olduğu takip yolunu bir defaya mahsus olmak üzere değiştirebilir, ancak, takip yolunun değiştirilmesi haciz yolundan iflas yoluna, iflas yolundan haciz yoluna şeklinde gerçekleştirilir. Somut olayda takip alacaklısı davacı önce ilamsız icra takibini, daha sonra yine ilamsız icra takibi yapmıştır. Buradan sonraki ilamsız icra takibi mükerrer-takip olup İİK m 43/2 karşısında mümkün değildir. Böylece sonradan yapılan ikinci takibi geçerli kabul etme olanağı yoktur. Usulüne uygun takip yapılması itirazın iptali davasının şartı olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir (Emsal: Yargıtay 11. HD’nin 15.12.2021 tarih ve 2020-4514/7142 sayılı ilamı). Mahkememizce bu yön gözetilerek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, davacının davaya konu takibin ikamesinde kötü niyetli olduğu ispat olunmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı yokluğu nedeniyle dava usulden reddine,
2-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı istemin reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 75,43 TL harçtan mahsubu ile 5,27 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 15/02/2022