Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/403 E. 2022/26 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/403 Esas – 2022/26
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/403 Esas
KARAR NO : 2022/26

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara … Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası ile davalılar aleyhine başlatılan icra takibinde 181.436,91 TL toplam borca (169.062,90 TL asıl alacak ve 12.374,01 TL takip öncesi işlemiş faiz alacağı olmak üzere) davalı/borçluların 27/05/2019 tarihinde yapılan borca itirazlarının iptaline, takibin devamına, borçlular aleyhine itiraz edilen 169.062,90 TL asıl alacak asıl alacak üzerinden %20 icra inkâr tazminatına mahkememizden talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının da kabulünde olan temlikname ile var olduğu belirtilen alacağın … ve … Maden Ltd. Şti.’ye devredildiğini, bu alacaktan diğer davalıların sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptaline yöneliktir.
Davanın dayanağı olan Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde; davacının davalı şirketler aleyhine cari hesap ve buna dayalı sair faturalardan kaynaklı olarak 169.062,90 TL asıl alacak, 12.374,01-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 181.436,91-TL üzerinden 17/05/2019 tarihinde başlatılan takibin, 27/05/2019 tarihinde davalıların borcun tamamına ve ferilerine itirazı üzerine durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan 18/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…davalıların ayrı tüzel kişilikler olduğu, ortaklarının aynı kişiler olmadığı, şirketlerin farklı vergi dairesi mükellefi olduğu, bazı şirket merkezlerinin aynı olduğu, şirketler arasında sürdürülmüş ticari ilişki nedeniyle karşılıklı borç doğurucu işlemler nedeniyle fatura düzenlenmiş olup anılan faturaların şirket defterlerine kaydedilmiş olduğu, davalı şirketlere ait ticari defterlerin incelenmesinde davalılardan sadece … ve … Madencilik Ltd. Şti’nin davacı şirkete 169.062,90 TL borçlu gözüktüğü, diğer davalıların davacı şirkete borçlu olmadıkları, bu nedenle … ve … Maden … Ltd. Şti. dışındaki şirketlerin davacıya borçlu görünmediklerinden itiraz ettikleri anlaşıldığı, … ve … Maden … Ltd. Şti. İse borçlu göründüğünden takibe itirazında haklılık payı olmadığı…” ifade edilmiştir.
Davacı vekili aşamalardaki beyanlarında davalı şirketler arasındaki organik bağ nedeniyle tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle tüm davalıların takibe konu borçtan sorumlu tutulması gerektiğini savunarak davalarının tüm davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Öğreti ve uygulamada tüzel kişilik perdesinin aralanmasının genel olarak üç değişik durumda mümkün olabileceği ifade edilmektedir. Birinci durum perdenin düz aralanması olarak ifade edilen şirketin borcu için şirkete ilave olarak ortakların da borçtan sorumlu tutulmasıdır. İkinci durum perdenin ters çevrilerek aralanması olarak ifade edilen ortağın borcu için ortağın yanında şirketin de borçtan sorumlu tutulmasıdır. Nihayet üçüncü durum ise somut uyuşmazlık bakımından tartışılması gereken ve perdenin çapraz aralanması olarak ifade edilen, borçlu şirketin yanında aynı ana şirkete bağlı bir kardeş şirketin sorumluluğu cihetine gidilmesidir (…., s. 199.). Perdenin çapraz aralanması sadece ana ve kardeş şirket için değil, aynı zamanda grup veya holding sistemi içinde yer alan kardeş şirketler arasında da söz konusu olmaktadır (Tekinalp, Gülören/Tekinalp, Ünal: Perdeyi Kaldırma Teorisi, Reha Poroy’a Armağan, 1995, s. 399.). Kardeş şirketler arasında perdenin aralanması teorisine başvurabilmek için tek bir iktisadi işletmenin yürütüldüğü farklı faaliyetler için birbirinden bağımsız tüzel kişiliklerin kurulmuş olması gerekmektedir. Hukuken iki farklı tüzel kişilik gibi görünen bu şirketler aslında özdeştir, alacaklılardan mal kaçırmak ya da sorumluluktan kurtulmak amacıyla kötü niyetli olarak iki farklı tüzel kişilik gibi kurulmuştur. Bu bağlamda organik bağın varlığı da tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir. (Emsal: Yargıtay HGK., 01.07.2020 t., 2019/11-808 E., 2020/504 K.).
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce gerekçeli ve denetime elverişli kabul edilen bilirkişi raporuna göre, davacı ve davalı şirketler arasında sürdürülmüş ticari ilişki nedeniyle karşılıklı borç doğurucu işlemler nedeniyle fatura düzenlenmiş olduğu, anılan faturaların şirket defterlerine kaydedilmiş olduğu, yine tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davalı … ve … Madencilik Ltd. Şti.’nin davacıya 169.062,90-TL borçlu olduğu belirlenmiş olup bu hususta taraflar arasında da uyuşmazlık bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı tarafından tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi çerçevesinde bu alacaktan diğer davalıların da sorumlu olması gerektiği savunulmakta ise de özellikle davacı ile davalılar arasında imzalanan 31/12/2018 tarihli temlik sözleşmelerine göre davalıların davacıya olan sair borçlarının davalı … ve … Madencilik Ltd. Şti.’ne nakledildiği ve buna göre taraflar arasında mutabakat yapıldığı anlaşılmakla, tarafların tacir olduğu ve tüm bu hukuki işlere davacının da taraf olup kabulünde olduğu hususları tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde, davalılar arasında davacıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli olarak işlemlerin yapıldığının ve bu nedenle asıl borçlu şirketten alacağın tahsil edilemediğinin de kabulüne olanak bulunmadığından takibe konu alacak miktarından … ve … Madencilik Ltd. Şti. dışındaki davalıların organik bağ veya tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisine dayanılmak suretiyle sorumlu tutulamayacağı sonuç ve kanaatine varılarak davalıların takibe itirazının davalı … ve … Madencilik Ltd. Şti. yönünden ve davadan önce usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediği anlaşılmakla asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu davalı yönünden devamına, tarafların ticari defter ve kayıtları ile de sarih olan faturaya dayalı takibe konu alacağın likit ve belirlenebilir olduğu gözetilerek asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının bu davalıdan tahsiline, diğer davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin ise reddine İİK’nın 67/2. maddesi hükmünce karar verilerek son tahlilde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile Ankara … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalı … ve … Madencilik Ltd. Şti ‘nin takibe itirazını 169.062,90 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden bu davalı yönünden aynı şartlara devamına,
2-Davacının diğer davalılar aleyhine açtığı davasının REDDİNE,
3-Davalı … ve … Madencilik Ltd. Şti yönünden asıl alacağın %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
5-Alınması gereken 11.548,68 TL harçtan peşin alınan 3.098,49 TL’nin mahsubu ile bakiye 8.450,19 TL harcın davalı … ve … Madencilik Ltd. Şti’nden alınarak hazineye gelir kaydına,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin 1.021,50 TL’sinin davalı … ve … Madencilik Ltd. Şti’nden alınarak hazineye gelir kaydına, 74,77 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından başlangıçta yaptırılan 3.098,49 TL peşin harç ile 44.40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.142,89‬ TL harcın davalı … ve … Madencilik Ltd. Şti’nden alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre 20.010,98 TL ücreti vekaletin davalı … ve … Madencilik Ltd. Şti’nden alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan, 391,90 TL tebligat gideri, 87,30 TL müzekkere gideri ve 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.479,2‬0 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre 2.310,11 TL yargılama giderinin davalı … ve … Madencilik Ltd. Şti’nden alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalılar tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
13-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.18/01/2022