Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/362 Esas
KARAR NO : 2021/709
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2017
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalının Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası ile davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlattığını, davacının aleyhine başlatılan icra takibine konu olan bono incelendiğinde, davacının imzasının olmadığını ve senette vekaletten ibaresinin bulunduğunu, davacının kimseye vekaleten kambiyo senedi düzenlemek veya borç altına girmek hususunda vekaletname vermediğini, dolayısıyla davacının imzasının olmadığı kambiyo takibindeki borçtan davacının sorumluluğu olmadığını, bildirerek davalarının kabulü ile devam eden icra takibinin durdurulmasına, davacının Ankara …İcra Müdürlüğünün … numaralı icra dosyasına konu 100.000 TL borçlu olmadığının tespitine ve aleyhine yapılan icra takibi nedeniyle İİK md. 72/4 gereği toplam alacak üzerinden % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kimseye vekaletname vermediği, senedin vekaletsiz olarak imzalandığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, bu hususta … yevmiye numaralı vekaletnamesinin getirtilerek incelenmesini istediklerini, ayrıca senedi vekaleten imzalayan …’ın davacının babası gibi hem şahsi hem ticari işlerini takip eden vekili olduğunu, dolayısıyla davacının haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kaldı ki …’ın davacı adına başka çekler de imzaladığını ve davalı üzerine kayıtlı tapuların her türlü işleminin de … tarafından gerçekleştirildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi sonrasında ikame edilen menfi tespit davasından ibarettir.
Davacı tarafından davanın ikame edildiği Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Karar sayılı kararı ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Dayanak Ankara …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; davalı … tarafından 100.000,00 TL miktarlı 16/01/2017 tarihli senede dayanılarak 100.000,00 TL asıl alacak, 258,90 TL işlemiş faiz olmak üzere davacı … ile dava dışı … aleyhine kambiyo senedine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı; Ankara …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından verilen karar ile dava dışı …’ın icra takibine itirazının reddine karar verildiği; takibin kesinleştiği ve dosyada haciz uygulandığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili takibe dayanak bonoyu vekaleten imzalayan …’a bono düzenleme yetkisi vermediğini iddia etmekte; davalı vekili ise …’ın davacının babası olup şahsi ve ticari işlerini yürüten, adına senet imzalayıp tapu devirleri de yapan vekili olduğunu, bonodan haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 502/1. maddesinde “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.” hükmü düzenlenmiştir. Anılan Kanun’un 504/3. maddesinde; “Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz” hükmüne yer verilmiştir. Ticari vekilin kambiyo taahhüdü altına girmesi de, aynı Kanun’un 551. maddesinde özel yetkinin bulunması koşuluna bağlanmıştır. Diğer taraftan esnaf faaliyetlerini yürüten bir kişinin, 6098 sayılı TBK’nun 40. vd. maddeleri uyarınca, kendisine, temsilci tayini mümkün ise de temsilcinin, kambiyo taahhüdünde bulunması aynı kanunun 504/3. maddesi uyarınca, vekâlette, özel olarak yetkili kılınmasına bağlıdır (Emsal: Yargıtay 12. HD.’nin 13/02/2020 tarih ve 2019-621/1316 sayılı kararı). Vekilin vekil olunan adına bono düzenlemeye yetkili olduğunun kabulü için vekaletname içeriğinde genel bir ifadenin bulunması yeterli olmayıp açık bir şekilde bono düzenlemeye yetkili olduğunun belirtilmesi gerekmektedir (Emsal: Yargıtay 19. HD.’nin 24/07/2017 tarih ve 2016-2828/3396 sayılı kararı). Neticeten, bononun vekaleten ya da ticari mümessil sıfatıyla düzenlendiği ispat edilmediği sürece adına senet düzenlenenin sorumlu tutulması mümkün olmayacaktır (Emsal: Yargıtay 19. HD.’nin 22/09/2014 tarih ve 9415/13858 sayılı kararı).
Bitlis Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 06/04/2021 tarihli yazısından davacı …’ın ve dava dışı …’ın aktif kaydının bulunmadığı, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 17/05/2021 tarihli yazısından davacı …’ın dava dışı … İnşaat Tarım Hayvancılık Gıda Sanayi Tic. Ltd. Şti.’nin ortakları arasında bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından dayanılan ….yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletnamesinin onaylı örneği ilgili noterlikten getirtilerek dosyaya kazandırılmış olup incelenmesinde; davacı … tarafından dava dışı …’a taşınmaz satın almaya, satmaya, satış vaadi sözleşmesi yapmaya ve sair işlemleri yürütmeye yönelik yetkiler verildiği, vekaletname metni içerisinde davacı adına bono düzenlemeye yönelik açık bir ifadenin yer almadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalının savunmaları gözetilerek tapu müdürlüklerinden de vekil araştırması yapılmış olup Mamak Tapu Müdürlüğü’nün 06/10/2020 tarihli, Altındağ Tapu Müdürlüğü’nün 05/10/2020 tarihli yazıları ekinde gönderilen Bitlis 2. Noterliği’nin 25/11/2010 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesinin yapılan incelemesinde; davacı … tarafından dava dışı …’a taşınmaz satın almaya, satmaya, ipotek kaldırmaya ve sair işlemleri yürütmeye yönelik yetkiler verildiği, vekaletname metni içerisinde davacı adına bono düzenlemeye yönelik açık bir ifadenin yer almadığı anlaşılmıştır.
… T.A.O. Bitlis Şubesi’nden davacı …’a ait çekleriyle ilgili bilgi ve belgeler istenilmiş olup davacı ile bağlantılı olarak davacının ortağı bulunduğu … İnşaat Tarım Hayvancılık Gıda Tekstil Madencilik Bilişim Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin hesabının bulunduğu anlaşılmakla buna ilişkin bilgi ve belgelerin gönderildiği görülmüştür.
Cevap dilekçesinde dayanılmamakla beraber, davalı asil tarafından 02/10/2020 tarihinde dava dışı …’ya vekaleten … ile davacı …’a vekaleten … arasında gayrimenkul satışına ilişkin adi yazılı bir protokol ile 13/10/2017 tarihli ödeme protkolünün; son celsede ise … TAO Bitlis Şubesi’nden dava dışı … İnşaat Tarım Hayvancılık Gıda Tekstil Madencilik Bilişim Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.’e ait olup dava dışı … tarafından vekaleten imzalandığı iddia edilen 18/02/2017 tarih ve 130.000-TL bedelli çek fotokopisi ile çekin dava dışı … tarafından davalıya teslim edildiğine dair 24/02/2017 tarihli protokolün sunulduğu anlaşılmakta ise de HMK’nın 318. maddesi gereği süresinde bildirilmeyip, davacı tarafından da açıkça bu delillerin sunulmasına muvafakat edilmediğinin beyan edildiği, kezalik bu belgelerin değerlendirilmesinde de dava dışı …’ın davacı adına bono düzenleme yetkisini haiz olduğunun kabulüne olanak verir yönünün bulunmadığı değerlendirilmekle hükme esas alınması mümkün olmamamıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafından dayanılıp dosyaya kazandırılan vekaletnamelerin içeriğinden dava dışı …’a açıkça bono düzenleme yetkisi verilmediği gibi, dava dışı …’ın ticari mümessil olarak atandığının kabulü de mümkün olmadığından davanın kabulü ile; davalının yetkisiz temsilci tarafından imzalandığı anlaşılan bonoyu takibe koymasının kötü niyetini göstermediği kanaatiyle davacının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek son tahlilde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile
A) Davacının Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe konu 16/01/2017 tanzim tarihli 100.000 TL bedelli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine
B) Kötü niyet tazminatı istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 6.831 TL harçtan peşin alınan 1.707,75 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.123,25 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT madde 13/2 uyarınca takdir ve hesap edilen 13.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 1,707,75 TL peşin harç, 5 TL tamamlama harcı, 139,5 TL tebligat gideri,144 TL müzekkere ücreti olmak üzere toplam 2.027,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair tarafların yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı