Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/342 E. 2021/637 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/342 Esas – 2021/637
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/342 Esas
KARAR NO : 2021/637

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2017
KARAR TARİHİ : 23/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekilinin Ankara 3. Tüketici Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında 94 adet hattın kullanımı için sözleşme imzalandığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmelere istinaden davalının kullandığı numaralara ait fatura bedellerinin ödenmediğini, davalının fatura bedellerini ödememesi üzerine Bursa … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın herhangi bir borcunun bulumadığı gerekçesi ile takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak davaya cevap vermediği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, Bursa … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının celbi ile incelenmesinde alacaklı … İletişim A.Ş., borçlu … … … hakkında fatura alacağına dayalı olarak toplam 9.183,00 TL asıl alacak, 1.000,45 TL işlemiş faiz, 180,08 TL işlemiş faizin KDV’si, 250,11 TL işlemiş faizin ÖİV’si olmak üzere toplam 10.613,64 TL üzerinden ilamsız takip başlattığı, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %48 faiz, faizin %18 KDV’si, %25 ÖİV’si talep edildiği, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve dava konusu uyuşmazlık noktaları yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup düzenlenen 18/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; hesaplanan alacak miktarının, icra takibinde asıl alacak olarak talep edilen fatura tutarlarına göre 9.274,50 TL olarak hesaplandığı, bu tutarın da takipte talep edilen asıl alacak olarak talep edilen 9.183,00 TL tutarından daha fazla olduğu, taleple bağlı kalınarak asıl alacak tutarı 9.183,00 TL olarak kabul ediliğinde davacının bu tutar üzerinden davalıdan alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir. Bilirkişi raporu usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiş; taraflarca bilirkişi raporuna süresinde itirazda bulunulmamıştır. HMK’nın 281/I. fıkrasında belirtilen bilirkişi raporuna itiraz süresi, hak düşürücü süre olup hak düşürücü süre içinde rapora itiraz edilmezse diğer taraf için usuli kazanılmış hak doğacaktır (Emsal: Yargıtay 22. HD., 28/03/2018 tarih ve 2015-2018/8095 sayılı ilamı). Buna göre, bilirkişi raporunda tespit edilen alacak miktarı taraflar yönünden kesinleşmiş olmakla, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde harca esas değer 9.183,00 TL olarak gösterilmiş ve bu miktar üzerinden harç yatırılmıştır. Harç yatırılan miktar takip talebindeki asıl alacağa karşılık geldiğinden ve sonradan harç ikmâli de yapılmadığından eldeki davanın takip talebindeki asıl alacakla sınırlı olarak açıldığının kabulü ile takibin asıl alacak olan 9.183,00 TL üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir (Emsal: Yargıtay 15. HD., 11/06/2014 tarih ve 2013-2014/4068 sayılı ilamı). Davacının takip tarihinden itibaren işletilecek faize ilişkin istemlerine gelince; davacı tarafından başlatılan icra takibinde takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %48 faiz, faizin %18 KDV’si, %25 ÖİV’si talep edilmiştir. Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 5.6 maddesinde “uygulanacak faiz oranları düzenlenen faturalarda ve ilgili hizmet kanallarından bilgi verilir.” şeklinde düzenlenmiş olduğu, davalıya gönderilen faturaların üzerinde “son ödeme tarihinde ödenmeyen fatura tutarları için aylık %4 oranında gecikme faizi uygulanmaktadır” şeklinde açıklamada bulunulmuş olduğu ve davalı tarafından itiraza uğramadığı anlaşılmakla takip tarihinden itibaren işletilmek üzere talep edilen yıllık %48 gecikme faizi yönünden davacının talebinin yerinde olduğu; faize işletilen KDV yönünden ise 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 24/C maddesinde Katma Değer Vergisi matrahına dahil unsurların sayıldığı, bunların içinde faiz de sayıldığı, davacının talebi ve anılan Kanun hükmü gözetilerek takip tarihinden itibaren faize işletilecek KDV yönünden davacının talebinin yerinde olduğu (Emsal: Yargıtay 19. HD., 17/03/2015 tarih ve 2014-2015/3698 sayılı ilamı); faize işletilen ÖİV yönünden ise, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 20. maddesine göre teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlerin karşılığını teşkil eden bedel olup bedel deyimi alıcıdan her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlar tarafından borçlanılan para, mal ve diğer suretle sağlanan ve para ile temsil edilebilen değerler toplamını ifade edildiği, aynı Kanunun 24/c maddesinde ise vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin katma değer vergisi matrahına dahil edilmesi gerektiğinin hükme bağlandığı, 4481 sayılı Kanunun 4605 sayılı Kanunla değişik 8. maddesi ile her türlü cep telefonu işletmecileri tarafından verilen tesis, devir, nakil ve haberleşme hizmetlerinin özel iletişim vergisine tabi olmasının öngörüldüğü, söz konusu Kanuna göre özel iletişim vergisinin matrahının katma değer vergisi matrahını teşkil eden unsurlardan oluşmasının kabul edildiği hususları gözetilerek katma değer vergisi uygulamasında yapılan teslim ve hizmet karşılığında alıcıdan her ne suretle olursa olsun alınan bedellerin vergi matrahına dahil edilmesi gerektiğinin ve özel iletişim vergisi matrahının katma değer vergisi matrahını oluşturan unsurlardan teşekkül ettiğinin anlaşılmasına göre davacının talebi ve anılan Kanun hükmü gözetilerek takip tarihinden itibaren faize işletilecek ÖİV yönünden davacının talebinin yerinde olduğu sonucuna varılarak; davalının Bursa … Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe dayalı itirazının 9.183,00 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden aynı koşullarda devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacının icra inkar tazminatı istemine gelince; itirazın iptâli davasında İcra İflas Kanunu’nun 67/II maddesi hükmünce borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için alacağın likit ve borçlunun itirazının da haksız olması gerekir. Somut olayda asıl alacağın varlığı ile miktarı yapılacak yargılama ve alınacak bilirkişi raporu ile saptandığından alacağın likit olmadığı; bu halde, koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır (Emsal: Yargıtay 15. HD., 13/07/2020 tarih ve 2019-2020/2252 sayılı ilamı).
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın KABULÜ ile;
1-Bursa … Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe dayalı itirazının 9.183,00 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden aynı koşullarda devamına,
2-İcra İnkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 627,29 TL harçtan peşin alınan 103,76 TL’nin mahsubu ile bakiye 523,53 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 103,76 TL peşin harç, 249,2 TL tebligat, 13 TL müzekkere gideri ve 500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 897,36 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 23/11/2021