Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/312 E. 2021/685 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/312 Esas
KARAR NO : 2021/685

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2019
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; yapı malzemeleri toptancısı olarak faaliyet gösteren davacı şirket ile davalı şirket arasında uzun bir süredir ticari alım satımı ilişkisi mevcut olduğunu, bu ilişkinin de davacı şirketin bedelini önceden ödediği malzemelerin davalı şirket tarafından gönderilmesi şeklinde gerçekleştiğini, bu çerçevede davalı şirketin en son Şubat 2018’de teslimat yaptığını, takiben maddi durumunun iyi olmadığını bildirerek dava dışı … Taş Yapı İnş. Tic. Ltd. Şti. isimli şirketin deposunda bulunup kendisine ait olduğu bildirilen malzemelerin malzeme alacağına karşılık gönderilebileceğini bildirmesi üzerinde adı geçen şirketten sevk irsaliyesi de sunulan 90 kova 20/04/2019 son kullanma tarihli … İnsulex Su LM, 100 kova 27/04/2019 son kullanma tarihli … Su Pol B2X BTM Esa Sul Ylt Hrc, 90 kova 22/05/2019 son kullanma tarihli … İnsuleş Su Pol B2X esas Sul Ylt Hrc malzemesi teslim alındığını, yapılan kontrollerde söz konusu malzemelerin son kullanım tarihlerinin kalan sürede satılamayacak kadar yakın olması sebebiyle ayıplı olduğunun tespit edildiğini, davacı şirket personeli tarafından tutanak tutulduğunu, davalı şirkete de bildirildiğini, buna rağmen davalı şirket tarafından 22/02/2019 tarihli bir e-fatura kesilmesi üzerine davacı şirket tarafından 19/03/2019 tarihli bir iade faturası kesildiğini, daha sonra davalı şirket tarafından 19/03/2019 tarihinde kesildiği anlaşılan iade faturasında belirtilen malzemeleri içeren bir fatura daha kesilmiş ise de bu fatura kayıtlara işlenmemiş olup davalıya …yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilerek faturaya itiraz edilmiş, ayıplı malzemenin alınması, karşılığında malzeme verilmeyen tüm ödemelerin iade edilmesinin istenildiğini, bu bakımdan ayıplı malzeme bedeli ile birlikte davalı uhdesinde kalan tüm bakiye alacağın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi gerektiğinden davanın kabulü ile şimdilik 10.000,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; teslimatın davacının onayı ve istemiyle gerçekleştirildiğini, ürünlerin kontrol ve değerlendirmesinin yapılmasından sonra sevkiyatın gerçekleştirildiğini, davacının ürünleri teslim aldıktan ve faturasının kesilmesinden 1 ay sonrasında ürünleri iade edilmek istendiğini bildirdiğini, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, davacının ilk bakışta anlaşılabilecek kullanım tarihini sonradan öne sürerek iadesini talep etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, kaldı ki ürünlerin niteliği gereği son kullanma tarihine kadar satılmasının da mümkün olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava ticari satımdan kaynaklanan eksik ve ayıplı mal bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, dosya mali müşavir ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişilerden oluşan iki kişilik heyete tevdi edilerek davacının ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı üzerinde inceleme yaptırılarak dava konusu uyuşmazlık noktalarına ilişkin olarak bilirkişi görüşü alınmıştır.
Davalıya usulüne uygun ihtaratlı tebligat yapılmasına rağmen davalı tarafından ticari defter ve kayıtların mahkememize sunulmayıp bulunduğu yerin de bildirilmediği anlaşıldığından davalı tarafından ticari defter ve kayıtlarının ibrazından kaçınılmakla davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılamamış; HMK’nın 222/III. fıkrası gereği davacının usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yapılmış olması halinde ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil teşkil edebileceği hukuki sonucuna ulaşılmıştır.
26/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının incelenen 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nın 64. vd. maddelerinde belirtilen kanuni şartları tam olarak taşıdığı, davacının ticari defter bilgilerine göre davalıdan bakiye 163.572,45 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının ticari defterlerinin sunulmaması sebebiyle incelenemediği, davacının davalı adına … Ltd. Şti.’den satın aldığı ürünlerin son kullanma tarihlerine 2-3 ay kaldığını fark ettiği ve ürünlerin teslim tarihinden 19 gün kadar sonra iade faturası düzenlemiş olduğu, taraflar arasında satılan malın iadesinin yapılamayacağı yönünde bir sözleşme hükmü olmadığı, davalı tarafça davacının satın aldığı ürünlerin kısa sürede satılması mümkün ürünler olduğu belirtilmekle aynı satışın kendisi tarafından da yapılmasının mümkün olabileceğinin mahkemenin takdirinde olduğunu, mahkemece davacının almış olduğu 73.823,12 TL bedelli ürünlerin iadesi gerektiğinin kabul edilmesi halinde davalıdan bakiye alacağının 163.572,45 TL olacağı, alınan ürünlerin iadesinin yerinde olmadığının kabul edilmesi halinde ise davacının alacağının 89.749,33 TL olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir. Taraflarca bilirkişi raporuna karşı yöneltilen beyan ve itirazların hukuki değerlendirme ile karşılanabileceği anlaşılmakla ek veya yeni bir teknik rapor alınmasının yargılamaya yenilik katmayacağı değerlendirilmiştir.
Takiben davacı tarafından sunulan 30/10/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak alacak talebini 89.749,33 TL’ye çıkartmak suretiyle davasını ıslah ettiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) ticari satış ve mal değişimi başlıklı 23. maddesinde, bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla satış ve mal değişimlerinde 6098 Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) ilgili hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. TBK’nın 219. maddesinde, “…satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” denilerek ayıbın tanımı yapılmış olup TTK’nın 23/1.c bendinde ise, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” denilmek suretiyle tacirler arasındaki satım sözleşmelerinde muayene ve ihbar külfetine ilişkin özel hükümler getirilmiştir. TBK’nın 227. maddesinde ise kanun koyucu tarafından, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcının kullanabileceği seçimlik haklar düzenleme altına alınmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında davaya konu uyuşmazlık değerlendirildiğinde; taraflar arasında sürekli toptan alış verişe dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamakta olup uyuşmazlık, davacı tarafından bedeli ödenip teslim edilmeyen ve teslim edilip de ayıplı olmakla bedelinin iadesinin davalıdan talep edilebileceği mal olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosyaya mübrez sevk irsaliyelerine göre ayıplı olduğu belirtilerek dava konusu edilen malların 18/02/2019 tarihinde davacıya teslim edildiği; davacı şirket yetkilileri tarafından tutulan 18/02/2019 tarihli tutanakta satın alınan malzemelerin son kullanma tarihlerinin çok yakın olduğunun, kalan sürede satılmasının mümkün olmadığının, satıcıdan iadesi istenildiğinde kabul edilmediğininin, bu nedenle iade faturası kesildiğinin kayıt altına alındığı; davacı tarafından ayıplı olduğu belirtilen mallara ilişkin olarak 19/03/2019 tarihli ve 73.823,12 TL miktarlı iade faturası kesildiği, takiben davalı tarafından aynı tarih ve miktarlı bir fatura kesildiği ve son olarak davacı tarafından davalıya gönderilen ….yevmiye numaralı ihtarnamesi ile teslim edilen malların son kullanma tarihlerinin yakın olması sebebiyle ayıplı olduğunun ve iade alınması gerektiğinin bildirilerek gönderilen 11/04/2019 tarihli faturaya itiraz edildiği ancak davacı tarafından sunulan tebliğ şerhine göre ihtarnamenin bila tebliği iade döndüğü anlaşılmakla davacı tarafından gönderildiği bildirilen 19/03/2019 tarihli iade faturasının ayıp ihbarı niteliğinde olduğu kabul edildiğinde dahi (Emsal: Y. 15 HD., 22/03/2010 tarih, 926-1621 sayılı kararı) ayıp bildiriminin 18/02/2019 tarihli teslimden itibaren en erken 29 gün içinde yapılmış olabileceği anlaşılmış olup davalı şirkete daha önce bildirimde bulunulduğuna dair bir kayda dosya kapsamından rastlanılmamıştır. Bununla beraber davacı tarafından sunulan ıslah dilekçesinde, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle, dava değeri bilirkişi raporunda ayıplı olduğu iddia edilen malların iadesinin gerekmediğinin kabulüne göre belirlenen alacak miktarı olan 89.749,33 TL’ye çıkartılarak dava ıslah edilmiş olup davacı tarafından yapılan ıslah nazara alınarak yapılan değerlendirme sonucunda alacağın varlığının tüm dosya kapsamı ve HMK’nın 222/III. fıkrası gereği usulüne uygun tutulduğu anlaşılan davacıya ait ticari defter kayıtları nazara alınarak ispat edilmiş bulunduğu; bunun yanında tarafların tacir, uyuşmazlığın ise ticari iş niteliğinde olduğu gözetilerek TTK’nın 8 vd. hükümlerine göre davada ticari avans faizi talep edilebileceği sonuç ve kanaatine varılmak suretiyle davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile 89.749,33 TL’nin 10.000 TL’sine dava tarihinden, 79.749,33 TL’sine de 30/10/2021 ıslah tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 6.130,77 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL’ ile 1.400,00 TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 4.559,99‬ TL harcın davalıdan tahsiline ve hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 12.467,41 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 170,78 TL peşin harç, 1400 TL ıslah harcı, 83,1 TL tebligat, 1000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.698,28‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 14/12/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı