Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/290 E. 2021/726 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/290 Esas – 2021/726
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/290 Esas
KARAR NO : 2021/726

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 14/06/2019
KARAR TARİHİ : 24/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının EPDK’dan almış olduğu lisans kapsamında Ankara ilinde doğalgaz dağıtım faaliyetini yürüttüğünü, doğalgazın taşınması boru hattı ile sağlanmakta olup dağıtım şebekesinin mülkiyeti Doğalgaz Piyasası Kanunu ve ilgili yönetmelikler gereğince davacıya ait olduğunu, davalı tarafından farklı tarihlerde yapılan kazı çalışmaları neticesinde doğalgaz borularına hasar verildiğini, her bir hasar bedelinin tahsili amacıyla icra takibinin başlatıldığını, davalıya karşı icra takibine geçilmeden önce söz konusu haksız eylemlerle inşaat bakım onarım vb çalışma usul ve esaslarına uymayan, alt yapı uygulama mevzuatına aykırı davranan davalının neden olduğu hasarların tazmin edilmesi amacıyla ihbar yazısı, hasar tespit tutanağı, hasarın tamiri için yapılan masraflara ait hasar faturası ve eklerinin iletildiğini, ancak davalının davacı zararlarını gidermediğini, başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, her bir dosya yönünden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının Ankara ilinde Ankara Büyükşehir Belediyesi ile akdetmiş olduğu sözleşme ile Ankara mücavir alanlarında beton bordür ve tretuvar yapılması işini üstlendiğini, icra takibine dayanak olarak gösterilen ve bedellerinin davalıdan talep edilen hasarların davacının doğalgaz borularını usulüne uygun döşememesi nedeniyle kendi kusuru neticesinde meydana geldiğini, davalı şirketin hasarlar nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, hasarı asıl ve tek sorumlusunun boruları usulüne uygun döşemeyen davacı olduğunu, davacının kusurunun davalı şirketin eylemi ile meydana gelen zarar arasındaki nedensellik bağı kesecek derecede ağır olduğundan davalı şirketin borçlar kanunu hükümleri uyarınca söz konusu zarardan sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafından çalışılmaya başlamadan önce davalıya bildirimlerin yapıldığını, çalışma esnasında üzerine düşen yükümlülüklerin tamamını yerine getirdiğini, davacının kendi işçilerini çalıştırmış ise işçilik bedeli talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce alınan 05.08.2020 bilirkişi heyeti raporunda özetle; “davacı tarafından standartlara ve yönetmeliklere uygun hareket edilmediğinden çalışma esansında bu olay ve dava konusu hasarın meydana geldiğini, … Doğalgaz AŞ tarafından gerekli işaretlemeler yapılmış olsaydı ve yine borular standartlara uygun şekilde döşenmiş olsaydı çalışma esnasında bu hasarın meydana gelmesi mümkün olmayacaktı, dava konusu hasarın meydana gelmesinde davacı … Doğalgaz AŞ’nin tam kusurlu olup, bu hasarın meydana gelmesinde davalı … Beton Elemanları San Ür ve Tic. AŞ’nin kusurunun bulunmadığı” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Mahkememizce farklı bir bilirkişi heyetinden alınan 21.06.2021 raporlarda özetle: “davalının tüm yazılan ve iletişim kurulması gereken yazılara davacının cevap vermediği, işbirliğine gitmediği, toplu bildirim yerine sanki her iş için ayrı ayrı haber beklediğinin görüldüğünü, yer altında tesisi bulunan kurumların yapacağı kazılarda doğalgaz borularına zarar vermemeleri için doğalgaz döşenmiş olduğu sokaklarda gerekli işaretler ile ikaz levhalarını koyarak gerekli tedbirleri alması gerektiği, davacının yer altına döşemiş olduğu doğalgaz borularını standartlara uygun olarak döşemiş olması halinde davalının kaldırım vb imalatlar için yapacağı maksimum 20 cm derinlikteki kazı işlerinde doğalgaz borularına zarar vermesinin mümkün olmadığını, doğalgaz borularında meydana gelen hasarlarda davalının bir kusurunun olmadığını, boru hasarlarının davacının doğalgaz borularını standartlara uygun şekilde döşememiş olmasından kaynaklandığını, yer altına döşenmiş bulunan doğalgaz borularının hasarlanmasında davalının bir kusurunun bulunmadığını, doğalgaz borularını kendi şartnamesinde yer alan 60/80 standartlarına göre döşememiş olan davacının tam kusurlu olduğunu, davalının olayda bir kusurunun bulunmaması nedeniyle dosya ekinde bulunan icra dosyaları ile ilgili bir değerlendirmenin yapılmadığı” şeklinde kanaat bildirmişlerdir.
05.11.2020 tarihli ek rapor özetle;”kök raporda izah olunan gerekçeler kapsamında ve kusur aidiyet oranlarına etki edecek yeni bir belgenin de dosyaya sunulmadığı anlaşıldığından kök raporda yapılan değerlendirme de herhangi bir değişiklik ön görülmediği” şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
20/01/2021 tarihli 2. Ek raporda özetle; “davacıya ait doğalgaz dağıtım boru hatlarının yer altında usulüne uygun olmayan şekilde döşenmemiş olduğu, bu durumun davalı şirket tarafından bilinmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davacı şirkete ait doğalgaz dağıtım boru hatlarında hasar meydana gelmesinde davalı şirketin kusurunun olmadığı görüş ve kanaatine varıldığını, dava konusu hasarların giderilmesi sırasında çalışma yapan teknik personelin çalışma esnasında doğalgaz borularının tamirleri yapılırken doğalgaz borularının standartlara ve şartnameye uygun olarak döşendiğini ve kazı derinliği ile uyarı ikaz malzemelerinin bulunduğunu kanıtlayan fotoğrafların dosyada mevcut olmadığı tespit edildiğini, dolayısı ile hasar bedelleri ile ilgili kanıtlayıcı ve açıklayıcı bilgi bulunmadığından hasar bedelleri hakkında her hangi bir değerlendirme yapılmadığını, kusur aidiyet oranlarına etki edecek yeni bir belgenin de dosyaya sunulmadığını kök rapor ve bir önceki ek raporda yapılan değerlendirmelerde bir değişiklik olmadığı” şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Dava haksız fiilden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptaline yöneliktir.
Davacı; davalı şirket tarafından farklı tarihlerde yapılan kazı çalışmaları neticesinde davacıya ait doğalgaz borularına zarar verdiğini beyanla davalı aleyhine Ankara ….Müdürlüğü’nün …Esas, Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyalarından başlatılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini beyanla itirazın iptali ile %20 oranında inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı mahkememizce alınan 05.08.2020 tarihli bilirkişi heyet kök ve 05.11.2020 tarihli 1. ek raporu, 20.01.2021 tarihli 2. Ek raporu ile farklı bilirkişi heyetinden alnan 21.06.2021 tarihli kök ve 05.11.2021 tarihli ek raporlardan anlaşılacağı üzere, davalı yanın yüklenici sıfatıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden almış olduğu ihalenin ifası amacıyla Ankara İli ve İlçeleri tretuar kavşak ve beton bariyer döşenmesi işi kapsamında idare tarafından verilen iş emirleri gereğince çeşitli imalatların yapıldığı, davacıya ait imalatların zarar görmemesi için davacıya farklı tarihlerde yazıların yazılmasına rağmen davacı tarafından davalı ile irtibata geçilmediği, doğalgaz borularının olduğu mahalde boruların olduğuna dair ikaz işaretlerinin bulunmadığı ayrıca yine boruların standartlara uygun olarak döşenmesi durumunda zararın da meydana gelmeyeceği bu nedenle meydana gelen zararda davacının ağır kusuru nedeniyle davalıya kusur izafe edilmediği ve meydana gelen zarardan dolayı sorumlu olmayacağının kabulü ile açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın her bir icra takip dosyasına münhasır olmak üzere reddine
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 124,87 TL harçtan mahsubu ile 65,57‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 24/12/2021