Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/211 E. 2021/445 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS SAYISI : 2019/211
KARAR SAYISI : 2021/445

DAVA : Destek Tazminatı
DAVA TARİHİ : 10/11/2015
KARAR TARİHİ : 13/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/10/2014 tarihinde davalı yanca ZMMS poliçesiyle sigortalı … plaka sayılı aracın tek taraflı ve tam kusur ile gerçekleşen trafik kazasında davacı nişanlısı …’ın vefat ettiğini, araçta bulunan kişilerden kimin sürücü olduğu tespit edilememiş ise de kaza tek taraflı olduğundan bunun tespitinde hukuki yarar olmadığını, müvekkilinin üçüncü kişi konumunda olduğunu ileri sürerek bilirkişi raporuyla belirli hale gelecek zarar miktarı dikkate alınarak talep genişletilmek üzere 2.100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüd tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; muris yönünden babası …’a Sigorta Tahkim Komisyonunun … esas sayılı dosyası ile açılan dava nedeniyle tazminat hesabında adı geçen yönünden payın ayrılması gerektiğini, nişanlılık durumunun kesin deliller ile tespiti gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün belirsiz olduğunu, murisin sürücü olarak tespit edilememesi halinde araç yolcusu zararın artmasına etken olduğunu, bu nedenle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, araçtaki her iki kişinin de alkollü olduğunu, alkollü kişinin arabasına bilerek ve isteyerek bindiğinden tazminattan indirim yapılmasını istediklerini, araç sürücüsünün tespitinin gerektiğini, şayet müteveffa sürücü ise alkollü olarak araç kullandığını, kendi kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, temerrüdün oluşmadığını, araç hususi olduğundan avans faizi istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkememiz dava dosyası hakkında 21/10/2016 tarihinde karar tesis edilmiş olup davacının müteveffanın nişanlısı olması nedeniyle destek tazminatı talep edebileceği ve kazanın oluşumunda müteveffanın dahilinin sonuca etkili bulunmadığı belirlenerek açılan davanın kabulü ile 155.189,53 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar davalı sigortanın istinaf etmesi üzerine Ankara BAM 22. Hukuk Dairesinin.. sayılı kararında özetle” Davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı aracın dava dışı … adına kayıtlı olduğu, ceza soruşturmasında aracı kimin kullandığının belli olmadığı belirtilerek takipsizlik kararı verildiği, araçta bulunan sürücü ve yolcunun alkollü olduğunun belirlendiği, …’ın 1,75 promil alkollü olduğu, kazanın 11.10.2014 tarihinde meydana geldiği;Kusur ve tazminat bilirkişileri ortak raporlarında; aracı sürenin alkollü olması, kemer takmaması nedeniyle tam kusurlu olduğu, yolcunun da alkollü birinin aracına binmesi, kemer takmaması nedeniyle müterafık kusuru bulunduğu, sürücünün %80, yolcunun %20 kusurlu olduğu; Davacının nişanlısı olduğu ölenin, ölenin … İlaçlama, Temizlik…Şirketinde çalıştığı, 2014 yılı Eylül ücretinin net 1.000,59TL olduğu, asgari ücretin 1,12 katı olduğu, ölenin 1987 doğumlu, davacının 1985 doğumlu olduğu, davacının kaza tarihinde 29 yaşında olduğu, davacının muhtemel yaşam süresi boyunca destek olacağı, 11.10.2014 31.12.2016 arası (kaza tarihinden karar tarihine kadar) işleyecek dönemde 01.01.2017 tarihinden 21.02.2047 tarihine kadar hesaplandığı, davacının yaşı ve hiç evlenmemiş olması nedeniyle %35 evlenme ihtimali indirildiğini, rücuya tabi bir gelir bağlanmadığını, davacı anne-baba ve iki çocuk ihtimali ile destek paylarının hesaplandığını, buna göre toplam 155.189,53TL olduğu anlaşıyarak Davanın, ölenin nişanlısı tarafından açılan 6098 sayılı TBK m. 53(BK 45)/ye dayalı destek tazminatı istemine ilişkin bulunduğu, destek tazminatının, desteğin ölümü yüzünden kendisine bakılan kimsenin bu bakımdan kısmen veya tamamen yoksun kalınması halinde olanaklı olduğu, buradaki amacın, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunması olup, bu yoksun kalma maddî bir zararı ifade edeceği, olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesinin amaçlandığı, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekeceği, nişanlılık evlilikten önceki döneme ilişkin bulunduğundan bu dönemde nişanlıların birbirlerine karşı nafaka yükümlüğü yahut başka bir bakım ve gözetim mükellefiyeti bulunmadığı, kaldı ki destek tazminatı, fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminat olduğu, bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunması gerekeceği, somut olayda davacı, nişanlısı olan müteveffa …’ın ölümü sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği, bu durumda mahkemece, davacı nişanlı ile müteveffa arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığının bulunup bulunmadığı hususunun tespitine ilişkin olarak davacının delilleri toplanarak değerlendirilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeden karar verilmiş olması yerinde görülmediği, ” gerekçesi ile kaldırılarak mahkememize iade edilmiş olup dava dosyası hakkında karar ilamı uyarınca tahkikata devam edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, müteveffa nişanlısı davacının talep ettiği destek tazminatı isteğine ilişkindir.
Davalı sigortacının mahkememiz önceki kararının kaldırılması yönündeki başvurusu üzerine kaldırma kararında değinilen davacı nişanlı ile müteveffa arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığının bulunup bulunmadığı hususunun tespiti için davacı yana delillerini sunmak üzere süre verilmiş, davacı vekilinin bu konuda tanıklarını dinletmek istediğini bildirdiği görülmekle tanıkların dinlenmesi yönünde işlem yapılmıştır.
Dinlenen tanık beyanları çerçevesinde; müteveffa ile nişanlı olan davacının uzun süren bir arkadaşlık dönemi sonrasında yakın akraba ve komşu çevrenin bildiği şekilde evliliğe hazırlandıkları nişanlılığın yoğun ve destekli biçimde devam ettiği, herkesin bu evliliği aralarında bulunan yoğun sevgi bağı nedeniyle mutlak gözüyle baktığı müteveffanın nişanlısına uzun süren arkadaşlığı dönemince maddi ve manevi desteğini esirgemediği ve ölüm sonrasında davacının uzun süre bu elim olaydan dolayı ağır depresyon geçirerek şoka girdiği ve dava tarihinde dahi yeniden evlenmenin gündeme gelmediğinin açıklandığı anlaşılmaktadır.
Düzenli ve kesin bilgi içerir biçimde bir maddi yardımdan söz edilmese de nişanlılık süresince maddi yardımlar hediye ve diğer maddi ve manevi yardım şeklinde devam ettiği davacının bu destekler ile de evliliğe hazırlandığı anlaşılmaktadır.
Kullanılamayan tüm hazırlık ve evliliğe dair detayların da davacıda eksilen bir değer olarak tanımlanması gerektiği değerlendirilmekle birlikte, nişanlılık evlilik birliğinin henüz başlamamış hali olmakla uzun süredir devam ettiği belirtilen ve ancak davalı sigortacının kazaya neden olan araç işletenine ait hukuki sorumluluğu güvence altına alınmış olduğu da nazara alınarak destek tazminatına mahkememizce de hak kazanıldığı değerlendirilmiştir.
Bundan ayrı hüküm tarihine en yakın tarih itibariyle yeniden tazminat hesabı yaptırılmış, çıkan sonuçtan bu maddi tazmin bedeli miktarı olan 201.384,50 TL’nin TBK’nun 43-44. madde hükümleri uyarınca evlilik birliğinin henüz fiilen başlamamış olmasından kaynaklı davalı lehine hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiği değerlendirilerek hesaplanan bu tazminat miktarının %60’ı olan 151.038,37 TL destek tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Islah edilmiş davanın kısmen kabulü ile 151.038,37 TL destek tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 10.317,43 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL ile ıslah sırasında alınan 522,88 TL toplamının indirilmesiyle 19.766,85 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan 2.619,90 TL yargılama giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 2.549,72 TL’si ile 578,28 TL harç masrafı toplamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 649,70 TL yargılama giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 17,85 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazla giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 18.298,64 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Sarfedilmeyen avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair; davalı vekilinin yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 345.m. gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstinaf başvuru yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/07/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı