Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/621 E. 2022/867 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/621 Esas – 2022/867
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/621 Esas
KARAR NO : 2022/867

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Orman Ürünleri Tarım Gıda İnş.Taah.İth.İhr.Ltd.Şti.’nin Ankara Ticaret Odasının davalı banka ile aralarındaki sözleşmeye istinaden Ticaret Odası kredisi adı altında 50.000,00 TL bedelli ticari kredi başvurusu yaptığını, dava dışı şirketin müvekkilini kefil gösterdiğini, müvekkilinin kefil sıfatıyla boş sözleşmeye imza attırıldığını, önce kredinin onaylanmadığını ve bu durumun davalı banka tarafından müvekkiline bildirildiğini, daha sonra 2010 Ocak ayında 50.000,00 TL bedelli kredinin onaylandığının bildirildiğini, çok kısa süre sonra kredi kullananın hiç bir kredi taksiti ödenmeden 40.000,00 TL kredi limiti artırımına gidildiğini, bunun kefil sıfatıyla müvekkiline bildirilmediğini, krediye karşı Balgat’ta bir daire ile 2 adet aracın ipotek gösterildiğini, kredi kullananın borcunun ödememesi üzerine müvekkilinin maaşından kesileceği zaman durumdan haberdar olduğunu, davalı bankanın ipoteği paraya çevirmek yerine müvekkilinin maaşından 7 yıl kesinti yapıldığını, davalı bankanın daha sonra ipoteği paraya çevirmek için girişimler yaptığını, ipoteğin paraya çevrilmesi sonucu tahsil edilen paranın icra dosyasına bildirilmediğini, bu nedenle borca sürekli faiz işletildiğini, müvekkilinin bu nedenlerle psikolojisinin bozulduğunu, tedavi gördüğünü, müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 21.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddini, olmadığı taktirde görev yönünden reddi ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi gerektiğini, davacının borçlu ile birlikte müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla borçlu olduğunu kabul ettiğini, kredi limitinin sözleşmede 250.000,00 TL olduğunu, davacının icra takibi sürecinde hiç bir yasal girişim ve itirazda bulunmadığını, borcun kesinleştiğini ve maaşı üzerine haciz uygulandığını, bu konuda müvekkili bankanın hukuka aykırı bir kusurunun bulunmadığını, bu nedenlerle maddi ve manevi tazminat davasının açılamayacağını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

GEREKÇE:
Dava, kredi sözleşmesi kefilliği nedeniyle haksız tahsilat yapıldığı ileri sürülerek açılan maddi ve manevi tazminatın tahsili talebine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının kefili olduğu dava dışı … Orman Ürünleri Tarım Gıda inşaat Taah. İth. İhr. San. Ltd. Şti. nin 2009 yılı sonlarına doğru bankanın Ticaret Odası ile yaptığı sözleşmeye istinaden 12 eşit taksit ödemeli 50.000,00 TL Ticaret Odası kredisi için sözleşme ve dekontların boş olarak imzalatıldığını, kredi onaylanırsa bilgi verileceğinin söylendiğini, krediye karşı ipotek ve rehin olarak Balgat ‘ta bir daire ve 2 araç verildiğini, 10-15 gün sonra kredinin red edildiğinin bildirildiğini, 2010 Ocak ayında kredinin onaylandığı , bilgisi dışında limitin 40.000,00 TL aşıldığı ve faizlerle birlikte 102 .000,00 TL borcun ödenmesinin bildirildiğini, sonrasında 7 yıl boyunca maaşından kesinti yapıldığını, ipotek satışında bilgilendirilmediğini ve değerinin altında satışların yapıldığını, daire satışının dosyaya geç bildirilmesi nedeniyle borcun artmasına sebebiyet verildiğini, bilgisi olmadan kabul edilen 2. Kredi nedeniyle yapılan maaş kesintilerinden psikolojisinin bozulduğunu, intihar teşebbüsünde dahi bulunduğunu, bankanın özen borcunu yerine getirmediğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebi için eldeki davayı açmıştır. Davalı vekili görev ve zamanaşımı itirazı ile dava dışı asıl borçlu … Orman Ürünleri Tarım Gıda inşaat Taah. İth. İhr. San. Ltd. Şti. ile 15.6.2009 tarihinde yapılan Genel Kredi Sözleşmesinde azami 250.000,00 TL için davacının borçlu ile birlikte müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile kefaleti kabul ettiğini, bankanın boş dekont ve kredi sözleşmesi imzalatması uygulamasının olmadığını, ayrıca tahsis edilen kredinin tek bir seferde kullanımının söz konusu olmayıp teminatlar geçerli olacağı sürece kredi limiti kapsamında kredi kullandırılabildiğini, kredi ödemesi yapılmayınca hesap kat edilerek ihtarname gönderildiğini, bizzat davalıya tebligat yapılmamış ise de yasal olarak tebligatın yapıldığını, davacının bir şekilde öğrenip şubeyi aradığını, kefalet olarak ipotek edilen iki araba ve taşınmazın davacıya değil asıl borçluya ait olduğunu, taşınmazın Ankara Gayrımenkul İcra Müdürlüğü 2010/273 esasta satışının yasal koşullara uygun olarak yapıldığını, davacının icra takibine itiraz etmeyip takibin kesinleştiğini ve maaşına bu nedenle haciz konduğunu, kefilin borcu ödeyip borçluya rücu hakkının olduğunu, fazla ödemesinin bulunmadığını, manevi tazminat talebinin hukuki dayanağının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Borç ilişkisinin halen sürmesi nedeniyle zamanaşımının dolmadığı görülmüştür. Taraflar arasında imzalanan 15.6.2009 tarihli 250.000,00 TL limitli Genel Kredi sözleşmesinde davacının isim ve imzasının olduğu, kefaletin yapıldığı tarih itibari ile yasal koşulları taşıdığı, ipotekli taşınmazla ilgili resmi belgelerin ve Ankara …. İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyası ile ilgili icra dosya suretlerinin celp edildiği,dava konusu kredi sözleşmesi ile ilgili tüm kayıt ve belgelerin dosyaya kazandırıldığı, davacının ileri sürdüğü gibi bir kredi sözleşmesinin varlığının tespit edilemediği gibi davacı tarafça 12 taksit ödemeli 50.000,00 TL Ticari Kredi olması halinde dahi davacının böyle bir kredinin kefili olduğunun ispatlanamadığı, davacı iddiası gibi boş dekont ve sözleşmeye imza atıldığının da yasal delillerle ispatlanamadığı gibi boşa atılman imzanın sorumluluğunun dahi ilgilisine ait olduğu, ayrıca davacı tarafça bu konuda herhangi bir suç duyurusu ve şikayette bulunulduğuna ilişkin iddia ve ispatın söz konusu olmadığı gözetilerek bankacı ve sözleşme konusunda uzman bilirkişi heyetinden davacı iddiaları ve davalı savunmaları doğrultusunda rapor alınmış, araç satışından elde edilen gelirin 21.10.2010 tarihinde banka alacağından düşüldüğü, ipotekli taşınmazın icra kanalı ili yapılan satışında 49.500,00 TL bedelle davalı bankanın satın alıp masraf düşümü sonrası 41.843,35 TL nin de dosya borcundan mahsup edildiğini, dava tarihi itibari ile borcun halen bitmediği , ancak davacı talebi ile faiz oranı indirimi ile son rapor tarihi itibariyle borcun tasfiye edildiği, davacının fazla ödemesinin olmadığı tespit edilmiştir. Hal böyle olunca davacının geçerli kefalet nedeni ile kefil olduğu borç yönünden bankaya karşı yükümlülüğünün sürdüğü , banka işlemlerinde hukuka aykırı bir durumun tespit edilemediği, icrada talep edilen miktarın kefalet limiti içinde kaldığı, davacının bankaya karşı fazla bir ödemesinin olmadığı, dava tarihi itibarı ile borcun sürdüğü ve manevi tazminat koşullarının da oluşmadığı gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
Davanın reddine,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın düşümü ile eksik kalan 44,80 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan başvurma harcının üzerinde bırakılmasına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan masraf olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Talep halinde artan avansın iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen tefhim kılındı. 07/12/2022