Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/545 E. 2021/494 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2018/545 Esas
KARAR NO : 2021/494
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 06/08/2018
KARAR TARİHİ : 24/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların davalı şirketin hissedarı olduklarını, davalı şirketin kurulduğu günden bu yana hiç bir ticari faaliyeti bulunmadığını, bu sebeple davacılara herhangi bir faydası olmadığı halde davacı aleyhine vergi vb yükümlülükler doğurduğunu, davalı şirket adına kayıtlı tek gayrimenkulün … Köşkü olup bunun dışında şirketin herhangi bir mal varlığı bulunmadığını, davacıların toplam şirket sermayesinin yaklaşık %13 oranında hissedarları olduklarından aktif dava ehliyetine sahip olduklarını, şirketin gayri faal olduğu hiç bir ticari faaliyetinin olmadığını, hissedarların bir araya gelip tasfiye kararı alması fiilen ve hukuken mümkün olmadığını belirterek TTK m.531 hükmünce davalı şirketin haklı nedenle feshine mahkeme aksi kanaatte ise davacılara ait ayrılma akçesinin hesaplattırılarak davacılara ödenmesini ve davacıların şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların davacı şirkette 26.02.2015 tarihinde pay sahibi olduklarını, 1987 yılında kurulmuş olan ve ticari faaliyetlerine devam eden şirketin sadece yaklaşık 4 yıldır hissedar olduklarını, davacı iddialarının mesnetsiz olduğunu, şirketin feshine dayanak olacak haklı nedenin somut olayda oluşmadığını, Anonim Şirketlerde asıl olanın şirketin devamlılığını sağlamak olduğunu, şirketin kuruluş amacının her türlü otel, motel, lokanta, gazino vb turistlik tesisler, iş yerleri, eğlence yerleri ile geniş mekanların konut ve iş yerlerinin dekorasyon işlerini yapmak olmakla iddia edildiği gibi kuruluş amacından uzaklaşmış olmasının söz konusu olmadığını, davalı şirketin mal varlığı olan … Köşkü’nün bulunduğu parselin imar planı tadilatının hazırlandığının ve Kadıköy Belediyesine başvuruda bulunduğunu, imar planının onaylanması sonrasında ise inşaat ruhsatı başvurusunda bulunulduğunu, inşaat ruhsatı alması ile köşkte tadilat yapılacağının ve sonrasında tesisin işletmeye açılacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraf delilleri toplanmış, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirketin sicil özetil ile sicil dosyasından bir örnek temin edilmiş, Kadıköy Belediye Başkanlığı ile Ankara Vergi Dairesi cevabi yazıları dosya kapsamına alınmış, tüm dosya kapsamı ile davalı şirketin ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup mali müşavir, mimar ve ticaret hukuk öğretim üyesi bilirkişiler tarafından düzenlenen 12.04.2019 tarihli raporda özetle; “davalı şirketin elinde bir gayrimenkul dışında önemli bir varlığın bulunmadığını, esasen şirketin bir ticari faaliyetinin de bulunmadığı ve geçmiş yıllarda zarar açıkladığı göz önüne alındığında şirketin sözleşmesinde yer alan faaliyet konularında bir işlemin gerçekleştirilmediği ve uzun süredir faaliyet göstermeyen ticari bir faaliyet ve kar elde etmeyen bir şirketin feshi koşullarının oluştuğunun kabul edilebileceği zira Anonim Şirketlerin ekonomik amaçlar için kurulduğu ve ortaklarında şirkete sermaye koymaları amacının kar payı almak olduğu, son yıllara ait bilançolarda sürekli zarar gösteren şirketin aktif olmadığı ve aktif hale geleceği yönünde de bir iddia ortaya konmadığına göre azınlığın şirketin haklı sebeple feshini ve uygun düşen bir çözümü talep etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, haklı sebeple fesih koşulları oluşmuş ise de şirketin aktifinde yer alan gayrimenkul dışında davacı azınlığı çıkma payını ödeyebilecek ayrı bir mal varlığı bulunmadığından azınlığı şirketten çıkarılmasına karar verilmesinin mümkün görülmediği, aksi kanaatte olunması halinde bahçeli ahşap köşk vasıflı taşınmazın 2018 yılı itibariyle değerinin 140.679.100,00 TL olarak takdir ve hesap edildiği” ifade edilmiştir.
Davalı şirkete ait taşınmazın rapor tarihi itibariyle rayiç değerinin tespiti yönünde İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış inşaat mühendisi, mimar ve gayrimenkul değerlendirme uzmanı bilirkişiler tarafından keşfen yapılan inceleme sonucu düzenlenen 04.10.2019 tarihli raporda özetle; “taşınmazın değerinin uzmanlık alanı dışında bulunan bitkisel muhdesat hariç tutularak 300.500.066,40 TL olabileceği” ifade edilmiş, bilirkişi heyetinin11.03.2020 tarihli ek raporında özetle; “davalı şirkete ait taşınmazın 2018 yılı itibariyle değerinin 140.679.100,00 TL olarak piyasa koşullarına uygun kıymet takdirinde bulundukları kıymet takdirinde baz alınan m² bedelin piyasa şartlarında afaki olduğu,” ifade edilmiş, davalı şirkete ait taşınmazın değer tespitine yönelik beyan ve itirazlar değerlendirilerek taşınmazın rapor tarihi itibariyle rayiç değerin tespiti ile yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak üzere İstanbul Anadolu Nöbetçi Asiliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış inşaat mühendisi, iç mimar, ziraat mühendisi ve gayrimenkul değerlendirme uzmanı bilirkişiler tarafından keşfen yapılan inceleme sonucu düzenlenen 29.01.2021 tarihli raporda özetle; “bahçeli ahşap köşk vasıflı taşınmazın yapı ve bitkisel muhdesat 29.01.2021 tarihli rapor tarihi itibariyle toplam rayiç bedelin 300.000.000,00 TL hesap ve takdir edildiği” belirtilmiştir.
Mahkememizce tayin edilen bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 28.06.2021 tarihli ek raporda ise “Kadıköy Belediyesinin cevabi yazılarında davalı şirketin restorasyon talebinde bulunduğu ve taşınmazdaki üç yapı için 18.07.2019 itibariyle ruhsat alındığının anlaşıldığı, davalı tarafından itiraza konu edilen … Köşkü için restorasyon amaçlanması amaçlanması ve inşaat ruhsatı başvurusunda bulunmuş olmasının dava tarihinden sonra ortaya çıkan durumlar olduğunu, dava tarihinden sonra gerçekleşen bu olguların dava tarihi itibariyle haklı nedenle fesih talep edilebileceği tespitlerini ortadan kaldırmadığı, ayrıca hukuk düzeninde dava açılacağı düşüncesi ile gerçekleştirilen eylem yada işlemlerin veyahut açılmış davayı dayanaksız hale getirme amacıyla gerçekleştirilen eylem ve işlemlerin nazara alınmayacağı bu kapsamda inşaat tadilat işlerinin yapılması için imzalanan istisna akdinde taraf olan … İnş. Ve Tic. A.Ş’nin yetkisinin davalı şirketin de yetkilisi olan … olduğu, kaldı ki davalı şirket tarafından restorasyon işi için inşaat ruhsatı talebinde bulunulmuş olması ve hatta dava tarihinden yaklaşın bir sene sonra ruhsatın alınması veya tadilat işi için sözleşme akdedilmesi için şirketin faaliyette bulunmaya başladığı/başlayacağı anlamına gelmediği, şirketçe daha öncede ruhsat alındığı ancak süresinde işlem yapılmadığı ve ruhsat süresinin dolduğu, taşınmazın atıl bırakıldığı, şirketçe başka bir faaliyette bulunulmadığının görüldüğü, haklı nedenle fesih koşullarının oluştuğu, davacıların çıkma paylarının 140.679.100,00 TL değere göre ve 300.000.000,00 TL değere göre ayrı ayrı hesap edildiği ” ifade edilmiştir.
Dava; şirket ortakları tarafından açılan şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesi terditli olarak çıkma payı karşılığında davacıların şirket ortaklığından çıkarılmaları talebine ilişkindir.
Anonim şirketin sona erme sebeplerini düzenleyen 6102 sayılı TTK’nun 529 maddesinden sonra özel haller başlığı altında 531. maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Davacı orakların davalı şirketteki sermaye paylarının TTK 531. maddenin 1. cümlesinde öngörülen şirket sermayesinin onda birini aştığından dava yolu ile şirketin fesih ve tasfiyesini talep haklarının bulunduğu anlaşılmıştır.
TTK 531. Maddesi kapsamında haklı sebep kavramı doktrinde “hukuki ilişkini sürdürülmesinin çekilmez hale getiren ve yenilik doğuran bir bildirim veya dava ile hukuki ilişkiyi sona erdirmek veya değiştirmek yetkisinin kullanılmasını adil gösteren hukuki olgudur” şeklinde tanımlanmış olup ekonomik amaçla kurulan anonim şirketlerde ortakların amacı kar payı almak olduğundan pay sahipleri bakımından ortaklığın devamını objektif olarak çekilmez hale getiren sebeplerin varlığı şirketin feshini talep hakkı verecektir.
Somut uyuşmazlıkta davalı şirketin 2008 yılından itibaren 2017 yılı dahil son 11 yıllık dönemde sürekli zarar ettiği, belirtilen yıllarda herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, gelir elde etmediği, bahçeli ahşap köşk niteliğindeki tek gayrimenkul haricinde önemli bir mal varlığının bulunmadığı, bu kapsamda şirket ana sözleşmesinde belirtilen faaliyet konularında bir işlem ve faaliyet göstermeyen ve kar elde etmeyen davalı şirket yönünden pay sahipleri bakımından ortaklığın devamını objektif olarak çekilmez hale getiren haklı sebepler gerçekleştiğinden dava tarihi itibariyle şirketin haklı nedenle feshi koşullarının oluştuğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalı tarafça davalı şirkete ait tek mal varlığı olan taşınmaza ilişkin inşaat ruhsatı başvurusunda bulunulduğu ve bu kapsamda tadilata başlanacağından şirketin faal olduğu ileri sürülmüş ise de davalı şirket tarafından Kadıköy Belediyesine ruhsat başvurusunun işbu dava tarihinden 10 gün kadar evvel 27.07.2018 tarihinde yapıldığı dava devam ederken 18.07/2019 tarihi itibariyle inşaat ruhsatının alındığı görülmekle birlikte haklı sebeple şirketin feshi talebine esas olan haklı sebeplerin varlığının dava tarihi itibariyle mevcut olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğinden dava tarihinden sonra inşaat ruhsatı alınmasının dava tarihi itibariyle kanıtlanan haklı sebep olgularını ortadan kaldırmadığı, öte yandan inşaat ruhsatı alınmasının şirketin ticari faaliyete başladığı/başlayacağı anlamına gelmeyeceği, bilirkişi heyeti ek raporunda daha önceki tarihlerde şirket tarafından ruhsat alındığı ancak süresinde işlem yapılmadığından ruhsat süresinin dolduğu ve davalı şirketçe başka bir faaliyette de bulunulmadığı tespit edilmiş olmakla davalı şirketin dava tarihi itibariyle haklı nedenle fesih ve tasfiyesi talebinin kanıtlandığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
6102 sayılı TTK 531. maddesi gereğince haklı sebeplerin gerçekleşmesi halinde mahkeme tarafından fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilebileceği ön görülmüş ve davacı tarafça bu yönde talepte bulunulmuş ise de davalı şirketin aktifinde yer alan taşınmaz dışında davacı azınlığın çıkma payını ödeyebileceği başkaca bir mal varlığı bulunmadığı, bir başka ifade ile davacıların çıkma payının ödenebilmesi davalı şirkete ait tek mal varlığı olan taşınmazın satışı yapılmaksızın mümkün görülmediğinden bu durumun şirketin fiilen tasfiyesi sonucunu doğuracağı hususu gözetilerek şirketin haklı nedenlerle feshine ilişkin kanıtlanan davanın kabulüne şirketin feshi nedeniyle tasfiye işlemlerinin yürütülmesi bakımından resen tasfiye memuru atanmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne … sicil numarası ile kayıtlı … Dekorasyon İç ve Mim. Mob. Tas. Taah. ve San. A.Ş.’nin fesih ve tasfiyesine,
2-Tasfiye Memuru olarak….’nın atanmasına,
3-Tasfiye memuruna tayin edilen aylık 2.000 TL ücretin davalı şirket tarafından karşılanmasına
4-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile 23,40 TL harcın davalıdan tahsiline ve hazineye gelir kaydına,
5-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 35,90 TL peşin harç, 384,90 TL keşif harcı, 3.600,00 TL bilirkişi ücreti, 161,00 TL tebligat, 1.287,40 TL müzekkere gideri talimat posta gideri talimat mahkemesi bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.505,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
23/09/2021
Gerekçeli kararın yazıldığı tarih: 12.10.2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …